Bayramın hemen öncesinde beş yıldızlı otellere casino işletme izni verilmesi ile ilgili yeni düzenlemeler yapıldı. Bu düzenlemelerle ilgili KKTC Meclisi’nde yapılan tartışmalar, “sert eleştiriler” olarak yorumlandı ve bitti…
Bu “sert eleştirilerden” ne anlamamız gerektiği konusunda düşünüyorum…
Eleştirilerin odağında casino işletmelerinin “kara para aklama makinesi” gibi çalıştıkları görüşü vardı. Ankara’da ayakkabı kutuları içinde biriktirdiğim 30 milyon dolarım olsaydı, bunu Kıbrıs’a getirip casinodaki oyunlarda kazanmışım gibi geri götürmem mümkün olur mu, diye düşündüm! Önüme gelenlere de sordum; yanıt alamadım!
Yeni düzenleme ile denetim yetkileri de genişletiliyor. Artık sadece salonlar değil, kamera odaları da dahil olmak üzere tüm casino alanları denetlenebilecek. Denetimi engellemeye kalkışacak olanlara cezai işlem uygulanacak. Casinolara girişte kayıt sistemi olacak ve bu kayıtlar 12 yıl süreyle korunacak. Bu durumda casinolar denetimden nasıl kaçacak diye düşündüm; bulamadım!
Bakanlık görevlileri ve polis, denetim veya soruşturma yapmak için oldukça geniş olanaklara sahip olacak. Kara para aklayanların peşine düşmek isteyen olursa bu olanakları kullanabilecek! Kullanırlarsa neyi yakalayacaklar; bilemedim!
Ortada böyle yetkiler varken sistemi “kara para aklama sistemi” olarak tanımlamanın ilk sonuçlarını almaya başladık. Halk TV ve Deuche Welle dahil olmak üzere pek çok yayın organı Kuzey Kıbrıs’ı “kara para aklama cenneti” olarak lanse eden haberler yayınladılar. Konuyu oralara sürükleyenler gerçekten birer yurtsever olabilirler mi? Öyledirler, diyemedim!
Şu anda çalışan ve bayram günlerinde yoğun bir şekilde müşteri kabul eden kimi casinolu otellerin yasal sınırlamalar nedeniyle casino izni alamadıkları ve bu yasa değişikliğinin gündeme gelmesinin esas nedenlerinden birinin de bu “yasa dışılıkları” sonlandırmak olduğu ise hiç konuşulmadı! Hukukun üstünlüğünü savunanların seslerini duyamadım!
Alkol, sigara veya uyuşturucu madde bağımlılığından kurtulmuşuz gibi casinolu oteller sayesinde “kumar bağımlısı” olduğumuz iddia edildi ama bağımlılıkla mücadele konusunda en ufak bir öneri bile getirilmedi.
Bütün bu yasa değişikliğinin “casino baronlarının” isteklerini yansıttığı ifade edilirken bu değişkiliklerin casinolu otellerin aleyhine olduğu dikkatten kaçırılmış oldu.
Bunca papara ne için koparılmış olabilir? CTP’li milletvekilleri bu şekilde kötüledikleri beş yıldızlı otelleri kapatmaya mı hazırlanıyorlar diye düşünmeden edemedim.
İnşaat yapılırken karşıyız; batınca üzülüyoruz… Turizm gelirlerini büyütmeye varız ama otel yapılsın istemiyoruz. Bugünkü dünyada nasıl ve ne yaparak para kazanabileceğimize bir türlü karar veremiyoruz.
Sapla saman karıştı… “Sert konuşmayı” seviyoruz… Bu “sert eleştirilerden” benim anladığım, toplumsal sorunların neden çözümsüz kaldığı ve kalmaya devam edeceği oldu!
Çözümde yokuz; ne yapacağımızı da bilmiyoruz!
“Sert” casino tartışmaları sayesinde toplumsal sorunların neden çözümsüz kaldığını öğrenmiş olduk.