banner564

Brexit;  Biz Tam Exit

Bizi doğrudan etkileyecek pek çok gelişme olurken, kafamızı kısırlık içinde kendi içimize gömdük.
Bunlardan biri Brexit konusudur. İngiltere Parlamentosu bu konuda karar alamıyor. Anlaşmasız Brexit veya bir başka Referandum konusu en ciddi alternatifler oldu.
Böyle bir zamanda Kuzey Kıbrıs’ta Cumhurbaşkanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Hükümet, Meclis ve sivil toplum ile medya sanki bu olay bizi etkileyemeyecekmiş gibi başka konularla uğraşıyor.
Dışişleri Bakanımız akademisyenlere seslenerek, BM Parametreleri dışında çözüm arayışı için kafa patlamaları tavsiyesi yapıyor. Bir tartışma içine girip, onun düştüğü hataya düşmeyeyim. 
Çünkü,  Brexit ile birlikte AB üyesi olan Kıbrıs’ın İngiltere ile ilişkileri ne olacak konusu ivedidir.
Zira, AB'nin Kıbrıs’ın çözüm olmadan AB üyesi olması nedeni ile karar altına aldığı Yeşil Hat Tüzüğü, tüm tarafları bağlayıcı idi. Buna göre AB üyesi İngiltere’nin vatandaşları, ister Larnaka’dan, isterse Ercan’dan adaya girsin, Kuzey - Güney arasında serbest dolaşım, hatta yerleşme hakkına sahipti.
Peki, şimdi Brexit ile ne olacak? Güneyin derin devlet güçlerinin, AB üyesi olmayan ülkelerden Larnaka’ya gelip, Kuzeye geçmek isteyen veya Ercan’dan giriş yapıp, Güneye geçmek isteyen insanlara yönelik uyguladığı dışlayıcı, yasakçı tavrı gördüğümüz için bu konuyu dert etmek gerekir.
Bunun için Cumhurbaşkanlığının,  Dışişlerinin ve Başbakanın ayrıca Meclisin, Ana Muhalefetin ve diğer Muhalefet Partisinin bu konu derdi olması gerekir. 
Ancak ne acıdır ki Cumhurbaşkanlığı Nüfus tartışmalarının içinde. Dışişleri Bakanı Federasyon dışı alternatiflerin ne olabileceği konusunda, “ Türk’ün Türk’e” propaganda yapması uğraşısı içinde. Ana Muhalefet, nasıl hükümet olabilirim fırsatçılığında. Diğer muhalefet partisi ise ayni niyetle, erken seçim, milli mutabakat hükümeti tartışmaları arayışı içinde. Halk geçim derdinde. 
İşte böyle bir ortamda, “Kıbrıs Cumhuriyeti” ile İngiltere arasında görüşmeler yapılıyor. Peki, biz ne yapıyoruz? Bazıları, ABAD kararlarının çıkmasına yol açan aynı kısır bakış içinde meseleye bakıyor. 
Hani Güney, Kuzeyden İngiltere’ye yapılan ihracat için 1991 itibarı ile İngiltere Tarım Bakanlığını dava etmişti. Ama Kuzeyin aklı evvelleri, o zaman;  “İngiliz’i dava ettiler bize ne” deyip, avukat tutup davaya müdahil olmamışlardı ya. İş, ABAD kararına kadar gitti. Şimdi bundan ders almadan, ayni mantığı ifade etmeye başladılar.
”Bize ne, Rum’la İngiliz'in meselesi” diyorlar. Hatta daha ileri gideyim. Federal çözüm karşıtlığını Kıbrıslı Türklerin içinde yükseltmek için Brexit gerçekleşirse, Güney Derin devletinin, AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarına yaptıkları yasakçı ve insani olmayan tavrı, aynen İngiltere vatandaşlarına yapmalarını bekliyorlar.
Bu böyle olmaz. Cumhurbaşkanlığı, Başbakan, Dışişleri Bakanlığı, Meclis ve Muhalefet bu meseleyi dert etmelidir. Çünkü bu konu turizm ve konut sektörünü doğrudan ilgilendiriyor.
Bu yüzden AB, İngiltere, BM ve Güneyle bu konuda görüşmelerin yapılması gerekiyor.
 Brexit; Yeşil Hat Tüzüğünün İngiltere vatandaşlarına getirdiği düzenlemeyi ortadan kaldırmamalıdır. Baksanıza Brexit, İngiltere ve Serbest İrlanda ve Kuzey İrlanda arasındaki serbest dolaşımı ve yerleşmeyi kaldırmasın diye “Backstop” arayışı var.
Bu nedenle kısırlıktan çıkıp, siyaset bu meseleye odaklanmalıdır. Bu ekonomik kriz içinde, gerek Turizm gerekse Konut sektörü için bu çok önemli. Bundan ötürü Brexit olursa, Yeşil Hat Tüzüğünün İngiltere vatandaşları için devamını ele almalıyız. Çünkü AB ve İngiltere’nin de “Backstop” gibi bir düzenlemesi Brexit olursa, sonrası için illa olacak. 
Bırakın kısır çekişmeleri, yaşamın esas demokratik, siyasi ve ekonomik sorunları üzerine odaklanalım. Ayrıca Avrupa Parlamentosu seçimi meselesine odaklanmak, şimdi daha da önemli olmalıdır. 
Yoksa Brexit ile tam Exit olacak olan biz olacağız. 

YORUM EKLE

banner608

banner473