banner564

Bunları neden yaşıyoruz?

  Bürkiye, 2019’un son ayında Kuzey Kıbrıs’a 600 milyon civarında para gönderdi…
  Bu sayede müteahhitlere olan borçların büyük bir kısmı, ek mesailer ve 13’üncü maaşlar ödendi…
  Önümüzdeki günlerde 150 milyon lira daha gelecek…
  Fakat; bu rakamın dışında Kuzey Kıbrıs’a büyük para akışı vardır...
  Türkiye son 11 yılda buraya 8 milyar liranın üzerinde para gönderdi...
  Bunun yanında KKTC üniversitelerinde okuyan 80 bin civarında öğrenci, asker ve subay ailelerinin yanı sıra sayısı bir milyona ulaşan Türk turistler piyasaya milyarlarca dolar akıtıyor...
  Türkiye’den gelen öğrenci sayısının 80 bine ulaşması, KKTC açısından büyük bir nimettir...
  Ama yine de hükümet edenler ‘mali sıkıntılardan’ söz ederek, yapılması gerekenleri yapmıyorlar...
  En basit sorunların dahi çözümsüz kalması nedeniyle isyan noktasına gelen vatandaşlar ise; çareyi Kıbrıs sorununun çözümünde aramaya başladı...
  Bu çok büyük bir tehlike değil midir?..
  Kendisini nasıl bir geleceğin beklediğini hiç düşünmeden, tartışma yapmadan ‘gözü kapalı çözüme evet diyeceğini’ söyleyen insan sayısı sürekli artıyor…
  Halbuki; Kıbrıslı Rumların çözüme ‘evet’ demek için ağır şartları vardır...
  Mülklerini istiyorlar...
  Türk askerinin tamamen çekilmesini, garantilerin kaldırılmasını şart koşuyorlar...
  Peki bizler ne istiyoruz?..
  Bunu hiç kimse anlaşılır bir şekilde izah edemiyor...
  Tek savunma “Bundan beteri olmaz” iddiasıdır...
  
Sorumlusu kötü siyaset

  Bazı bölgelerde insanlar hale asbestli borulardan akıtılan suyu kullanıyor...
  Kuyudan çekilen pis sularla hayatını idame ettiriyor...
  Ailesinden mutlaka bir veya daha fazla kişinin kanser hastalığına yakalanması nedeniyle psikolojik sıkıntılar yaşıyor...
  Ne yiyeceğini, ne içeceğini bilemez duruma gelen insanlar, hastane kapılarında çile çekiyor...
  Mevcut koşullarda derdine çare bulunmayınca Türkiye’nin yolunu tutuyor...
  Hastalar için hem devlet büyük paralar harcıyor, hem de hastalanan insanlar tüm birikimlerini harcamak zorunda kalıyor...
  Ziyaret ettiğimiz tüm köylerde, insanlar kadar bölge yetkililerinin de huzursuz olduklarını gözlemliyoruz...
  En basit sorunu çözebilmek için bakanlık kapılarını aşındırıyorlar...
  Yine de başarılı olamıyorlar...
  Hemen her konuda karşılarına bir mazeret çıkarılıyor...
  Ya kaynak yok, ya da eleman eksikliği var...
  Türkiye; talep edilen kaynağı aktardığı halde proje üretecek eleman bulunmuyor...
  Devletin en önemli kurumları olan Karayolları ve Su Daireleri iflas etmiş durumda...
  Belediyeler, topladıkları gelirlerin büyük bir kısmını personel maaşlarına harcıyor...
  Patlak su boruları değiştirilemiyor...
  Kaldırım yapılamıyor...
  Kullanılamaz hale gelen yolları tamir etmek için proje yapılamıyor...
  Trafik içinden çıkılmaz bir hal almış...
  Yollar kötü, sürücüler dikkatsiz, araçların önemli bir kısmı arızalı ve tehlikeli...
  Kaderimizin tayin edileceği 2020 yılında bu görüntü hiç de hoş değil...
  İyi pazarlar…

YORUM EKLE

banner608

banner474