Kuzey Kıbrıs’ta işler iyi gitmiyor...
Hemen her yerde, her sektörde sıkıntı vardır...
Yaratılan kötü sistem sayesinde insanlar ‘çıkar yarışına’ sürüklenmiş, dost ve arkadaşların yanı sıra, aileler birbirine düşürülmüş...
Özellikle de seçim dönemlerinde inanılmaz kırgınlıklar yaşanıyor...
Küçük köylerde bile insanlar kutuplaşıyor...
Başka ülkelerde böyle mi oluyor?..
Başka ülkelerin seçimlerinde, insanlar bizdeki gibi kapıştırılıyor mu?..
Menfaat vaatleri ile aileler arasında bile kırgınlıklara yol açacak sinsi politikalar yürütülüyor mu?..
Elbette değil...
Batılı ülkelerde vatandaşın siyasetle ilgilendiği tek gün seçim günüdür...
Herkes olgun bir şekilde sandığa gider ve oyunu kullanır...
Hiç kimse seçim öncesinde, taraf tutma konusunda tehdit edilmez...
Edilemez de...
Tehdit ağır bir suçtur...
İftira da öyle...
Peki KKTC’de nasıl bir demokrasi var?..
İhbarsız grev hakkı...
Küfür serbestliği...
İftira kampanyası...
Siyasi parti rozetine göre makam?..
Böylesi bir yapının bizleri iyiye götürmediğini anlamış olmalıyız...
Öyleyse; daha fazla zaman harcamadan yanlışları ortadan kaldıracak adımlar atmalıyız...
Kıbrıslı Türkler; ne istediklerini, nasıl bir yönetim, nasıl bir demokrasi arzuladıklarını ortaya koymalıdır...
Umutsuzluk çöküşü hızlandırır
Bir kısım insanımız, yaşanan sıkıntılardan bunalmış olduğu için “olsun da nasıl olursa olsun” diyerek, bugünkü çıkmazlardan kurtuluş yolunun çözüm olduğunu düşünüyor...
Bir kısım insan ise ‘her şeye rağmen’ KKTC’nin yaşatılmasından yana...
Önce çözüm seçeneğine bakalım...
Nasıl olursa olsun mantığına göre gidilirse, tek egemenlik Rumlarda olur...
Türkiye’nin garantörlüğü sulandırılır...
Kıbrıslı Türkler; bir anda 1974 öncesinden daha da kötü bir duruma düşer...
Korkunç bir göç dalgası yaşanır...
Önümüzdeki iki seçenekten biri de KKTC’nin devamıdır...
Rumlara güvenmeyen insanlar, ikinci seçenek üzerinde durdukları takdirde, ciddi bir endişeleri vardır...
O da KKTC’nin yetersizliği ve yönetim beceriksizliğidir...
Bu şekilde gider mi?..
Asla gitmez...
Hırsızlık, yolsuzluk ve suistimal yapanların, uyuşturucu kaçakçılarının, şiddete başvuranların yargılanması ve sonuç alınması yıllar alıyor...
Bunların bir kısmı ‘yasal boşluklardan dolayı’ hak ettiği cezayı almıyor...
Bunlar çok ciddi sorunlardır...
Peki bunu nasıl aşacağız?..
Elbette ciddi adımlar atarak...
Bir kısım insanı gücendirme pahasına doğru kararlar alarak...
Bunu yapabilmek için de önce siyaset temizlenmeli...
Parti sayısına sınırlama getirilmeli...
Ne değişecek?..
“Parti sayısı sınırlandığı veya siyaset temizlendiği takdirde ne tür değişim olacak?”
Diye soranlar olabilir…
Ciddi yönetimlerin gelmesi halinde çok şey yapılabilir…
Türkiye ile KKTC arasındaki ticaretin düzenlenmesi halinde, bu ülke ucuzluk cenneti olabilir…
En azından kirazı 130’a, bamyayı 170 liraya yemeyiz…
Mersin’de 12 ise kirazın fiyatı burada da 15’i geçmemeli…
Ama bunu da başaramadılar…
O yüzden ‘değişim’ kaçınılmaz…
Sayın Akar, Diyalog TV Gündem Özel programlarınız her geçen gün merakla izleniyor ,
Fakat Kış aylarında karanlıklara gömülen İngiltere değil de Karanlık yolları ile her gün Elektriklerin kesildiği KKTC değilmidir yani ?
Zengin Ülke İngilterede yaşayan Yüzbinlerce Kıbrıslı Türk bu konuda hiç de sizin gibi düşünmüyor ? Bir zamanlar UNSPOILT CYPRUS dediğimiz Ülkemize artık Londralı Türkler eskisi gibi gelip Sterlin yağdırmıyor? Altyapısı ve Üstyapısı ile Dökülmeyen yeri kalmayan Kirletilmiş Betonlaşmış KKTCye niye gelsinler ki ? Bu kötü halimiz ve yılların kötü siyaseti neticesi Ülkemize Gelen İngilizleri Almanları ve Londralı Türkleri kaçırdık ! Ülkemizi Afrikalılarla doldurduk ! Bugün ise Savaştan kaçan Ruslarla ve Ayatollahtan kaçan İranlılarla seviniyoruz !
PEKİ YA YARIN ???