banner564

Bu kez olacak mı?

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, hidrokarbonlar konusundaki önerisine topluca ‘Hayır’ yanıtı verildi…
Rum siyasi parti liderleri, doğal gaz sondajları, çalışmaların yönetilmesi ve ileride paylaşımı konusunda bir komite oluşturulması ve bu komitede Kıbrıslı Türklerden de temsilci olmasını kabul etmedi…
Eder mi hiç?..
Avrupa Birliği, ABD başından beri Rumların tek yanlı sondaj çalışmalarına destek veriyor…
Böylesi bir hakkı tek başına elde eden taraf hiç bizim temsilcilerimizi işin içine katar mı?..
Elbette katmaz…
Nitekim öyle oldu ve Akıncı’nın teklifine sağcısı-solcusu toplu güçlü bir şekilde ‘Hayır’ dedi…
Akıncı; göreve gelirken tarihe ‘Kıbrıs sorununu çözen Kıbrıslı Türk lider’ olarak geçmek istediğini açık bir şekilde ortaya koydu…
Bunu başarabilmek için çok çalıştı…
Fakat; Limasollu arkadaşı Nikos’u ikna edemedi…
Müzakerelere uzun bir süre ara verildi…
Akıncı; KKTC’deki seçimlerin yaklaştığını düşünerek, elbette Ankara’nın da onayını alarak Rum liderine bir çağrı daha yaptı ve 5’li konferans önerdi…
Anastasiadis aylardan beri “Crans Montana’da kaldığımız yerden devam edelim” dediği için Akıncı’nın önerisini bu kez diğer parti liderlerine danışma ihtiyacı duymadan kabul etti…
Öyleyse; yeni bir sürece hazırlanmak lazım…
Türk kamuoyu S-400’ler, F-35’lerle uğraşırken, Kıbrıs sorununun bir anda çözüme kavuşması müthiş ilaç olacak…
Öyle değil mi?..

Yeni bir tarih mi yazılacak?

 Vicdan sahibi hiç kimse silahlı çatışma yöntemini tercih etmez...
 Irkçı düşüncelerle hareket ederek, insanların bir kısmını yok etmeye çalışmak kabul edilebilir bir yöntem değildir...
 Nitekim Rum siyasi liderliğinin 1960’lı yıllarda uyguladığı bu yöntem, 1970’li yıllarda bertaraf edildi...
 Kıbrıslı Türkler ve Kıbrıslı Rumlar; çok uzun yıllar ayrı bölgelerde yaşamak zorunda kaldı...
 Özellikle 1974 ile 2003 yılları arasında iki toplum arasında hiçbir temas olmadı...
 23 Nisan 2003 sabahı uyandığımızda sınır kapılarının kademeli olarak açıldığını ve iki toplum arasında serbest dolaşımın başladığını öğrendiğimiz zaman çok sevinmiştik...
 Sınır kapılarının açılmasından sonraki ilk günlerin heyecanını unutmak mümkün değildir...
 Kuzeydeki mülklerini görmeye gelen Kıbrıslı Rumlar, beklemedikleri bir ilgiyle karşılandılar...
 En güzel şekilde ağırlanırken, karşılarında ‘dostluktan yana’ insanlar buldular...
 Sonra yine araya birileri girdi...
 Yine etrafa düşmanlık tohumları saçanlar oldu...
 Bugünkü Rum Lideri Nikos Anastasiadis de, düşmanca kışkırtmalardan nasibini alan bir muhalefet lideriydi...
 Kıbrıslı Türklerle, Kıbrıslı Rumlar arasında ortak toplantılar düzenlediği için, hem kendisine, hem de partisine mensup kişilere tehdit mesajları gönderildi...
 Birçoğunun araçlarına zarar verildi...
 Bunları yaşayan bir lider olarak Anastasiadis’in şimdiki pozisyonu elbette çok önemlidir...
 Kendi toplumundaki ırkçılara yönelik ciddi önlemler alması kaçınılmazdır...
 Irkçılık zaten AB ilkelerine aykırıdır...
 Gelinen noktada herkes kalıcı bir barış için çalışmalıdır...
 Ve Türkiye’de barışa imza atabilecek cesarette bir hükümet vardır...
 Daima ‘bir adım önde’ olma siyasetini uygulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 20 Temmuz’un 41’inci yılında Rumlara son mesajı vermişti:
 “Gelin son noktayı koyalım...”
 Aradan dört yıl daha geçti ve son nokta henüz konmadı...
 Rumlarda niyet ve cesaret var ise, son noktayı koymak mümkündür…
  Hayırlı ve uğurlu olsun…
 

YORUM EKLE

banner608

banner473