banner564

Bizimle dalga geçiyor

   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin Kıbrıs Özel Danışmanı Bayan Lute, dün Cumhurbaşkanı Akıncı’ya, Rum liderinden özel bir mesaj getirdi…

   Mesajın, anlaşılacak şekilde özeti şöyle:
   “Garantiler kaldırılacak, askerler gidecek, dönüşümlü başkanlık olmayacak. Başkan sürekli Rum olacak ama Kıbrıslı Türklere dönüşümlü Başbakanlık verilebilecek.”
   Başkanlık sistemiyle yönetilen bir ülkede ‘Dönüşümlü Başbakanlık’ nasıl olacak?..
   Başkan Rum olunca, dönüşümlü Başbakan’a ne tür yetkiler verilecek?..
   Tam bir fiyasko…
   Bunun adı, Kıbrıslı Türklerle dalga geçmek, hatta alay etmektir…
   Üstelik; güneyde gittikçe tehlikeli duruma gelen, Almanya’daki Nazilerle işbirliği yapan, tehditle para toplayarak kanlı saldırılar için silahlanan ELAM’ın durumunu görmezlikten gelerek, Türkiye’nin garantörlüğünü kaldırma konusunda ısrarcı olmak, çözüme karşı çıkmakla eş anlamlıdır…
   KKTC’deki tüm siyasilerin uyanması ve gerçekleri görebilmesi için Cyprus Mail gazetesinde dün yayımlanan “We ignore Elam at our peril” başlıklı yazıyı okumalarını tavsiye ediyoruz…
   Ekonomist olan George Koumoullis’in ibret verici yazısı, olası bir çözüm durumunda bizleri bekleyen tehlikenin boyutlarını ortaya koyuyor…
   Gözü kapalı Rum tezlerine destek veren AB ve BM yetkililerinin de bu yazıyı okumasında fayda vardır…
   Cumhurbaşkanı Akıncı’nın uzmanları bu konuda harekete geçerse, haklı davamızı anlamaya yardımcı olurlar…

Hrisi Avgi’nin uzantısı

  Yunanistan’daki Hrisi Avgi (Altın Şafak) örgütü, KKTC Bakanlar Kurulu tarafından 2014’te ‘terör örgütleri’ listesine alındı...
  Ancak; AB üyesi olan Yunanistan bu örgüte siyasallaşma hakkı verdi...
  Sözde insan haklarına, hukuk ve adalet ilkelerine bağlı olan Avrupa Birliği, bu terör örgütünün siyasallaşmasına tepki göstermedi...
  Daha da kötüsü, bu terör örgütünün milletvekiline Avrupa Parlamentosu üyeliği verildi...
  Ne mükemmel değil mi?..
  Avrupa Parlamentosu’nda görev alan, Altın Şafak temsilcisi emekli generel Eleftherios Sinadinos, geçtiğimiz ay içinde çok küstahça bir konuşma yaptı...
  Türklere ‘barbarlık’ ve ‘köpeklik’ bastı...
  Ne yazık ki; Barış Dilimiz bozulmasın diye bizlerden hiç kimse bu adama ağzının payını vermedi...
  İçindeki kin ve nefreti kustuktan sonra faşist generali genel kurul salonundan çıkaran Avrupa Parlamentosu Başkanı Schulz daha sonra Kıbrıs’ı ziyaret etti...
  Amacının, çözüm konusunda tarafları cesaretlendirmek olduğunu söyledi...
  Ardından Avrupa Komisyonu, Kıbrıs’ı çözüme hazırlamak için yeni bir komisyon kurdu...
  Ama hiç kimse, Rum-Yunan tarafının faşist örgütlenmelerine ve Türklere yönelik hakaretlere eleştiri getirmedi...
  Hrisdi Avgi’nin bir uzantısı Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteriyor...
  KKTC Bakanlar Kurulu tarafından terör listesinde yer alan ELAM adlı bu faşist örgüt, şimdiki durumda bile Türklere saldırmaktan çekinmiyor...
  Bırakın sıradan vatandaşları, Kıbrıs’a çözüm gelmesi için elinden gelen her şeyi yapan, hatta tarih kitaplarımızın değiştirilmesine öncülük eden CTP lideri Mehmet Ali Talat’a bile sopalarla saldırdı...
  Şimdi Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılacak olan bu partinin başarılı olması ve Brüksel’e temsilci göndermesi halinde AB açısından ikinci büyük skandal yaşanacak...

Gerçekler bilinmelidir

  Bunları neden yazıyoruz?..
  Elbette gerçekler bilinsin diye...
  Elbette 1974 öncesinde büyük acılar yaşamış olan halkımızın, yeni acılar yaşamaması için...
  Bizleri yönetenler sağlam bir anlaşma yapsın diye...
  Ve tek yanlı hareketleriyle bizlere güven vermeyen AB yetkilileri gerekli mesajı alsın diye...
  AB kurumları gerekli mesajları alır mı, almaz mı bilemeyiz...
  Ama bizler, geleceğimizi sağlama alacak adımlar atmak zorundayız...
  Çözüm olacak diye; Kıbrıslı Türkleri kısa sürede yok edebilecek bir oldu-bittiye getiremeyiz...
  Çözümün olmasını Rumlardan çok daha fazla istediğimizi yeterince kanıtlamış durumdayız...
  Tarih kitaplarımızı değiştirerek, Rumlarla iyi ilişkiyi ön plana çıkardık...
  Devlet Ajansı’na ‘Barış Dili’ talimatları verdik...
  Hepsinden önemlisi kapsamlı çözüm planına 2004 yılında “evet” dedik...
  Bunu reddeden tarafın, aradan 15 yıl geçtikten sonra ikinci kez mükafatlandırılmasını öngören tehlikeli planlara “evet” diyemeyeceğimizi herkes anlamalıdır...
  Kıbrıslı Türkler açısından, Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devamı şarttır...
  Her fırsatta bunu kabul etmeyeceklerini söyleyen Rum lideri Anastasiadis’in bir kez daha ‘OHİ’ye oynadığını artık herkes görmelidir...

YORUM EKLE
YORUMLAR
ALFAROMEO
ALFAROMEO - 5 yıl Önce

GEÇENLERDE,DİYALOG TVDE RUMLARIN LİMASOLDA İNŞA ETMEK İSTEDİĞİ KUMARHANELİ YATIRIMI ÖVEN ELBETTE SİZDİNİZ.DEMEK Kİ SİZ DE ,BİR NALA BİR MIHA VURABİLİYORSUNUZ.KİMSEYE GÜVEN KALMADI ANLAŞILAN.

banner608

banner473