banner564

Çetinkaya takım değil semboldür

Kıbrıs’ın spor ve siyasal tarihinde önemli yer işgal eden Çetinkaya Türk Spor Kulübü’nün bir alt lige düşmesi, toplumuzun gündemine kelimenin tam manasıyla cuk oturdu. Siyasal çekişmeler, Covid-19 pandemi (salgın) bir anda 2’nci plana düşüverdi…
Olaya KKTC futbolundaki gelişmeler çerçevesinde bakılır ise olay gayet doğal, sportif başarı veya başarısızlığın bir sonucu olarak bakılabilir. Ne var ki olay o kadar basit, dudak bükülerek geçiştirilecek bir olgu değildir. Bir kere Çetinkaya, sıradan bir takım değil Kıbrıs Türkü’nün sembol kulübüdür. Yıllardır mücadele verdiğimiz Türklük için Çetinkaya, ön saflara sürdüğümüz sembol adımızdır. Onun içindir ki ada sathına yaydığımız futbol kulüplerimiz tüzüklerine “Çetinkaya’ya futbolcu yetiştirmek” maddesini eklemişlerdir. Bugün Çetinkaya’yı Apoel’leştirenlerin takım dahil bu maddenin ruhu içerisinde kurulmuştur.
Diğer yandan Çetinkaya ‘efsane’ ismini alırken sadece futboldaki başarılarından dolayı değil, toplumsal direnişin sembolü oluşundandır. Yüzyıldır var olan Kıbrıs konusu Birleşmiş Milletler’de görüşülürken, Türk toplumunun, “Çetinkaya” olarak anılması, sıradan bir gelişme olmasa gerek. 
Eski yaşanmışları anımsatarak Çetinkaya’nın bugünkü hazin durumu yok sayamayız elbet. Ne var ki düşünülmesi gereken olgu, toplumumuzun bir kesiminin Çetinkaya’nın bugünkü konumuna sevinmiş olmalarıdır. Acı ama maalesef gerçek! Bunun nedenleri Çatoz (Serdarlı) olayını yaratan bazı (aklı evveller) mi, Kıbrıs Türk siyasi hayatının getirdiği demokratik siyasi çekişmeler mi, yoksa ‘Ligden çekilelim’ düşüncesini ortay atıp peşinen küme düşmeyi gündeme getirip moralleri sıfırlandıranlarda mı, yoksa yanlış transfer politikaları mı, gerçekten bilemiyorum…
Bir kere Çetinkaya’nın bu hale düşmesindeki en büyük etken Çetinkaya’ya üye olan bireylerin kulüplerine karşı duydukları ‘ilgisizlik’ başrol oynamıştır. Bugün Çetinkaya Lokalinin bir kısmının kiraya verilmesine tepki koyanlar, yıllardır bu binaya ayak basmamış, kulübü sahiplenmemiş kişilerdir. Bizce ‘timsah gözyaşı’ dökmenin zamanı değildir. Zaman birleşip çare üretme zamanıdır. Çetinkaya’yı eski günlerine döndürmek Çetinkaya üyeleri kadar, Kıbrıs Türk toplumunun da görevi olsa gerek. Tekrar ediyorum çünkü Çetinkaya, sıradan bir kulüp değil, Kıbrıs Türk toplumunun sembolüdür. Sembolü ayakta tutmak da öncelikler ülkeyi yönetenlere düşen başlıca görevdir. Çetinkaya’ya futbolcu yetiştirmek için kurulan Yenicami, Küçük Kaymaklı ve diğer bazı kulüplerimize geçmişte uygulan sistem ve yardımlar, bugün niye düşünülmüyor, çok merak etmekteyim.
Çetinkaya’nın kurucusu olduğu KOP’taki haklarını soruşturma meselesi ise başka bir konu. Onu da önümüzdeki günlerde irdeleriz.

YORUM EKLE
YORUMLAR
Hüseyin Elmasoğluları
Hüseyin Elmasoğluları - 4 yıl Önce

Muhteşem bir yazı

banner471

banner474