İki dönem Rum Yönetimi Başkanlığı yapan Nikos Anastasiadis, Şubat ayında emekliye çıkacak…
Onu çok iyi tanıyan bir Kıbrıslı Rum uzmanın kısa yorumu şöyledir:
“Milyoner geldi, milyarder gidiyor…”
Anastasiadis ise, görev süresinin sonunda içindeki duyguları şu sözlerle aktarıyor:
“Başkanlık görevinden, birinci hedef olarak koyduğum Kıbrıs sorununun çözümünü sağlayamadan ayrılacak olmanın yükünü taşıyorum…”
Aslında bu mesaj Rum liderinin içindeki pişmanlığı ortaya koyuyor…
Çünkü 2004 yılında ana muhalefet lideriyken, Annan Planı’na güçlü destek vermişti…
Annan Planı ‘iki toplumun siyasi eşitliğine dayalı’ federasyon çözümüydü…
Garantilere dokunulmamıştı…
Toprak tavizinin dışındaki bölgelerde kalan mülkler tazminat ve takasla çözülecekti…
Ne var ki; aynı Anastasiadis Başkan seçildikten sonra garantörlüğün devamını ‘modası geçmiş’ bir model olarak nitelemeye başladı…
Kıbrıslı Türklerin güvenlik konusundaki hassasiyetlerini bildiği halde, sırf çözüm olmaması için garantilerin kaldırılması konusunda direndiği için Crans Montana müzakerelerini başarısızlıkla sonuçlandırmıştı…
BM Genel Sekreteri’nin gözleri önünde masayı terk eden taraf oldu…
Yanındaki Nikos Hristodulidis ise, o’nun yerine gelecek en güçlü aday olarak karşımıza çıkıyor…
Arkasındaki en büyük güç ise kilisedir…
Kilise kimin yanında duruyorsa o kazanıyor…
Kendi milletvekili dahi güvenmiyor
Kıbrıslı Rumların önemli bir kısmı, Türkiye’nin adadan tamamen çekilmesini istiyor…
Bunu isterken, AB garantisinin yeterli olacağını söylüyor…
AB garantisi şimdi yok mudur?..
Avrupa parlamentosunda tek Kıbrıslı Türk olan Niyazi Kızılyürek’e yönelik bakış açısının ne olduğunu herkes görmüyor mu?..
Kızılyürek faşist ELAM’ın ve AKEL dışındakilerin hedef noktası değil midir?..
Bırakın Kızılyürek’i, Kıbrıslı Rum olan Ekologlar milletvekili Bayan Alexandra Attalides’i hedef almıyor mu güneydeki ırkçı faşistler?..
Bunun nedenini biliyor musunuz?..
Attalides, Kıbrıs’ı kana bulayan EOKA-B lideri Grivas’ın ‘onurlandırılmasına’ karşı çıktığı için başta ELAM olmak üzere tüm faşistlerin hedef noktası haline geldi…
Meclis binası önünde ağır küfürlere maruz kaldı…
Ve bunu oradaki polislere şikayet ettiği zaman kendisine verilen yanıt şu oldu:
“Şikayetin varsa karakola git…”
Kendi milletvekillerine bunu diyorlar…
Eylem yerindeki küfürbaz saldırganları susturmak yerine onu karakola gönderiyorlar…
Tehdit mesajlarına bakar mısınız?..
Ekologlar milletvekili Attalides’e tehdit mesajlar gönderen ırkçı, faşistler “Sana 3 tane zenci göndereceğiz” diyor…
Bunun ne anlama geldiğini anlayabilirsiniz…
“Seni halledecekler” demek istiyorlar…
Bazıları doğrudan ölüm mesajı gönderiyor; o da bunları meclis kürsüsünden açıklıyor…
İktidar mensupları bunu sadece dinliyor ama hiçbir önlem almıyor…
İşte o yüzden Bayan Attalides “Rum devletine güvenmediğini’ belirterek Avrupa Parlamentosu’na şikayette bulunacağını açıklıyor…
Attalides’in güvenmediği faşist ırkçı bir yönetime Kıbrıslı Türklerin güvenmesini bekleyebilirler mi?..
Elbette bekleyemezler…
Rum basını ve Rum siyasileri öncelikle kendi içlerindeki faşistlerin cezalandırılması ve terör örgütlerinin kapatılması yönünde savcılığı ve polisi harekete geçirip, yargıdan sonuç almayı denemelidir…
Bu adımı atsınlar, gerisini kolayca çözeriz…
Bir tarafa her geçen gün refah düzeyi yükselip zenginleşen Güney Kıbrıs’ın milliyetçi Lideri ve Cumhurbaşkanı ve bir tarafta her geçen gün fakirleşip yoksullaşan ve parasızlıktan dökülen KKTC’nin milliyetçi Toplum Lideri Cumhurbaşkanımız,
Kıbrıs’ta Federal çözüme evet diyen bir taraf şimdi Hayır diyor , Federal çözüme Hayır diyen bir taraf ise şimdi Evet diyor ! İki inatçı Liderin kafa tokuşmalari duradursun gelecek garantisi olmayan gençlerimiz de göçe zorlanıyor ! İki Toplum Liderlerimiz aynaya bakıp geçmişe takılı kalmaktan kurtulsalar da Tüm Kıbrıs’ı Akdeniz’in incisi Turizm Yatırım ve Barış Adası yapsalar !!!