banner564

Bir de tersinden bakalım

   Koray Başdoğrultmacı, eşiyle birlikte Gazimağusa Mahkemesi önünde Kıbrıs Cumhuriyeti bayrağı ile eylem yapınca gündem olmuştu…

   Bu hareket, Rum basınının o kadar çok ilgisini çekmişti ki; Başdoğrultmacı çifti günlerce gazete sayfalarında geniş yer almıştı…
   Etkin propaganda yöntemi budur!..
   Mutlaka hiç kimsenin ‘yapmaya cesaret edemediğini’ yapacaksın…
   Ve Rum basınında geniş yer bulacaksın…
   Yıllar önde bir bayan gazeteci arkadaşımız Rum gazetesinde köşe yazarlığı yapıyordu…
   Sadece bir yazısında “Ama Rumlar da 1963 olaylarından dolayı suçludur” gibisinden bir ifade kullanmış diye o Rum gazetesi yazılarına son vermişti…
   Rumlar, yaşanan bunca felaketten sorumlu değildir!..
   Öyle mi?..
   Maalesef kural böyle…
   Gerçekleri yazabilen Rum gazeteci sayısı bir elin parmaklarını geçmiyor…
   Yazanların gazeteleri ise 500’ün altında satış yapıyor…
   Onlara da ‘günü geldiğinde’ cezayı bir şekilde kesiyorlar…
   Başdoğrultmacı çifti, bu eylem nedeniyle bir süre sonra Rum lideri Nikos Anastasiadis tarafından Başkanlık sarayında kabul edilmişti…

Sıra Halil’de 

   Başdoğrultmacı çiftinin eylemi artık çok gerilerde kaldı…
   Şimdi Rum basının ana gündemi Halil Karapaşaoğlu…
   Vicdani Ret meselesinden dolayı o kadar çok ilgi çekti ki; Rum gazeteciler onu haber yapmak için mahkeme koridorunda nöbet tuttu…
   Helal olsun Halil’e…
   Bu sayede Rum gazetelerinde manşet olma şansını yakalamak da önemli…
   Kıbrıslı Türklerin demokrasisini gözler önüne sermek açısından önemli bir olay!..
   Büyük bir kesim ‘Vicdani Ret’ meselesine olumsuz bakıyor…
   Ortaya konan çok haklı gerekçeler var…
   Mesela Rumların lise sonrasında mecburi askerlik yapması ve terhis olunca G3 silahlarının zimmetli bir şekilde evlerine taşınması…
   Halil “Ben elime silah almayacağım…” diyor…
   Rum Yönetimi ise, terhis olan 120 bin kişiye G3 silahı veriyor…
   Halil, Yorgo’ya karşı silah tutmayacağını söyleyerek Rum basınında geniş yer alıyor…
   Bunun bir başka önemli yanı “Tüm Türkler dışarı” diyen terörist ELAM’a mesaj vermektir…
   Bir de bu şekilde düşünelim…
   “Ey ELAM teröristleri biz size karşı silah tutmak istemiyoruz… Haydi, siz de silahları teslim edin…”
   Çok ilginç bir gelişme yaşanıyor Yavru adada…
   Yıllardır bir araya gelemeyen, küçük bir ülkeyi paylaşamayan insanlar hiç olmazsa bu şekilde ‘ortak bir yan’ buluyor…
    Biri kendi bölgesinde eylem yapıyor, diğeri bu eylemi kendine malzeme olarak kullanıyor…

Lemba’lı Ayşaba ve Meclis

   Pepsi’nin, Diyalog’ta yayımlanan reklamını görmeyen kalmadı…
  Lembalı olup, Büyükkonuk’ta yaşayan Ayşaba “Hade be Messi” diye bağırıyor, komşusu “Vur be Pogba” diye karşılık veriyor…
   Lembalı Ayşaba’nın ününü Kıbrıs’ın kuzeyinde duymayan, bilmeyen kalmadı…
   Ama güneyde kalan Lembalı Rum komşuları onu duyamıyor, göremiyor… 
   Ayşaba’nın yeni bir reklam filminde oynaması için Meclis’in gündemine gelecek olan ‘Vicdani ret’ yasasının geçmesi lazım…
   Bu Meclis, yıllardır çürümüş yasaları ellemiyor…
   Ölüm trafik kazalarıyla ilgili cezaları artırmak için kılını oynatmıyor…
   Bilişim Yasasını geçirmediği için, başta bakanlar olmak üzere, yüzlerce kişiye ağır hakaretler, küfürler yağdırılıyor…
   Ama ‘ses getirici’ konularda müthiş bir hız yakalayabiliyor…
   İşte sırada Vicdani Ret yasası var…
   Koalisyon ortağı partiler bunu hükümet programına da koydukları için, milletvekillerinin bilgisine dahi getirmeden tasarıyı meclise gönderiyorlar… 
   Şimdi sırada yasa tartışmaları var…
   Bu şekilde Rumların manşetlerine yerleşerek, KKTC’deki ‘sınırsız demokrasiyi’ göstermek suretiyle, tüm ırkçı güçleri nakavt edecekler…
   Ya da yeni bir krize neden olacaklar…
   Renkli bir haftaya giriyoruz…
   Hayırlısı olsun…

YORUM EKLE

banner608

banner474