banner564

Bunları görebiliyor muyuz?

   Geçtiğimiz yıl haziran ayının sonunda Rum Başkanlık Sarayı önünde bir eylem düzenlenmişti…
   Eylemi organize eden Maraşlı Rum göçmenlerdi…
   Mülklerine geri dönmek için eylem yapan Maraşlı Rumlara destek vermek amacıyla bir grup Kıbrıslı Türk de Başkanlık Sarayı önüne gitmişti…
   Eylem sırasında bir konuşma yapan dernek başkanı Aleksis Galanos “Aramızda Kıbrıslı Türkler de var. Onlara teşekkür ederim" dediğinde ellerinde Yunanistan bayrağı olan yaklaşık 30 kişilik grup, "Türkleri bize verin" diye bağırıp, saldırıya geçmişti…
   Maraşlı Rum göçmenler bu saldırıyı önlememiş olsaydı, Rumlara destek vermek amacıyla eyleme katılan Kıbrıslı Türklerin hali ne olurdu varın siz düşünün…
   Larnaka’daki Rainbow festivalinde bir gencimizi defalarca bıçaklayan, Limasol’da İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ile korumasına topuzlarla saldıran ve bugün oldu ceza görmeyenler de ELAM üyesiydi…
   Bizler, gerçekten çok saf ve erken affedici bir toplumuz…
   Trodos’ta lastikleri parçalanan onlarca insanın yaşadıklarını, Zigi’de topuzlananları; Altan Karakuş’un aracını yakanları erken unuttuk…
   “Bunu yapanlar 100 tane delidir” diyenlere inanıp, her fırsatta onlara barış elini bizler uzattık…
   Halen ‘çözüm için’ bir adım önde gidiyoruz…
   Fakat aynı karşılığı göremiyoruz…
   
Kapılar niye kapalıydı?..

   Sınır kapıları, özellikle de Lefkoşa’yı ikiye bölen Lokmacı’nın açılması için uzun yıllar ‘sahte propaganda’ yapılmıştı…
   Bunun tek sorumlusu olarak merhum Cumhurbaşkanı Denktaş gösteriliyordu…
   O kadar etkili bir propaganda kampanyası yürütüyorlardı ki; gün geldi Türkiye’deki hükümetler bile buna ikna oldu ve Denktaş’a ‘geri çekilmesi’ tavsiye edildi…
   Daha sonra Lokmacı, Türk tarafının zorlamalarıyla açıldı…
   Derinya’nın açılması yine kolay olmadı…
   Avrupa Birliği, Kıbrıslı Türklerin samimiyetini yerinde tespit ettiği halde, iki topluma yardım konusunda eşit davranmadı…
   Hala eşit davranmıyor…
   Şimdi Rum lideri Nikos Anastasiadis, ELAM’ın baskı ve tehditleri sonucunda ‘corona virüs’ bahanesiyle ve tek yanlı bir kararla Lokmacı’yı tel örgülerle kapatabiliyor…
   Ama AB’den bu konuda ses çıkmıyor…
   
Ortak eylem

   Kapanan Lokmacı kapısının yeniden açılması için iki toplumdan 30-40 kadar insan geçtiğimiz hafta içinde bir eylem yapmıştı…
   Eylem sırasında doğal olarak Rum polisi ile kısa süreli bir de gerilim yaşandı…
   Bir anda Rum askerlerinin de silahlı vaziyette olay yerinde toplanması her ne halse bugün oldu hala ne AB’nin, ne de bizdekilerin dikkatini çekmedi…
   Ya benzeri bir durum bizde olsaydı neler olurdu neler?..
   Asker sivil eyleme karışmakla, işgalcilikle suçlanmaz mıydı?..
   Bal gibi de suçlanırdı…
   Hem de Rum tarafından önce içimizdeki malum kişiler tarafından suçlanırdı…
   Fakat silahlı Rum askerinin Lokmacı’daki eyleme müdahalesini kınayan olmadı…
   Tam tersi; Rum hükümeti eylem sırasında bir Rum askeri ile itiştiği için 55 yaşındaki bir Rum’u mahkemeye çıkardı…
   Ve o Rum’a 3 ayrı dava okundu…
   Şimdi bu soruya yanıt arayalım:
   Bunu neden yaptılar?..
   Yani Rum askerini iten Rum’a neden dava okudular?..
   Yanıt çok basit…
   Korku vermek için…
   Benzeri bir eyleme katılmak isteyen Rumları korkutmak için…
   Aynı zamanda Kıbrıslı Türklere de korku vermek için…
   Rum askerinin ‘sivil eyleme’ neden müdahale ettiğini sorgulaması gereken AB üyesi bir devlette olanlara bakar mısınız?..
   Bir gözü kapalı Avrupa’nın tepkisizliğine bakarak, ileride nelerin olabileceğini tahmin edebilir misiniz?..
   Yoksa tek derdiniz seçim mi sizlerin?..
   Söyleyin bakalım… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Op.Dr.İlkan Ertuğ
Op.Dr.İlkan Ertuğ - 4 yıl Önce

Hükümet olarak karar alıp,4 kapı geçişlere kapatıldı.Kuzeydeki ilgililer.Lâf yapmayı,boş boş şikâyet etmeyi bıraksınlar,Meclis'ten,karar çıkarıp,kalan kapıları da sizler kapatınız.O zaman,bir işe yaradıkları belli olur.

osman nalbantoglu
osman nalbantoglu - 4 yıl Önce

bız de dıger kapıları kapatalım ozellıkle yesılırmak bızden fazla rumlar fayda goruyor.

banner471

banner474