Baf belediye Başkanı Fedanos sonunda patladı…
Amanın da aman…
Bölgede ikamet eden mülteci sayısının, yerli halka yetiştiğini söyledi…
Okullarda öğrencilerin çoğunluğunu mültecilerin oluşturduğunu söyledi…
“Yandık Allah” diye feryat etti…
Ve 15 yıl sonra durumun daha da kötüleşeceğini iddia etti…
Baf’ın sakızı meşhurdur…
Bir de kilisenin insanlar üzerindeki büyüsü…
Annan Planı referandumunda en fazla ‘Oxi’ (Hayır) oyu bu bölgeden çıkmıştı…
Hele Gridu Maridu adında bir köy vardır…
Hiç sormayın…
Bu köyden bir tane bile ‘evet’ oyu çıkmadı…
Sizce bu bir tesadüfün sonucu mu?..
Elbette değil…
Gridu Maridu köyünün geçmişini incelerseniz, burada kilisenin ne kadar etkili olduğunu görürsünüz…
Şimdi o eski yıllara dönmeyelim…
Belediye Başkanı Fedanos feryadında haklı mı?..
Elbette haklı…
Fakat açıklamasında bir eksiklik vardır…
Bence aşağıdaki paragrafı da ilave edip, yeni bir açıklama yapmalıdır:
“Ey Baflı Helenler… Ey kilise… Ey papazlar… Bir zamanlar bu bölgede yaşayan Kıbrıslı Türklerin sayısı yüzde 15 civarındaydı… Ve onlarla iyi geçinmek yerine, tümünü temizlemek veya göç ettirmek için uğraştık. Bakınız şimdi mülteciler bizim sayımıza ulaştı ama hiçbir şey yapamıyoruz… Öyleyse Kıbrıslı Türklerle iyi geçinmeye bakalım ve adamızı yeniden birleştirelim…”
Cesareti vardır
Baf Belediye Başkanı Fedanos cesur adamdır…
Gerçekleri söylemekten korkmaz…
Öyleyse bu paragrafı ilave edip yeni bir açıklama yaparsa onu ziyaret edip, kendisine madalya takmak görevimiz olacak…
Kıbrıslı Türklerin her zaman ‘iyi niyetli’ olduğunu ve birlikte yaşama arzusunun devam ettiğini, ama ‘güven’ sorununun devam ettiğini anlamalı ve anlatmalıdır…
Başpiskopos Hrisostomos’un üç yıl kadar önce ne söylediğini hatırlamaya çalışalım…
Kendisine, “Toplumlar arası çatışmalar hakkında ne düşünüyorsunuz?” diye sorulduğu zaman müthiş bir pişkinlikle “Bu ülkede toplumlar arası çatışma olmadı ki” yanıtını vermişti...
Peki olanlar neydi?..
“Türkler silahlı saldırıya geçince biz de kendimizi savunmak zorunda kaldık” demişti…
İşte ana sorun budur…
Fedanos ve diğerleri bunları görmeli ve güzel ülkemizde ‘kavgasız’ bir yaşam için mücadele verenlere destek olmalıdır…
Annan dönemi Kıbrıs’ta Federal çözüm ve birleşme Reforandumuna Rumlar Hayır ve Kıbrıslı Türkler Evet dedi , Bugün gelinen noktada ise KKTC deki iktidar ile Türkiye’nin yeni bir Siyaset değişikliği ile Kıbrıs’ta bir Federal çözüm ile birleşmeye Hayır diyoruz ! Cumhurbaşkanımız Federal çözüm müzakere masasına artık oturmayacağını tüm taraflara bildirmiştir, Bu saatten sonra ne Maraş’ı ne Omorfoyu veya başka bir yeri artık Rumlar’a vermeyiz Siyaseti ile egemen ayrı devlet dışında kimseyle görüşmek istemiyoruzu tüm taraflara defalarca duyurduk ,
Gerçekçi olmamalıyız KKTCyi veya yeni kuracağımız egemen ayrı devletimizi Ne BM , AB veya Dünyada hiçbir Ülke tanımayacaktır ! Kaynak ve Enerjimizi harcayacağımız bu yeni siyaset neticesi zaman kaybı ile Kıbrıslı Türklerin Dünyada daha da yalnızlaşıp Fakirleşip yoksullaşmasından başka ne faydası olabilir ki !
Liderlerimizin Federasyondan kaçması BMnin ve Rumlar’ın önerdiği Federasyona dayalı Çözüm için bizlere sunduğu Güven Artırıcı Önlemleri de artık geri çeviriyoruz ! Bırakın yeni sınır kapıların açılmasını Federal çözüme dayalı Güven yaratıcı sınır kapılarının işleyişini bile istemiyoruz , istesek geçişlerle ilgili sınır kapılarındaki yıllardır kronikleşmiş sorunları çoktan çözerdik !!
Bu Siyaset neticesi Dünyadan kopup yalnızlaşan Kıbrıslı Türkler ile teşvik edip talebe diye Adaya getirdiğimiz ve kalıcı olan binlerce Afrika kökenlilerle biz bize kalıp fakirleşen KKTC de yaşamaya devam edeceğiz !!!