banner564

 Bir soru da bizden

   Rum Lideri Nikos Anastasiadis, geçtiğimiz hafta içinde ‘bilinen şartlarına’ bir yenisini daha ekledi…

   Crans Monstana öncesi ve sonrasında “İşe yaramaz garantiler sona ermeli, askerlerin tamamı çekilmelidir” diyordu…
   Bu kez ‘siyasi eşitlik’ konusunu da gündeme getirerek, azınlıkta olan Kıbrıslı Türklere böylesi bir hakkın verilemeyeceğini söyledi…
   “Azınlıkta olanlara eşitlik ve veto hakkı verilmesi kabul edilemez” dedi…
   Neden edilemez sorusunu da kendisi sordu ve bir örnekle yanıtladı:
   “Mesela Mısır’a doğal gaz satılması konusunda bir karar alacağız, azınlık bunu veto ederse, çoğunluğun kararı geçersiz olacak…”   
   Anastasiadis, kendi toplumunu, özellikle de kiliseyi memnun etmek için gerçekten ilginç örneklerle karşımıza çıkıyor ve bu kez bizden olumsuz not alıyor…
   Şimdi ona bir soru da biz gönderelim:
   “Kıbrıslı Rumlar, Türkiye ve azınlıkta olan bizlerin aleyhinde bir karar alırsa ve Kıbrıslı Türkler o kararı veto edemiyorsa, o zaman bu nasıl bir ortaklık olacak?..”
   Soruları çoğaltabiliriz…
   Ancak onun bir sorusuna, bir soru ile karşılık vermek yeterlidir…
   Kıbrıs sorununa, Birleşmiş Milletler kararları çerçevesinde “İki bölgeli, iki toplumlu federal bir çözüm bulunacaksa, iki toplumun siyasi eşitliği kaçınılmazdır…
   Bunu kabul etmezseniz, uzlaşı şansınız olamaz… 
   Anastasiadis’in sık sık gündeme getirdiği bir konu daha vardır…
   Her fırsatta bizlere “Ankara ile göbek bağını kesiniz” çağrısı yapıyor…
   Ankara bizim anavatanımızdır…
   Atina da Kıbrıslı Rumların anavatanıdır…
   Ve Kıbrıslı Rumlar her konuda Atina ile bağları kuvvetlendirirken, Kıbrıslı Türklere “bağları koparın da gelin” demek gerçeklerle alay etmektir…
  Halk böyle iken; Yunanistan’la göbek bağını kopmaz bir şekilde güçlendirmek için ortak stratejiler belirleyen ve anlaşmalar imzalayan Rum Lideri Anastasiadis’in, diğer yandan Kıbrıslı Türkleri, Türkiye’den uzaklaştırmak istemesi kabul edilemezdir...

Akıncı’nın yerinde uyarısı

  Gelelim son günlerde yaşanan akaryakıt krizine…
   Kuzey Kıbrıs’ta benzin ve mazot fiyatları, güneyin oldukça altındadır…
   Sınır kapıları açık olduğuna göre; Yeşil hat Tüzüğü çerçevesinde her iki toplumun da karşılıklı alış-veriş hakkı vardır…
   Nitekim bazı tüketim maddelerini güneyden karşılayan Kıbrıslı Türklere KKTC gümrüğü tarafından herhangi bir zorluk çıkarılmıyor…
   Rum gümrüğü ise, kuzeyden akaryakıt veya başka bir ürün alanları cezalandırıyor…
   Böylesi ırkçı bir anlayışı kabul edemeyiz…
   Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın gerek akaryakıt, gerekse mozaiklerin sökülmesini ve Larnaka üzerinden kuzeye geçmek isteyenlerin geri gönderilmesini gündeme getirerek Rum tarafına ‘zihniyet değişikliği’ önerisinde bulunması, AB yetkilileri tarafından da dikkate alınmalıdır…
   Aynı adada yaşadığımıza göre; her iki toplumun da tercihlerine saygı duymalıyız…
   Türk tarafından satın alınan mozaiklerin sökülmesini de, vizesi olduğu halde turistlerin Larnaka’dan geri gönderilmesini de kabul edilemez ırkçı, faşist bir yaklaşım olarak görüyoruz…
   Adada çözüme ulaşmak istiyorsak, bu zihniyetin değişmesi kaçınılmazdır…
   Ya zihniyet değişikliği…
   Ya da bölünmüşlük…
   Buna karar verme zamanıdır…
   Hayırlı haftalar...

YORUM EKLE

banner471

banner474