banner564

Biz Yapamıyoruz

Geçtiğimiz hafta sonu iki toplumlu sivil örgütlerin ortaklaşa projelendirdiği ekoloji gazeteciliği projesine katıldım. Proje bir Amerikan organizasyonu olan HasNA tarafından finanse edilidi.  Terra Cypria (Kıbrıs Çevre Koruma Vakfı), Friends of the Earth Cyprus (Kıbrıs yeryüzü Arkadaşları) ve Biyologlar Derneği projelendirmeyi yapan sivil toplum örgütleriydi. Üç günlük bir çalışma programı olan projenin iki gününde, saha ve masa başı çalışması, üçüncü gününde ise çalışmaların sunumları yapıldı.
Cumartesi günü sabah saat 09:00’da Birleşmiş Milletler’in kullanımında bulunan  Ledra Palas otelinde toplandık. İlk durak noktamız, Birleşmiş Milletlerin eskortluğunda, Haspolat’ın güneyinde kapalı bulunan ara bölgeydi. Buradaki çalışmamızı bürokratik bir neden ile gerçekleştirmeden, ikinci durak noktamıza gitmek için üç guruba ayrıldık. Birinci grup Paralimni, ikinci grup Achna, üçüncü grup ise Oraklini sulak alanına yöneldi.
Ben üçüncü grupla beraber Oraklini sulak alanına gittim. Oraklini, Larnaka’ya 10 km uzaklıkta, Güney Kıbrıs’taki 16 kuş gözlem noktasından biri. Ayrıca iki kuş türünün yuvalanma alanı ve koruma altında. Uzunbacak (Black-winged stilt) ve Mahmuzlu Kızkuşu (spur-wined lapwing). Yaz göçmeni olan bu kuş türleri 25-35 cm büyüklüğünde olup, alandaki  böcek, kabuklular ve küçük omurgasız hayvanlarla besleniyorlar
Burayı ziyaret etmemizin nedeni?
Güney Kıbrıs Yönetimi, gölün kıyısında bulunan tek gidiş-geliş olan yaklaşık 6 metre genişliğindeki yolu, orta refüjü, bisiklet yolu, yaya kaldırımı olan çift gidiş-geliş 22 metre genişliğinde yeni yol yapmak istiyor. Bu yeni yapılaşmaya sıcak bakmayan çevreciler, ekoloji gazeteciliği projesi çerçevesinde, konuyu basında nasıl, ne şekilde öne çıkarabileceklerini tartışmamız, görüş alış-verişinde bulunmamız için bizleri oralara taşıdılar. Bölge hakkında bilgi edindikten sonra yine kendi içimizde bizleri üçer kişilik üç gruba ayırdılar. Birinci grup hükümet yönetimini, ikinci grup bölgede yaşayanları, üçüncü grup ise çevrecileri temsilen oluşturduk. Her grup kendine bir misyon yüklenip, Oroklini sulak alanı kıyısında yapılması planlanan yeni yol projesinin artılarını ve eksilerini tartıştık. Hükümet grubu yol yapımının bölgeye olacak olumlu etkisini, çevreciler ise yolun yapımı ile bölgenin uğrayacağı tahribatı vurguladı. Bölgede yaşayanları temsil eden grup ise nüfus artışı ile gelişimin kaçınılmaz olduğun, yeni yapılaşma olacaksa doğa ile uyumlu olması gerektiğini vurguladı.  Buradaki amaç, grupların birbirlerinin görüşlerini çürütmekten öte, ortaya konulan görüşler doğrultusunda, konunun basında dikkat çekici bir şekilde yer almasını sağlamaktı.
Birinci günün akşamı, Kritu Terra köyünde konakladık. Köyün eski yapı dokusunun güzel bir şekilde korunduğunu gözlemledik. Ayrıca eski köy okulu da bir Çevre Eğitim Merkezine dönüştürülerek yeniden kullanıma açıldı.
İkinci gün ise, Çevre Eğitim Merkezinde, ziyaret edilen üç farklı bölge için ayrı ayrı, bir önceki gün toparlanan materyaller ile haber oluşturmak için, gün boyu masa başında çalıştık. Pazar akşamı herkes ikamet adreslerine ayrıldı. Pazartesi akşamı ise oluşturulan yazılı ve görsel haberlerin sunumu yapıldı.
Burada önemle vurgulamak istediğim, geçen hafta sonu yaptığım grup çalışmasından ziyade, bizlerin Kıbrıs’ın Kuzeyinde yapamadıklarımız, başaramadıklarımızdır. Tamamlanmayan Natura 2000 projemiz, yollardaki ezilmiş hayvan ölüleri, elektrik santrallerine takılamayan filtreler, atıkların yönetilememesi, yağmur taşkınları ve uzayıp giden liste… Daha da önemlisi, bir şeyler yapmaya çalıştığımızda ise çatışma noktasına geliyoruz. Örnek mi, Karpaz Yarımadası’na elektrik götürülüp, yol yapılırken yaşananlar…
YORUM EKLE

banner471

banner473