banner564

Biri yer, biri bakar!

Acıların kadını şarkıcı Bergen’i ve şarkılarını anımsatan bir düzen içinde yuvarlanıp gidiyoruz!
Bir gün olsun güzel bir şeyler yazmak arzusu içinde kalkıyorum; etrafıma, sağa sola bakınıyorum, ne mümkün! 
Havayı yumuşatmaya çalışan tek tük politikacıların hayal aleminde gezinen açıklamaları bile olumsuzlukları kapamaya yetmiyor.
Kimseler resmin tamamını dikkate almadan ahkam kesiyor. Nedeni basit! 
İşlerine öyle geliyor!
Pandemiden dolayı kapalı durmaya devam ediyoruz. 
Sokağa çıkma yasakları her hafta yenileniyor, iş yerlerinin kapalı tutulmasına, turizm sektörünün kapısına kilit vurmasına, üniversitelerin suskun duruşlarının devamına olan kararlar sürdürülüyor.
Doğal olarak insanlar arasında var olan gelir düzeyindeki farklılıklar da artarak giderek derinleşiyor!
İşin en kötü yanı pandemiden dolayı bozulan ekonomik düzenden hiç etkilenmeyenler olabildiği gibi açlık sınırına gelip dayananlar var.
Toplumun yaşamsal sektörleri kapılarına kilit vurmuş!
İşsiz kalan turizm işçisinin, uzun zamandır vasıtasını garajdan çıkaramayan toplu taşımacılık işletmecisinin, kimi kepenklerini kapatan, kimi aralık tutarak namusu kurtarmaya çalışan esnafın, kuaförünün, berberinin, lokantacısının, bar’cısının, hırdavatçısının, inşaat işçisinin günahı ne?
Günahı, devletin korumasından ayrı tutulması mı?
Devletten, öyle veya böyle maaş çekenlerin olumsuzluklardan etkilendiğini söyleyebilir misiniz? 
Aksine, sokağa çıkma yasağından en çok onlar yararlanıyor! Çalışmadan maaşlar hesaplara yatabiliyor. 
Gözümüz yok ama marketçilerin, bunlara mal temin edenlerin, bazı başlıklarda su akarı akmaya devam edenlerin yukarıda saydıklarımdan farkı ne?
Elle tutulur, esasa yönelik hiçbir önlem getirmeden, düşünülmeden, kapalı tutulan sektörlerden gelen tepkiler dikkate alınmadan, alınmış eski kararlarda ısrar ediliyor.
Pandemiyle mücadele etmenin yanında devletin bir görevi de vatandaşın gelir düzeyleri arasındaki dengeyi korumaktır.
“Biri yer, biri bakar, kıyamet bundan kopar” derdi eskiler! 
Toplumun büyük kesiminin gelir düzeylerinin acınacak durumda olduğu bir gerçek. 
Buna karşın denetimsizlikten, bir de devletin kendi eliyle getirdiği fonların etkisinden raflardaki en temel ihtiyaç maddelerine uzaktan bakılır oldu.
Yerli üreticilerin, kasabın, meyve ve sebzecilerin de pahalılığa ayak uydurmasıyla birlikte ciddi sosyal patlamaların kapıda olduğunu söyleyebilirim.
Devlet adeta sosyal itaatsizliğe davetiye çıkaran bir tutum içindedir!
Bu akşam balık yiyebilirsiniz ama yarın akşam balıkların sizi yemeyeceğini söyleyebilir misiniz?
Siz yaşananlara kulak tıkamaya devam edin!

YORUM EKLE

banner471

banner474