banner564

Bu bir insanlık suçu!

   Rum lideri Nikos Anastasiadis ve Anavatanı Yunanistan’ın Başbakanı Aleksis Çipras, dün Mısır Devlet Başkanı General Abdülfettah El Sisi ile birlikte ‘Lefkoşa Deklerasyonu’na imza attı...
   Bu deklerasyon; ağırlıklı olarak Kıbrıs’ın sözde ‘egemen sahasında’ enerji faaliyetlerinde önemli bir koordinasyonu içeriyor...
   Bir yandan Kıbrıs sorununa kapsamlı çözümden, Kıbrıslı Türklerle işbirliğinden söz ederken, diğer yandan Kıbrıslı Türkleri dışlayarak ‘stratejik işbirliği’ anlaşmaları yapabiliyorlar...
   Son günlerde, Türkiye’ye yönelik saldırı yarışına geçenlerin, bunları görmesini ve sağduyu ile tahlil etmesi gerekiyor...
   Kendi içimizde tartışalım...
   Özeleştiri yapalım...
   Ama karşımızda iyi niyetli bir Rum liderliğinin olmadığını kabul edelim...
   Ne Rum liderliğinde iyi niyet var...
   Ne de Anavatanları Yunanistan’da...
   Yunanistan; Kıbrıslı Rumlara çok büyük zararlar verdi...
   Başlarına büyük belalar açtı...
   Çok zengin iken, onları bir anda en fakir insanlar durumuna getirdi...
   Buna karşın; et, tırnaktan ayrılmaz misali, dayanışmalarını en kuvvetli bir şekilde sürdürüyorlar...
   Ortak hedefleri ise Kııbrıs’ın tamamını ele geçirmektir...
   Türkiye’yi buradan çıkarmak suretiyle, bir avuç Kıbrıslı Türkü hizaya getirmek hiç de zor değildir...
Güven böyle mi yaratılır
   Anastasiadis; KKTC’nin yeni Cumhurbaşkanı Muystafa Akıncı’nın, Maraş’la ilgili sözlerini duyduktan sonra büyük bir heyecana kapıldı...
   Yunanistan Başbakanı Çipras da öyle...
   Bunca zaman Mehmet Ali Talat’a bile en ağır sözlerle hakaret eden, aşağılayıcı ifadeler kullanan fanatik Rum liderleri, Meclis Başkanı Yannakis Omiru dahi, kuzeydeki son gelişmelerden umutlandığını söyledi...
   Hayatında ilk defa böyle konuştu Omiru...
   Halbuki; sayın Akıncı onlara “Maraş’ı alın, gidin” demedi...
   Maraş’a karşılık, Gazimağusa Limanı’nın AB tarafından tanınmasını ve Ercan’a doğrudan uçuş talep edeceğini söyledi...
   Ne var ki; Rum lideri Anastasiadis; Akıncı ile biraraya gelmeden kendi kafasına göre ‘Güven Yaratıcı Önlemler Paketi’ açıkladı...
   Üç maddelik bu paketin sadece bir tanesi üzerinde durmamız halinde bile; bunca yıl nasıl bir tehdit ve tehlike altında olduğumuzu anlamak için yeterlidir...
   Ne diyor Anastasiadis?..
   Beşparmak Dağları’ndaki 18 mayın tarlasının haritasını Birleşmiş Milletler’e vereceğiz...
   Peki bunca zaman niye vermedin?..
   Bir tesadüf sonucu bugüne kadar herhangi bir can kaybı olmadı ama, çok büyük bir felaket kapımızı çalabilirdi...
   Yürüyüşe çıkan insanlar hayatlarını kaybedebilirdi...
   Bunca yıl bunları saklamak bir insanlık suçu değil midir?..
   KKTC yönetimi ara bölgedeki 25 mayın tarlası tespit ederek, bunları yıllar önce BM’ye bildirdi...
   Toplamda 45 bin mayın Barış Gücü tarafından imha edildi...
   Ama onlar bunu yapmadı...
Yazıklar olsun
   Barış Harekatı 1974 yılında gerçekleşti...
   Beşparmaklar kuzeyde, Kıbrıslı Türklerin yaşadığı bölgede kaldı...
   Kısa adı AGİT olan Avrupa Güvenlik İşbirliği Teşkilatı, geçtiğimiz yıl Beğparmak Dağları’nda mayın tarlalarının bulunduğunu ilk kez raporunda deklare etti...
   Aradan bir yıl daha geçtiği halde Rum Yönetimi bu tarlaların haritasını Birleşmiş Milletlere vermedi...
   Tekrar ediyorum...
   Bugüne kadar büyük bir facianın yaşanmaması tamamen şans eseridir...
   Ve Rumların bu yaptığı büyük bir insanlık suçudur...
   Her fırsatta Türkiye’ye insanlık dersi vermeye çalışırken, bu yaptıklarıyla gerçek yüzlerini bir kez daha göstermiş oldular...
   Yazıklar olsun...
   Bütün samimiyetiyle barış isteyen ve adanın yeniden bütünleşmesi için yıllardır çırpınan Kıbrıslı Türkleri 41 yıldan beri ‘ölüm tehditi’ ile yaşatmak çok büyük bir ayıptır...
   Günahtır...
   Ve işlenen bu suç sonrasında çıkıp bizlerden özür dilemesi gerekirken, bunu ‘Güven Yaratıcı Önlem’ olarak önümüze koyuyor...
   Rumca dilinde buna ‘Androbi’ denir...
   Ayıp...
   Gerçekten ayıp...  
   Bunları gördükçe, Türkiye’nin bu adadan gitmesini istemenin çifte intihar olacağını anlamalıyız...
Güzel günler gelecek
   Bizlere yaşatılanları sadece Türkiye’nin değil, bir diğer garantör ülke olan İngiltere’nin de görmesi gerekiyor...
   General Sisi’nin, Rum tarafı ve Yunanistan ile ‘stratejik işbirliğine’ gitmesi, diğer garantör ülke için de önemli  bir mesajdır...
   Ve İngiltere’nin yapması gereken, Kıbrıslı Türklere yönelik izolasyonları kaldırmaktır...
   Londra-Ercan arasında doğrudan uçuşlara izin vermelidir...
   Gelelim Ana-Yavru tartışmalarının tırmandırılmasına...
   Kamuoyu önünde, dünyaya mesajlar vererek, bu kadar hassas bir konunun, bu şekilde tartışılması ve bundan fırsat bilen bazı çevrelerin, gerçekleri unutarak Türkiye’ye saldırması çok üzücüdür...
   Bugün; herkese ibret olması açısından sayfamda bir de fotoğtraf yayınlıyorum...
   Ana ile Yavru’yu yansıtan bir fotoğraf...
   Bu fotoğraf; bir zamanlar Türk dostu olan Mısır’ı ‘kendi yanlarına çektikten sonra’ ne kadar mutlu olduklarını yansıtıyor... 
   Bunun bizlere de örnek olmasını diliyorum...
   Türkiye; Kıbrıslı Türklerin tek destekçisi ve tek güvencesidir...
   Türkiye var oldukça, Kıbrıs’taki Türklerin yaşamı da garanti altındadır...
   Türkiye’nin, Kuzey Kıbrıs’a akıttığı milyarların ‘doğru dürüst’ kullanılması halinde, burada yaşayan insanların, Rumlardan çok daha zengin olacağını ve refah düzeyinin kat kat artacağını artık görebilmeliyiz...
   Derdimiz; Türkiye’den kopmak veya Türkiye’nin yaptıklarını inkar etmek olmamalıdır...
   Derdimiz; burada iyi bir yönetim yaratamamaktır...
   Derdimiz; kuzeyde sağlam bir demokrasiyi hayata geçirmemektir...
   Öyleyse; iyi bir yönetim yaratmalı ve Türkiye’nin akıttığı milyarları, doğru dürüt kullanarak, halkımızın yaşam düzeyini geliştirmeliyiz...
   Derdimiz, bunca yıl bizleri ayakta tutan Türkiye ve Türk insanı değildir...
   Yanlış düşünenler, bir an önce doğruyu bulmalıdır...
YORUM EKLE
YORUMLAR
vatandaş rıza
vatandaş rıza - 9 yıl Önce

ağzina sağlik sn akar. burdaki provakatör kilikli bazi uçlarin tek derdi türkiye ile kibris türkünün bağlarini sonsuza dek koparmak. zaten bunlar tayyip çiksa bi şey söylesede ortaliği ayağa kaldiralim diye dua ediyorlar.

banner471

banner473