Geldik Nisan ayının sonuna ve coğrafyamızda heyecan yaratan güne. 27-29 Nisan'da Cenevre'de yapılacak olan 5+1 zirvesi, bazılarında heyecan yaratmış olmalı ki yine herkes bir tarafa çekiyor. Kimimiz Federasyon diyor, kimimiz de ayrı devlet diyor. Kendi düşünceme göre aslında her iki ses de aynı şeyi söylüyor. Güney Rum komşumuzun önünde olan iki seçeneği ve artık birini seçme zorunda olduğunu dile getiriyoruz.
15 Temmuz 1974 Yunan cuntasının adaya müdahalesinin neticesinde ada iki toplumlu, iki bölgeli bugünkü coğrafi şeklini almıştır. O günlerden bugünlere aynı coğrafyada, iki farklı siyasi yapı olarak, ayrı ayrı yaşaya bildiğimizi 47 yıldır dünya görmezden gelse de aslında adadaki fiili durumu gayet iyi biliyorlar. Tüm bunların yanında 2004 Annan Planı referandumunda iki toplumlu federasyona evet dediğimizi de dünya biliyor. Kısacası demek istediğimiz şudur ki "Ey güney komşum" artık bir karar ver, iki seçenekten birisini seç. Seçeneklerden hangisini seçersen bize uyar yeter ki artık sen bir karar ver! 
Cenevre görüşmelerinde böyle bir sonuç alınması gerekirken, durumun çok daha farklı olacağı, görüşmenin içeriğinden de görülebiliyor. Görüşmenin başlığı 5+1 gayri resmi görüşme. Daha önceden de yazmıştım, neden gayri resmi görüşme diye! Neden şudur ki; küreselleşmenin etkisiyle, uluslararası ilişkiler artık sadece “devlet” eliyle yürütülen bir ilişki biçimi olmaktan çıkmıştır. Büyük şirketlerin karar mekanizmalarındaki etkisi yeni diplomasi şeklini geliştirdi. Kanaatime göre büyük şirketlerin ekonomik çıkarları görüşüleceğinden, devletin koyduğu kurallar dışında kalan; gayri resmi denilmesi ihtiyacı doğmuştur. Bunun nedeni de dünyada değişen diplomasi çehresinin Türkiye'deki izdüşümleri olarak görülebilir. 
Cenevre görüşmelerini takip ederken, kritik görüşme, kritik dönüm noktası gibi bir takın tanımlamalar yapılabilir, yapılacakta. Ancak kritik olacak olan Kıbrıs sorunu değil, Doğu Akdeniz’deki doğal gazın paylaşımı olacaktır. Küresel güçlerin otoritelerini sağlamlaştırıp devam ettirebilmeleri, dünya enerji dağılımı ile ilişkilidir. Kıbrıs sorunu, enerji paylaşımından sonra gelmektedir. Kıbrıs sorununa bu pencereden bakıldığında, Cenevre görüşmelerinde bir sonuç çıkacağını sanmam. Çünkü bölgedeki güç dengeleri enerji odaklı olarak Kıbrıs sorunu üzerinden yürütülmektedir.
Bizler 5+1 Cenevre görüşmesinden ne beklemeliyiz? Yine kendi düşünceme göre Cenevre gayri resmi görüşmelerinden, tarafların güven artırıcı önlemlere daha fazla ağırlık verip, önümüzdeki süreci güven artırıcı önlemlere yönelik çalışmalarla yöneleceği bir süreç olabilir. Bir diğer alternatif ise müzakerelerin yeniden başlaması ve önümüzdeki bir zaman dilimini toplum liderlerinin veya teknik komitelerin görüşme sürecinin başlatılacağı yönündedir.
Sanırım önümüzdeki haftayı bu görüşme süreci ile yaşayacağız. Gelişmeleri hep birlikte izleyip yine sizlerle bu köşede değerlendireceğiz.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle…