Küçük ülkemizin sorunlarında ciddi artışların olduğunu kimse inkar edemez…
Yönetim ve yasaların yetersizliğinin yanı sıra TL’nin değer kaybı, yüksek enflasyon, hızlı nüfus artışı, suçlarda görülen patlama karşısında hızlı ve etkin önlemlerin alınması kaçınılmazdır…
Kıbrıs sorunuyla ilgili müzakere sürecinin yeniden başlayabileceğini dikkate alarak, halkın özellikle pahalılık karşısında ezilmesini önleyici tedbirlere ağırlık verilmeli…
Hiç olmazsa Türkiye’den ithal edilen ürünlerde vergileri sıfırlamalı, ihtiyaçlı ürünlerin kısa sürede adaya getirilmesi konusunda adımlar atılmalıdır…
Temel gıda ve zorunlu tüketim maddelerine vergi koymak yerine; devlet gelirlerini farklı önlemlerle artırmak mümkündür…
İşte iki basit örnek:
1- Özellikle büyük kentlerdeki muhtarlar; kendisinden ikametgah isteyen binlerce üniversite öğrencisinin kira sözleşmesi sunamadığını söylüyor. Yani kiralarla ilgili sözleşme yapılmıyor ve devletin bundan büyük vergi kaybı oluyor…Bu konuda adım atıp kiralanan mülkleri kayıt altına alırsanız milyonlarca liralık gelir sağlarsınız.
2- Kayıt dışı çalışan binlerce işçi, doktor, sağlık görevlisi, satıcı, tamirci, pazarlamacı, restoran vardır…Bunları kayıt altına alırsanız devletin kasasını doldurursunuz…
Görüldüğü gibi sadece iki adımda KKTC ekonomisini düzlüğe çıkarmak mümkündür…
Ama bunu yapmak ve giderleri kısıtlayıcı düzenleme yapmak yerine, yılda bir milyara yakın fazla mesai ödemesini sürdürüyorlar…
Resmi Hizmet Araçlarına milyonlarca liralık yakıt alıyor, ruhsat, sigorta ve tamirat parası ödüyorlar…
Gelirler giderleri karşılayamadığı için çökmüş yollara, sağlık ve eğitime para harcayamıyorlar…
Devlet okullarının kalitesini yükseltemiyor, hastaların ihtiyaç duyduğu ilaçları zamanında getiremiyor, teknolojik gelişmelere ayak uyduramıyorlar…
Elektrik Kurumu’nun ayda 150 milyona yakın zararını Ankara’nın hesabına yazdırıyorlar…
Bundan sonrası
Kuşkusuz; ülkemizin en önemli sorunlarından biri de siyasi istikrarsızlık ve üst kademe yönetiminin sürekli değişmesidir…
Seçim sistemi değişmediği sürece, bugün yaşadığımız sorunların çözümü mümkün değildir…
Hatta her geçen gün daha ağır sorunlarla yüzleşeceğimizi görebiliyoruz…
İster parlamenter sisteme devam edelim, isterse başkanlık sistemine geçelim bundan sonraki dönemde iktidarda kim olursa olsun dürüst ve hızlı icraat yapılması her şeyden önemlidir…
“Şunu yaparsak bir sonraki seçimde oy kaybederiz…Bunu yaparsak Hasan’ı, Mehmet’i gücendiririz…Partiye zarar verici adımlar atamayız” gibi mazeretler artık bir kenara bırakılmalı ve sadece halkımızın geleceği düşünülmelidir…
Hizmet konusunda ciddi adımlar atılmalıdır…
Toplumun bir kesimi evine ekmek götüremez duruma gelirken, bir kesimin kayıtsız yaşaması kabul edilemez…
Ciddi önlemler alarak, batmış kamu kuruluşlarının tümü kapatılmalı veya devredilmelidir…
Ülkesini seven insanlar olarak tarafsız bir gözle uyarılarımızı sürdüreceğiz…
İyi haftalar…
40 Yılda ‘ Siyaset Üretim Eğitim Turizm ve Yönetim Beceriksizliğimizden Güzelim Ülkemizi maalesef Batırıp Soğana çevirdik ! Tüm Kurum ve Kuruluşlarımızı Yerle bir ettik Eğitim ile şişirdiğimiz İnşaat Sektörünün de elimizde patlayacağı günler ise yakındır ! Sarı altın Narenciyeyi dalında çürütüp meydanlarda yaktığımız KKTCde bu güne kadar neyi Becerebildik ki bu günden sonra da Becerebilelim ? ? Ekonomisi batmış Yollarına çıkmaya korkar olduğumuz Ülkemizde Gençlerimiz için ne gibi bir gelecek görülebilir ki ! Şiddet Uyuşturucu ve Suç oranlarının her geçen gün arttığı Yaşam kalitemizin ise Her geçen gün düştüğü KKTCde
Bırakın 13. Maaşları ve Ek olmayan Ek mesailerin ödenmesini Yüce meclisimizin Aylık Maaşları bile ödeyemeyeceği günler yakındır , Çemberin her geçen gün daraldığı KKTCde kapımıza gelen Döviz krizi ile Eğitim krizi İnşaat Sektörü krizi Eğitimsizlik ve daha da Pahalılık ile Başımıza geleceklerden kim Sorumludur acaba ? onu da 50 Bakan Bakmayan Başbakan ile YÜCE meclisimize sormalıyız ?
KKTC ile Huyumuz ve Tüyümüz FİLMİNİN son Perdesi = THE END