Çatalköy yakınlarındaki askeri cephanelikte meydana gelen patlamayı hepimiz büyük bir endişe içinde izledik…
   Patlamanın ilk dakikasından itibaren dualarımız,  askerlerimizin ve bölgedeki insanların can kaybına uğramaması içindi…
   Çok şükür can kaybı olmadı…
   Bölge halkı ve Acapulco’daki turistler korku dolu saatler yaşadıysa da, çok kısa sürede hayatın normale dönmesi sevindiricidir…
   Benzeri olayların bir daha yaşanmaması için bazı ciddi önlemlerin alınacağı hususunda herhangi bir kuşkumuz yoktur…
   Bunu yapacak olan ‘her konuda uzman olan’ sosyal medya kahramanlarımız değildir…
   Ne de bir sınır kapısını dahi idare edemeyen siyasilerimiz…
   Bunu yapacak olan askeri yetkililer ve Türkiye’den gelecek olan uzmanlardır…

Hemen askersizleşme edebiyatı başladı

   Patlama sonrasında askersizleşmenin önemine dikkat çekenler de oldu…
   Hatta bazıları ‘tek çarenin barış olduğunu’ öne sürdü…
   Bunun aksini düşünen Kıbrıslı Türk yoktur…
   Halkımızın ezici bir çoğunluğu Kıbrıs sorununun çözümünden ve barıştan yanadır…
   Ne var ki; karşı tarafın aşırı derecede silahlanmasını ve komşu ülkelerle ‘Üçlü Stratejik Anlaşma’ imzalamalarını görmezden gelemeyiz…
   Özellikle doğal gaz sondajları sonrasında çok sayıda ülkenin savaş gemileri Kıbrıs açıklarında dolaşırken, Trodos askeri kamplarında ‘kuzeyin işgali’ konulu komando tatbikatları yapılırken, bizler kendi dünyacığımızda kendi kendimize gelin-damat olamayız…
   Kıbrıs’ta ‘iki toplumun siyasi eşitliğine’ dayalı ve ‘güvenliğin teminat altına alınacağı’ bir çözüm sağlanıncaya kadar adanın her iki kesiminde askeri birlikler görevlerine devam edecek, cephaneliklerin sayısı daha da artacak…
   İki toplumdan birini her alanda etkisizleştirmek ve adanın tek sahibiymiş gibi siyaset üretmekte usta olan Rum siyasi liderliği, yaşanan tüm olayların sorumlusudur…
   Henüz 3 yaşındaki bir devleti silah zoruyla onlar yıktı…
   Barış harekâtına kadar 11 yıllık sürede bizleri silah zoruyla köylerimizden, evlerimizden onlar attı…
   Tek hedeflerinin adayı Yunanistan’la birleşmek olduğunu hiçbir zaman gizlemeyen onlardır…
   Böylesi gerçekler karşısında, hem güvenliğimizi sağlayan, hem de ekonomik yönden tek dayanağımız olan Türkiye’ye saldırmak ucuz kahramanlıktan başka bir şey değildir…
   KKTC’yi yönettiğini iddia edenlerin yapması gereken de devlete yönelik iç tehditleri tespit edip, gereğini yapmaktır…
   Bugünden itibaren yapacaklarının takipçisi olacağız…