banner564

CB seçimi ve ne batan geminin kapişarisi, ne tek ustalık

Tüm dünya evine kapandı. İçine çekildi. Bu virüse füzeler, toplar, tanklar ve paralar çok etkili olmuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün öngördüğü kurallar, ulusal alanlarda uygulanıyor. Ancak bu ortamda, bu küçük adada, adanın iki yarısında, ortak tehlikeye karşı, ortak bir tavır dahi geliştiremiyoruz.
Böyle bir ortamda, ekonomisi ciddi bir sıkıntı içinde iken ve kaynakları kıt olan Kuzey Kıbrıs’ta, bu bela içinde, maksimum bir şekilde bilime ve akla dayanmalıyız. Ama aynı zamanda, demokratik birliği yükseltmeliyiz. Bu, sağlık açısından ve bu belanın yol açtığı ve açacağı ekonomik ve sosyal yıkımı göğüslemek için önemlidir. Yani, kısır ideolojik bakışa ve sığ siyasi saplantılara bağlı kalmamalıyız. 
Hükümet, Dünya Sağlık Örgütü’nün ilan ettiği ve desteklediğim pek çok önlem açıkladı. Bunların en iyi şekilde yaşama geçmesi için herkesin buna destek olması ve katkı koyması gerekiyor. 
OHAL ilan edilsin, edilmesin kavgası olmaz. Eğer elinizdeki imkanları, tam kullanmadan tedbirin en ilerisini öncelikle yaparsanız, elinizde başka hangi araç kalır? Bunun için öncelikli görev, ilan edilen önlemlerin desteklenmesi olmalıdır. Buna uyum sağlamak için moral ve bilgiye dayanmak gerekir. Diyelim ki bu tedbirler yetmedi. Sokağa çıkma yasağı yasası var. O uygulanır. Sonra OHAL kalır. Temennim buna ihtiyaç duyulmaması. Peki sokağa çıkma yasağı kondu. O zaman şimdiden her eve su, ekmek, ilaç tedariki ve evlerde kalacak insanlara dönük psikolojik destek moral için neler yapılacak? Bunların hazırlığı olmadan, kervan yolda düzülür mantığı ile giderseniz, bunun yıkımı daha büyük olur.
Şimdi Bakanlar Kurulu kararı ile işyerleri kapandı. O işyerlerinde çalışan insanlar, onların sahipleri. Turizm, üniversiteler durmak zorunda kaldı. Bütün bunlar toplumsal ekonominin ve insanın ciddi kayıplarıdır. Üstelik bu olay, küresel ölçekte yaşanıyor. Yani dünya ekonomisi zordadır. Bunun toparlanması zaman alacak. Bu yüzden bu salgının yol açtığı ekonomik ve sosyal yıkımı, bizim gibi kaynağı kıt bir ülkede toparlamak daha büyük zaman alacak.
Dolayısı ile ne, batan gemiden kapişari mal almak, muhalif fırsatçılığı ve ne de erkte olanın dikkatin sağlığa döndüğü bu anda, popülarite peşinde koşarak, siyasi rant düşünmesi doğru değildir. 
Bu yüzden, tüm Cumhurbaşkanı Adayları ve onları destekleyen siyasi güçler, 26 Nisan’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerini, Yüksek Seçim Kurulu ile istişare içinde ertelemeyi ele almalıdır. Evet, seçim çok önemlidir. Ancak her şey değildir. Üstelik şimdi, bunca hay huy içinde kim dinler adayların vizyonunu? Üstelik sağlık, ekonomik ve sosyal tehlikelerle ilgili yapılacak eleştiri, öneri veya alınacak her karar, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı Seçimlerine indeksleneceği için değersizleşecektir. Bu nedenle seçimin ertelenmesi gündeme gelmelidir.  
Meclis temelinde, iktidar ve muhalefet ortak bir demokratik uygulama platformunu ele alınmalı. Buna Cumhurbaşkanı da dahil olmalıdır. Burada bu zor zamanda, toplumun hizmetkarı olunduğu anlayışı hakim olmalıdır. Bu ortak platform, toplumun iş ve emek dünyasının da ortaklaşmasını sağlamalıdır. Zaman, demokratik birlik ve ortak payda ile belayı def etmek zamanıdır. Hesaplaşmaya değil, ortak olarak iş yapmaya hesap kurmalıyız. 

YORUM EKLE

banner608

banner474