banner564

Çıkarılacak dersler var

  Kıbrıslı Rumların 2019 yılında kuzeyde kredi kartıyla harcadığı para miktarı 21 milyon 129 bin Euro’dur…
  Kıbrıslı Türklerin güneydeki harcamaları ise 18 milyon 800 bin Euro…
  Aradaki fark 3 milyonun altındadır…
  Yani sınır kapılarının tamamı kapatılırsa bundan sadece Kıbrıslı Türkler değil, Kıbrıslı Rumlar da zarar görecek…
  Kuzeyde Arasta ve Mağusa esnafı; akaryakıt bayileri, bazı kuaförler ve dişçiler zarar görecek…
  Ama, güneyde çok sayıda market ve bazı konfeksiyon mağazaları da olumsuz yönde etkilenecek…
  Dolayısıyla sınır kapılarını ‘corona virüs’ gerekçesiyle kapatmakla her iki tarafa da zarar veriliyor…
  KKTC yetkililerinin bu rakamları daha da vakit kaybetmeden AB yetkililerinin gözüne sokmaları ve acil müdahale talep etmeleri gerekiyor…
  Müdahale edilmemesi halinde ise, karşı tedbirler gündeme gelmelidir…

Bir an için düşünelim

  Kuzeyden alış-veriş yapan Rumların 2019’da 21 milyon 129 bin Euro harcaması elbette küçümsenecek bir rakam değildir…
  Bunun TL olarak karşılığı 147 milyon 900 bin liradır…
  Fakat; Türkiye’den gelmeyen veya ‘ne zaman geleceği’ belli olmayan 800 milyon liralık bir kaynak var…
  Ekonomik ve Mali Protokol imzalanmadığı için bu paranın yakın bir zamanda adaya gelmesi beklenmiyor…
  KKTC’de seçim, Türkiye’de savaş ortamı yüzünden çok ciddi bir süreçten geçildiğini anlamak zor değildir…
  Toplam bütçesi 8 milyar olan KKTC’nin, 800 milyon liralık Türkiye yardımını kaybetmesi durumunda nelerin olabileceğini iyice düşünelim…
  Ayrıca her fırsatta Türkiye’ye saldıranları da bu sohbete davet ederek, diğer olası gelişmeleri de değerlendirelim…
  Birincisi; Dünyanın en gelişmiş ülkelerine bile turizm açısından ağır darbe vuran corona virüsün KKTC’yi etkilemeyeceğini düşünmek aşırı saflık olur…
  Bazı oteller yeni rezervasyon alamadıklarını, bazıları eski rezervasyonlardan iptallerin olduğunu söylüyor…
  Peki bu durumdan sadece otel işletmecileri mi zarar görecek, yoksa tüm ülke mi?..
  İyice düşünelim…
  Pasta küçüldükçe, ülke içinde dağılımı da küçülecek…
  Devlete ödenen vergilerden tutun, mal alımlarına kadar…

Eğitim sektörü

  İkinci önemli konu eğitim sektörünün geleceğiyle ilgilidir…
  Corona virüs yüzünden adaya gelen yabancı öğrencilerin sayısı mutlaka azalacak…
  Türk öğrencilerin kaç tanesinin okul ve konut giderlerini karşılayabileceğini kestirmek ise çok zor…
  Türkiye’deki aileler bu şartlar altında çocuklarının eğitimine harcayacak para ayırabilecekler mi?..
  Ya da kaçı ayırabilecek?..
  Bunları düşünelim ve ev ödevlerimizi yapmaya başlayalım…
  Bunca yıl bolluk içinde geçti…
  Bundan sonra bolluk değil, daralmalar olacak… 
  İstesek de istemesek de küçüleceğiz…
  Devletin bu konuda öncülük yapması kaçınılmazdır…
  Seçim var diye daha çok harcama veya olmayanı dağıtma politikası yerine; her alanda küçülmeye gidilmelidir…
  Aksi halde çok ağlarız… 

YORUM EKLE

banner608

banner474