KKTC meclisi dünyaya örnek olabilecek duruma geldi…
   Gündem dışı konuşma adı altında kürsüye çıkan kişi iktidara mensup ise; Kıbrıs sorunuyla ilgili olarak ‘garantörlüğün devamını’, ‘Türk askerinin adada kalmasını’ savunuyor ve federasyon tezinin öldüğünü belirtiyor…
   Muhalefete mensup olanlar ise; ‘sol kesim’ buna tepki gösteriyor…
   Federasyon tezinden uzaklaşamayız…
   Avrupalı yaşam, insan hakları, adanın eşit ortağı…
   Peki kim veriyor size ortaklık hakkını?..
   Neyse buna girmeyelim…
   Bu konuşmaların ne kadar temelsiz ve sağlıksız olduğunu vatandaşlar anlamakta zorluk çekmiyor…
   Ülke ateş yerine döndü…
   Vatandaş evine yiyecek götüremiyor…
   Yaşlılar, soğuk kış gecelerinde ısınamıyor…
   Elektrik çarpıyor, gıda fiyatları yakıyor…
   Uyuşturucu patladı, cinayetler arttı…
   Eğitim geriledi, kamu hizmeti çöktü…
   Yolsuzluk, vurgun ve soygun olayları ürkütücü boyutlara ulaştı…
   Alacak-verecek davaları patladı…
   Oturup bunlara çözüm getirecek tedbirleri konuşmak gerekmiyor mu?..
   Yani Meclis’te temelsiz tartışmalarla harcanan zamana yazık değil mi?..
   Bu zamanı proje üretmeye, icraat yapmaya harcamak gerekmiyor mu?..

Çürüyen yasalar ne zaman değişecek?

    Basit bir yasa değişikliği yapılamıyor?..
    Merkezi cezaevinde kapasitenin 4 katı mahkum barındırıldığı halde, yenisinin inşaatı bitirilemiyor…
   AB koşullarına uygun olarak inşa edilen mezbaha çalıştırılamıyor…
   Yeterince gıda denetimi yapılamıyor…
   Trafik denetimleri yetersiz kalıyor…
   Bankaların faiz uygulamaları denetlenemiyor…
   Hastanenin hali içler acısı…
   Hasta adamı röntgene götürüyorlar, saatlerce bekletildikten sonra “kusura bakmayın röntgenci izinliymiş” diyorlar…
   Bozulan asansörü aylarca tamir edemiyorlar…
   Birçok alanda yeterince uzman bulamıyorlar…
   Sistem çökmüş vaziyette…
   İşte ülkemizin ihtiyacı olan bu çöküntüyü ayağa kaldırmaktır…
   Nasıl mı?..
   Sistem değişikliğine giderek…