İngiltere, İtalya, İspanya, Güney Kıbrıs, Türkiye, AB ve de ABD. Hiçbiri kapanmıyor, hiç birinde ekstra tedbirler alınmıyor ve hiçbirinde korku bizimkisi kadar değil. Bu ülkede tüm okullar açıldı ya da açılmak için gün bekliyor.  
İngiltere’deki öğretmen sendikaları grev yapmıyor, İspanya’daki doktorların canı yok, İtalya’da aylarca evine gitmeyen doktorlar var.  Ama bizde birazcık sıkıyı gördük, düştüğümüz duruma bakın.
Ekonomi için artık sayılı günleri kaldı diyebiliriz. Turizm ise en az 3 yıl artık bu ülkede olmayacak. Bunun aksini iddia edecek olan varsa buyursun gelsin canlı yayında karşıma. 
15 Eylül itibari ile KKTC’de açık otel kalmayacak. Pek çoğu zaten kapalıydı, onlarda müşteriline mesaj gönderip 15’inden sonra artık hizmet vermeyeceklerini bildirdiler.  Bir daha da ne zaman açılırlar artık Allah bilir.
Hükümet bir yandan hayatı devam ettirmek istiyor ama öte yandan sosyal medyada korku ve panik yaratanların gürültüsüne kanıp her yeri kapatma kararı alıyorlar. 
Bu ülkede artık turizm bitmiştir. Yükseköğretim ise can çekişmektedir. Bu anlayışla da devam ederse biraz daha zaman geçtikten sonra onunda ruhuna Fatiha okuruz her halde.
Hükümeti eleştirebilirsiniz, ama kapanmadığı için değil, doktor, hastane ve yatak sayısını arttırmadığı için eleştirebilirsiniz. Dün söylemiştik, 2 Ekim’de ne olacak? 
Bugün nerede bıraktıysak 2 Ekim’de oradan başlayacağımızı unutmayın! Ama bu süreçte zaten can çekişmekte olan esnaf son nefesini verecektir.  Pek çok şirket işten çıkartmalara hız verecektir.
 Biz bittik usta…

Samimiyet testi
Önceki akşam Tufan Erhürman’ın manifestosunu dinledim. Çok samimi çok sıcak ve çok yapıcı buldum. Ama bazı CTP’li arkadaşlar Erhürman’ın açıklaması sonrası “Hükümet istifa”, “Derhal o koltukları bırakın” gibisinden paylaşımlarda bulundular.
Bugün ülkede ve dünyada olağanüstü bir durum yaşanıyorsa bunun sebebi UBP değildir. Eğer bu kriz ortamında bir hükümet kurulacaksa halkın temsiliyeti göz önünde bulundurulmalıdır.
Eğer CTP’li arkadaşlar samimi iseler önerileri şu olmalıdır; “Her 10 kişiden 6’sının oyunu alan UBP ve CTP kriz hükümeti kursun.”
Yoksa şark kurnazlığı yapıp seçimler öncesi o kalksın ben oturayım anlayışı geçen gece izlediğimiz ve samimiyetine inandığımız Erhürman’ın sözleri ile bağdaşmamaktadır. Kendi kendilerine çelişmektedirler.
Bu konuda samimiyete davet ediyorum, bunu kabullenecek kadar cesursanız ve en önemlisi samimiyseniz buyurun kamuoyunda bunu açıklayın ve biz de bunu olgun bir şekilde kamuoyu önünde tartışalım. Aksi ise durumdan istifade etmeye girer ki bu da yakışık almaz kanaatindeyim.

Siyasetin beyefendisiydi
Ramazan Özçelik’i kaybettik geçen gece. Dün de son yolculuğu için İstanbul’a gönderdik. Siyasete Demirel’li yıllarda giren, sonrasında Özal ile devam eden ve bir anda kendini Kıbrıs Türk siyaset sahnesinde bulan Ramazan Özçelik tam bir beyefendi ve iyi bir siyasetçiydi.
ÖRP döneminde çok kavgalarımız çok çekişmelerimiz oldu. Ama bu çekişmeli günlerde bile saygısını ve sevgisini hiç kaybetmedi. Hep şık giyinir ve etkili konuşurdu.
Hastalandı, İstanbul’da uzun bir tedavi süreci geçirdi, tedavisi tamamlanmadan Kıbrıs özlemine yenildi ve KKTC’ye geri geldi. Bir müddet her şey yolunda gitti, sonra yeniden hastalandı, bu kez İstanbul’a gitmek istemedi ve son kez gözlerini burada kapadı.
Mekanın cennet olsun güzel insan….

MESAJLAR

Tufan ERHÜRMAN: Eğer milli mutabakat hükümeti veya kriz hükümeti kurulacaksa burada kimin akıllı ya da kimin cesur olduğuna bakılmaz. Halkın temsiliyetine bakılır.  Bu konuda samimi iseniz bunu seslendiriniz. 

Dimağ ÇAĞINER:  Geçen defa girdiğimiz iddiayı kaybetmiştiniz. Bu kez yeni bir iddia ortaya atıyoruz ve diyoruz ki; bu ülkede en az 3 yıl turizm yapılamayacak. Şartlar buna el vermeyecek, buna göre hazırlık yapmamız gerekiyor. 

Orhan TOLUN: Otelciler kendi dertlerine düştükleri için şu an size kimse kulak asacak durumda değil. Dimağ Başkana dediğimiz gibi en az 3 yıl bir şey beklemeyin. Arkadaşlara da iletin lütfen. 

Savaş CELEP: Pek muhterem valideniz Hakka yürümüş. Merhumeye Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabırlar diliyoruz, başınız sağ olsun, mekanı cennet olsun inşallah. 

Murat GEZİCİ: 11 Ekim öncesi son kamuoyu araştırmanızı tamamlanışsınız ve önümüzdeki Cuma günü kamuoyu ile paylaşacakmışsınız. Tüm gözler bu açıklamada olacak. 

Bülent DİZDARLI:  Şu İngilizler neden bizim gibi kapanmıyorlar, neden İspanyollar bizim gibi karar alamıyorlar. Bu ülkelerde Covid acaba başka sorunlara mı neden oldu insan beyninde? 

Meriç AVUNDUK:  Yeni üç çeşit hellimi piyasaya sunmuşsunuz. Özellikle bizim gibi tansiyon hastaları için az tuzlu hellim gerçekten harika olmuş. İşte inovasyon budur, tebrik ediyoruz sizi.  

Erhan ARIKLI: Partinin üst yönetim grubu hastalığa yakalanınca seçimleri tekrardan gözden geçirme kararı almışsınız. Ancak bunu yapabilmek için diğer arkadaşlarınızın iyi olmasını bekliyormuşsunuz. 

Turan BÜYÜKYILMAZ: Corona salgınına yakalandıktan sonra hastanede tedavinize başlanmış ama diğer hastalara göre sizin durumunuz biraz daha ağır seyrediyormuş. Rabbim şifalar versin inşallah. 

Emrah YEŞİLIRMAK: Yani tavlayı sizden öğrenen bir arkadaşı geçen gün evire çevire yendik. Yani siz böyle tavla öğretiyorsanız sakın bizim karşımıza çıkmayın. Durum çok yıkıcı olabilir sizin için. 

Yakup GENÇ: Hükümetin dün aldığı düğün iptali kararlarından sonra sizin düğünde ileri bir tarihe ertelenmiş. Belki de bu kararın alınmasının perde gerisinde Mesut olabilir. Bizden söylemesi. 

İbrahim ÇAKIRDAĞ: Hocam genç öğretmenler bu salgın durumda okula gitmeyeceğini söylüyor. Yılların hocası olarak siz eskiden hangi şartlarda okula gidiyordunuz bir anlatsanıza Allah aşkına. 

Kansu AKSU: Ev karantinanız devam ediyormuş. Bu arada geceleri evden çıkmıyorsunuz değil mi? Yoksa bu karantina işinin perde gerisinde başka şeyler olmasın. Eğer öyleyse biz de gelelim 5-10 gün yanınıza.