Almanya Başbakanı Olaf Scholz, dün Federal Meclis’in özel oturumunda tarihi bir konuşma yaptı…
CNN International, Euronews, BBC gibi dünyanın önde gelen kanalları da bu konuşmayı naklen yayınladı…
Başbakan Scholz, dünkü konuşmasında; Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı nedeniyle savunma harcamalarını büyük ölçüde artırma kararı aldıklarını belirterek, "Savunma harcamaları için 100 milyar Euro’luk özel bir fon kuruyoruz. Fonları gerekli yatırımlar ve silahlanma projeleri için kullanacağız" dedi.
Almanya’nın güçlü bir ordusu ve caydırıcı silahları vardır…
Buna karşın 100 milyar Euro’luk ek bir fon kurarak ‘daha çok silahlanma’ kararı almaları oldukça dikkat çekici ve uyarıcı bir gelişmedir…
Bizde hemen herkes, Almanya Başbakanı’nın bu tarihi konuşmasından habersizdir…
Dünyadan kopuk bir siyaset anlayışımız olduğu için Dikilitaş’ın etrafında dönmek bizler için yeterlidir…
Her fırsatta Türkiye’ye saldıran kesimleri bir kenara bırakıyorum…
İkide bir ‘vatan-millet’ edebiyatına sarılanlar…
Kıbrıs sorununun çözümüne karşı çıkanlar…
Ve bugünkü yaşantımızın sonsuza dek ‘hiç değişime uğramadan’ devam edeceği hayalinde olanlar…
Sizler ne diyorsunuz?..
Tekne ile adamıza gelip cinayet işlendiği zaman “sahil güvenlik ne yapıyor?” diyerek hesap soranlar…
Güvenlik gücümüzün yetersiz olduğunu söyleyenler…
Almanya Başbakanı’nın açıklamasından çıkaracağınız dersler yok mudur?..
Yanıt arayan soru
Şimdi kendi kendimize bir soru soralım:
“Sahillerimizi ve kara sınırlarımızı güçlü bir şekilde korumak için bizler bugüne kadar acaba ne yaptık?..”
Barış harekatı öncesindeki 11 yılı bir kenara bırakalım…
Son 48 yılda bizler acaba ‘daha güçlü bir savunma’ için ne yaptık?..
Savunmaya kaç kuruşluk katkı yaptığımızı biliyor muyuz?..
Elbette bilmiyoruz…
Çünkü tek kuruşluk katkımız yoktur…
Bir zamanlar, ithal ürünlerine yüzde 2 özel fon koymuşlardı…
Ondan sonra çıkarılan gürültüyü unutmak mümkün değildir…
Vay efendim savunma fonu pahalılığın en önemli nedeniymiş…
Türkiye buradaki askeri gücüyle bizden yardım istemezmiş…
Orduya para harcamak ne demekmiş?..
Sonuçta yüzde 2’lik özel vergiyi kaldırma başarısı gösterdiler…
Şimdi dönüp de güvenlik sorgulaması yapabiliyorlar…
Hangi yüzle?..
Hangi hakla?..
Sadece yeme, içme, lüks araba ve lüks yaşamı becerebildiğimize göre; diğer konularda herhangi bir makamı eleştirme hakkımız yoktur…
Bir de Rumlara bakalım…
Onlar satılan her maldan yüzde 16 oranında ‘Rum Milli Muhafız Ordusu’ fonuna pay alıyor…
Sorduğunuz zaman “kendimizi savunmak için daha çok silaha ihtiyacımız var” diyorlar…
Kuşkusuz bizler Kıbrıs sorununa kalıcı ve sağlam bir çözümün bulunmasından yanayız…
İki toplum arasındaki ilişkilerin düzelmesini ve savaşsız bir ülke yaratılmasını istiyoruz…
Ama bu sonuca varıncaya kadar her iki toplumun da kendini koruma hakkı vardır…
Güçlü koruma için de güçlenmeniz gerekiyor…
Bu sadece başkalarının saldırısına karşı değil…
İçimizde yaşanmakta olan şiddet olaylarına karşı da gereklidir…
Ne var ki; polisin personel ihtiyacını dahi gideremezken, savunmayı güçlendirmekten söz etmenin bir anlamı yoktur…
Bunu biliyoruz…
Yine de bu tarihi gelişmenin bir kenara not edilmesi için yazıyoruz…
İyi haftalar…
Rumlardan kalan irili ufaklı yüzlerce sanayi tesisi nasıl yok oldu? En iyi ihracat malı narenciye neden bitmek üzere? İrfan Nadirin kurduğu tekstil şirketi ne oldu? Teneke kutu kola Bixi Cola neden yok oldu? KKTC yi bırakıp Türkiyeye bakarsak, Asil Nadirin yatırımları ne oldu? Vestel, Niksar, Show Tv, Sheraton Voyager, Safir, Tekstil, gazeteler ne oldu? K/Türk girişimciler neden göç ettikleri, İngiltere, Avustralya ve Kanada gibi ülkelerde, üstelik sıfırdan başarıya ulaşabildiler? Yine Kıbrısa yatırım yapmak isteyince neden başarısız olup geri gittiler? Biz kötüyüz, biz başarısız, biz yapamayız demek doğru değil. Bu yapı altında, üstelik de tanınmayan bir ülkede, ne beklenebilir ki? Türkiyede neden bir Uğur Şahin, Özlem Türeci ya da bir Aziz Sancar çıkmıyor?
İşte bu yüzden çözüm ve AB diyoruz.