Dokuz günlük bayram tatilinin son günündeyiz ve yarın itibarı ile herkes normal rutinine geri dönüyor. Normal rutin derken, bunun göreceli bir kavram olması kişilerde bir takım endişeler yaratmaktadır. Son dönemlerde piyasalarda dövizin dalgalanması normal rutin olarak algılanırken, bu dalgalanmadan korkunç kazanç sağlayanlar sabırsızlıkla pazartesini beklemektedirler. Sıradan vatandaşın piyasalardaki normal rutin anlayışı ise dövizin reel seviyelere düşmesi ve kazancı ile sağlıklı bir yaşam sürmesidir.
Dünyada yaşanan gelişmelere baktığımızda küreselleşmenin çalkantılı bir evresinde olduğumuz ve taşların bir süre sonra yerine oturacağını görebiliriz. Bu çalkantılı süreçte ABD’nin küreselleşme sürecindeki hâkim rolünün bittiğinin ve bundan sonraki süreçte küreselleşmenin yavaşlayıp duracağını düşünmek sadece bir yanılgı olacaktır. Küreselleşmeye yön veren ABD için işler istediği gibi gitmediğinden, bu süreci yeniden revize etme gereği duymaktadır. Revize edilse bile mevcut küresel yapıdaki aktörlerin (ABD, AB, Çin, Rusya) rolleri pek değişmeyerek, küreselleşme bir şekilde devam edecektir. Kısaca ABD, Çin, AB ve Rusya’nın büyük güçler olarak birbirlerine olan bağımlıkları devam ettiği için uzlaşmak zorunda kalacaklar. Aksi takdirde tüm aktörler bu kavgalardan zarar görecektir.
Tarihsel gelişimin bir parçası olan küreselleşme olgusu, toplumsal hayatın her alanında köklü ve sürekli bir değişimi kaçınılmaz kılmaktadır.
Bu süreçte devlet olgusu da gerek yapısı ve niteliği, gerekse işlevleri ve işleyişi ile sürekli bir değişim ile yeniden biçimlenmektedir. Bu süreçte uluslararası örgütlerin önemi artarken, ekonomik ve siyasal bütünleşme eğilimi de artmaktadır.
Ancak amaçları, araçları ve işlevleri ne olursa olsun, küreselleşme karşı durulamayacak bir süreç olup asıl soru bizim ne yapmamız gerektiğidir. Bu sorunun cevabı da bir o kadar basittir aslında. Bu sürece karşı olma ya da destekleme, taraftar olma gibi bir lüksümüzün yoktur. Bizim gibi küçük bir coğrafya da bu sürecin sunduğu fırsatları çok iyi değerlendirilmeli ve daha çok çalışarak, daha çok üretmeliyiz! Bize kimse hatır için bir şey yapmaz, ne yapacaksak biz kendimiz yapmalıyız.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.
