banner564

Biz üzülüyoruz, ya siz?..

   Kıbrıs sorununun bir gün ‘mutlaka’ çözüleceğini hepimiz biliyoruz…
   Çözüm gerekli midir?..
   Elbette çok gereklidir…
   Öyleyse ‘sağlam’ bir çözüm için çalışalım…
   Kalıcı bir anlaşmaya varabilmek için ‘yapılması gerekenleri’ yapalım…
   Yapılması gerekenlerin başında ‘iki toplum arasındaki güveni artırmak’ geliyor…
   Sınır kapılarının açıldığı 23 Nisan 2003 yılından bu yana iki toplumu yakınlaştırmak için çok çalışıldı, çok paralar harcandı…
   Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlardan ‘çok daha fazla’ gayret gösterdi…
   Kıbrıslı Rumlar bu süreçte ‘kilisenin’ ve ‘ırkçı eğitim sisteminin’ etkisinden kurtulamadı…
   Kıbrıslı Türklerin yöneticileri de halkımızın barış yanlısı olduğunu, kin ve nefret duygusuyla yaşamadığını hem Rumlara, hem dünyaya anlatmak için etkili bir çalışma gösteremedi…
   Ne yazık ki; göze girecek hiçbir şey yapılmadı… 
   Rum liderliği ise, bir zamanlar Türkiye’nin yakın dostu olan Arap ülkelerini dahi etkileyen bir propaganda savaşı başlattı…
   Ve bunda etkili oldu…
   Peki bizler hep seyirci mi kalacağız?..

Peki bizler ne yaptık veya ne yapıyoruz?..

   Özellikle son yıllarda kendi içimizde karşılıklı saldırılar, iftiralar, siyasi oyunlar ve şahsi ihtiraslarla vakit geçirirken, sesimizi ‘ulaşabildiğimiz her yere’ ulaştırma gayreti göstermedik…
   Kıbrıs’ın kuzeyinde işgalci olmadığımızı, her zaman çözümden yana olduğumuzu, 2004 yılında BM ve AB’nin onayladığı Annan Planı’na ‘evet’ dediğimiz halde olumlu bir karşılık görmediğimizi hiç kimseye anlatamadık…
   İç kısır çekişmelere ayırdığımız zamanın yarısını dahi ‘kendimizi anlatma seferberliği’ için kullanmadık…
  Siyasilerin bir kısmı ‘vatan-millet’ edebiyatına sarılmayı, diğer kısmı ise değişmeyen ‘tek çözüm federasyon’ sloganıyla ‘başarısızlığın’ üstünü örtmeye çalıştı…
   ‘İşgalci ve istilacı’ edebiyatını yıkabilmek; ama ondan da önemlisi Kıbrıslı Rumlarla ilişkileri geliştirebilmek için herhangi bir proje üretemedik…

Kısmet ayağımıza geldi

   Derken kısmet ayağımıza geldi…
   Ekonomik şartlar Kıbrıslı Rumların bir kısmını kuzeye yönlendirdi…
   Akaryakıt ürünleri, sigara ve bazı tüketim maddelerinin güneyden çok daha ucuz olması nedeniyle bazıları kuzeye geçmeye başladı…
   Kuzeye geçenler, karşılarında güler yüzlü, misafirperver insanlar gördü…
   Bunun faydalarını düşünebiliyor musunuz?..
   Hiç para harcamıyorsunuz…
   Üstelik para kazanırken, kendinizi tanıtma ve ilişkileri geliştirme imkanı buluyorsunuz…
   Ne var ki; KKTC’yi yönetenler bu inceliği anlayabilmiş değildir…
   Anlamış olsalardı günün belirli saatlerini Metehan’da, Lokmacı’da, Beyrarmudu ve Mağusa sınır kapılarında geçirirdi…
   Yaşanan sıkıntıları bizzat yerinde gördükten sonra BM ve AB nezdinde harekete geçer “daha çok kapı” talep ederlerdi…
   Bunun için iki toplumlu komiteyi de harekete geçirebilirlerdi…
   Ama bunların hiçbiri yapılmadı…
   
İki taraf da anlamalı

   Kıbrıs’ın sahibi olan her iki toplumun da artık bazı gerçekleri anlamasında fayda vardır…
   Özellikle Rusya’nın, Ukrayna’ya yönelik askeri harekatı sonrasında ciddi bir değerlendirmeye ihtiyaç vardır…
   Savaşın ‘seçenek olmadığı’, insanları ölüme veya yokluğa götürdüğünü herkes anlamalıdır…
   Rusya’nın işgal harekatı sonrasında dünyanın ekonomik açıdan ciddi şekilde etkilendiğini de anlamalıdır…
   Akaryakıt ürünleri ve buğdayda meydana gelen rekor artışları önümüzdeki aylarda turizmdeki olumsuzluklar izleyecek…
   Ayrıca vicdan sahibi herkes milyonlarca insanın maruz kaldığı olaylar karşısında daha çok üzülecek ve daha sağlam bir gelecek planlaması yapmaya çalışacak…
   Göçler artacak, aile bağları zayıflayacak…
   Halbuki; Kıbrıslılar için ‘kalıcı bir anlaşma’ sonrasında çok daha güçlü bir ekonomi ve refah düzeyi yükselmiş bir yaşam şansı vardır…
   Bunun iyi değerlendirilmesini diliyoruz… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hasan Nuri
Hasan Nuri - 2 yıl Önce

Sayın Kahraman Dünya Lideri Cumhurbaşkanımızın izinde Rumlar’la artık görüşme İSTEMİYORUZ , Maraş karşılığı Limanlarımızı ve Ercan’ı Dünyaya açmak İSTEMİYORUZ , daha fazla sınır kapıları açmak İSTEMİYORUZ , Rumlar’ın gelip Petrol almasını İSTEMİYORUZ , Ülkemizde turist ve yatırımcı İSTEMİYORUZ , Ülkemizde ne Rumlar’ı ne AB ve BM yi İSTEMİYORUZ , Fakirleşip yoksullaşan Dünyadan kopmuş KKTC de biz bize kalıp yaşamak İSTİYORUZ
Yaşasın FOR EVER TRNC !!

Öz
Öz - 2 yıl Önce

Kıbrıs sorununun bir gün mutlaka çözüleceğini gerçekten İnanan yurttaşlarımızın oranı yüzde kaç? 1960 da kurulan KC nin, ne ortağı olan iki cemaatın lideri, son seçime kadar bir anlaşmaya varmak için çalışmışlar, belli de mesafe katetmişler. Ancak son cumhurbaşkanlığı seçimi ile, dünyanın tanıdığı K/Türk toplum liderliği bitirilme sürecine sokulmuş, külliye, davetler, kabuller, ziyaretler ile BM nin tanıdığı, bizim kurucu ortak olduğumuz, Türkiyenin 3 garantörden biri olduğu KCnin topraklarında, tanınmamış olsa da, ayrı bir devlet olduğunu iddia ederek, nasıl Kıbrıs sorunu çözülecek ki? Kıbrıs sorunu KCni yıkmak suretiyle çözülemeyeceği aşikar. Kıbrıs sorunu ancak KC nin toprak bütünlüğü ile çözülebilir. Kalıcı bir çözüm böyle olur da, gerek Türkiye, gerekse KKTC deki siyasi yapı buna müsade eder mi?

Alev Arsal
Alev Arsal - 2 yıl Önce

Olayları çok doğru bir bakış açısıyla değerlendiriyorsunuz Reşat bey. Kutluyorum.

Turkish power
Turkish power - 2 yıl Önce

Mr öze cevap it ürur kervan yürür

banner608

banner473