Siz de basit ama etkili hazırlıklar yaparak ışıl ışıl ve pürüzsüz bir cilde sahip olabilirsiniz. Bu haftaki yazımda sizlere cildinizi yaza hazırlamanın püf noktalarından bahsedeceğim.

Baharda cildinizde ne gibi değişiklikler olabilir?

Baharın ve yazın gelmesiyle birlikte sıcak hava, güneş ve çevresel alerjenler cildinize tehlike oluşturmaktadır. Özellikle bahar ayında polenlerin etrafa saçılması, ağaçların çiçek açması ve çimenlerin yeşermesi ile kurdeşen gibi birtakım alerjik hastalıklarda beraberinde gelmektedir. Ayrıca güneşe bağlı alerjiler de cildin açıkta kalan bölümlerinde özellikle el, kollar ve yüzde kızarıklık kaşıntı ve kabarmaya neden olmaktadır.

Daha fazla güneşe maruz kalmak cilt için sakıncalı mı?

Güneşin cilt üzerine olumsuz etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Cilt yaşlanmasını tetiklemesi, kırışıkları arttırması, lekelerin oluşması kişiyi görüntü açısından rahatsız eden durumlar olmasına karşın, cilt kanserini tetiklemesi ise hayatını tehdit eden bir durumdur. Bu nedenden dolayı uzmanlar güneşten, ayrıca güneş dışında solaryum gibi yapay olan güçlü ışıklardan uzak durulmasını öneriyorlar. Solaryum özellikle yoğunlaştırılmış ultraviole (güneş ışığı) içerdiğinden normal güneş ışığından daha zararlıdır.

Güneşten korunmak için neler yapılabilir?

Güneşin bu zararlı etkisinden korunmak için mutlaka cilt tipinize uygun bir güneş koruyucu krem kullanmalı, mümkünse şapka ve gözlük takmalı, sıkı dokulu kıyafetler giymelisiniz. Güneş koruyucunuzu seçerken dikkat etmeniz gereken koruma faktörü ve yapısıdır. Özellikle açık tenli kişiler ve bebeklerde daha yüksek koruma faktörlü (50 spf gibi) kremler tercih edilmeli, yine akneli ve yağlı ciltlerde yağsız losyon bazında koruyucuların, kuru ciltlerde ise nemlendirme oranı daha yüksek ürünlerin seçilmesi gerekir. Koruyucunuzu dışarı çıkmadan 20-30 dakika önce sürmelisiniz ve uzun süre dışarıda kalacaksanız da iki-üç saatte bir tekrar etmeniz gerekir. Koruyucunun üzerine makyaj yapılmasında her hangi bir sakınca yoktur.

Ciltte güneşe bağlı başka ne gibi sorunlar görülmektedir?

Güneş ve sıcak havanın özellikle yağlı ciltlerde oluşturduğu bir başka sorunda aknedir (sivilce). Alın, burun ve yanaklarda küçük isilik benzeri, kaşıntılı döküntü şeklinde seyreder. Bunu önlemek için cildinizi sabun bazlı olmayan, yağ salınımını dengeleyen bir temizleyici ile temizlemek, asla makyajla yatmamak ve kapatıcıları yüzde uzun süre tutmamak, aşırı miktarda krem ve nemlendirici kullanmamak, haftada iki gün fiziksel peeling yapmak gerekir.

Kullandığınız makyaj malzemelerinde nelere dikkat etmek gerekir?

Kullandığınız bazı ilaçlar ve kozmetikler de yazın güneşin etkisiyle ciltte lekelenmeye neden olmaktadır. Doğum kontrol hapları, bazı tansiyon ilaçları, tetrasiklin gibi antibiotikler, A vitamini türevi ilaçlar, bazı akne ilaçları, içerisinde salisilik asit ve renk açıcı bulunan bazı kozmetikler bunların başında gelir. Cildinize yapılan bir travma (lazer epilasyon, ağda, kimyasal peeling, cilt bakımı vs.) sonrası oluşan kızarıklıkta da güneş etkileri ile leke oluşabilmektedir. Bu nedenle bu uygulamalar mümkün olduğunca yazın yapılmamaktadır. Eğer yapılacaksa da kızarıklık geçinceye kadar ve sonrasında güneşten çok iyi korunmalıdır. 

Güneş ışığından korunmanın bir diğer olumlu tarafı da mevcut benler üzerinde oluşabilecek kanseröz gelişimlerin önlenmesi ve yeni ben çıkışını azaltmaktır. Vitiligo (Ala hastalığı), lupus, roza gibi cilt hastalıkları olan kişilerin güneş ışığı hassasiyeti arttığından dolayı korunmaları şarttır.

Güneşin cilt üzerine olumsuz etkileri bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Cilt yaşlanmasını tetiklemesi, kırışıkları arttırması, lekelerin oluşması kişiyi görüntü açısından rahatsız eden durumlar olmasına karşın, cilt kanserini tetiklemesi ise hayatını tehdit eden bir durumdur.

Cildinizi sıcak havalardan korumak için neler yapmalısınız?

Günde 8 bardak su içiniz

Vücut ağırlığınızın yüzde 60’ı sudan oluşur. Ancak yaşınız ilerledikçe bu oran azalmaya başlar; bunun sonucunda da cildiniz kuruyor ve yüzünüzde kırışıklar ortaya çıkar. Cildinizin elastikiyetini kaybetmesi sonucunda da sarkmalar meydana gelir. Su, tüm sistemlerimizin sağlıklı çalışması ve toksik maddelerin vücudunuzdan uzaklaştırılmasında önemli bir role sahiptir. Ayrıca, vücut ısınını ve nem dengesini ayarlar. Bu nedenle, cildinizi içeriden beslemek için günde 8 bardak su içmeye özen gösteriniz. 

Alkol ve kafeinden uzak durunuz

Aşırı alkol tüketimi cildin su kaybetmesi, bunun sonucunda da kuruyup kırışmasına yol açar. Ayrıca kılcal damarlarda genişleme ve çatlamalar yapıp, kızarık bir görüntü oluşturur. Bunların yanı sıra B vitaminlerinin kaybına neden olabildiği için cilde zarar verir. Özellikle çok fazla kafein stres hormonlarına benzer etki yapıp cildin beslenmesini bozar. Tüm bu olumsuz faktörler nedeniyle sağlıklı bir cilde sahip olabilmeniz için alkol ve kafein kullanımından mümkün olduğunca kaçınınız.

Cildinizi iyi besleyiniz

Mevsim geçişinde cildinizde bozulmaları önlemek için dışardan desteklemek kadar, yediklerimiz ve içtiklerimiz de oldukça önemlidir. Eğer cildinizde parlaklık ve canlılık istiyorsanız, bol miktarsa yeşil sebzeler ve meyve tüketmelisiniz. Vitaminleri besin olarak tükettiğinizde de cildinize büyük bir destek sağlamış olacaksınız.

Şeker ve rafine gıdalara ambargo koyunuz

Çok yağlı ve şekerli besinlerin fazla tüketimi gün içinde kan şeker düzeyinde ani iniş çıkışlar yapıp, cildin sıkılığını sağlayan bağ dokusunda bozulmalara zemin hazırlar. Ayrıca, ciltte sarkmalar ve lekelenmelerin oluşmasını da hızlandırır. Hücre yapısını bozan serbest radikallerden korunmak için kızartmalardan, yağlı, beyaz şekerden yapılmış tatlı ile kurabiye gibi gıdalardan mümkün olduğunca uzak durmaya çalışınız.

Cildinizi nemlendiriniz

Cilt, dış etkenlere karşı sürekli savaşmak zorunda olduğu için, nemini kaybederek, gerilmeye, pul pul dökülmeye ya da ufak kızarıklıklarla birlikte kaşıntı başlayabilir. 

Mevsim geçişi sürecinde cildinize, ihtiyacı olan nemi sağlamalısınız. Nem cildimizin yağlı ya da kuru olmasıyla ilgili değildir. Cilt tipi yalnızca cildimize ihtiyacı oran nemi ne şekilde vereceğimizi belirler. Nem, cildin en büyük ihtiyacıdır. Bunun yanında cildi çok iyi temizlemeli ve toniklemelisiniz. Cildiniz için normal bir dönemde, haftada en az 1 kez cilt bakımına ihtiyaç duyarsınız. Bu sayı mevsim geçişlerinde 2’ye çıkmalıdır. Cildinizin ihtiyacı olan suyu, nemi ve diğer gereksinimlerini bakımla tamamlayabilirsiniz.

Cildinizi yaza hazırlamak için, cildinizi ihtiyacını belirledikten sonra bakım ve uygulama safhasına geçebilirsiniz. İster profesyonel, isterseniz de evde yapacağınız bakımlarla öncelikle cildinizi artan güneş ışınlarına karşı dirençli hale getirmelisiniz.

Mevsim geçişi süresinde, gece rutininize, nemlendiricinizin yanına nemlendiri ya da canlandırıcı bir serum ekleyebilirsiniz. Bu süreçte yine canlandırıcı toniklerle de cildi destekleyebilirsiniz. Hangi bakımı uygularsanız uygulayın, en önemlisi bu bakım rutinini bozmamaktır. Gerek sabah cilt temizliği, gerekse tonikleme ve nemlendirme sıralamalarınızı bozmamalısınız. Bu bakımları ne kadar düzenli uygularsanız, cildinize yaptığınız bakımlar o kadar hızlı sonuç verir.

Peeling yaptırınız

Cildin üst tabakasının hafifçe soyularak uzaklaştırılması esasına dayanan peeling pek çok farklı yöntemle yapılabilir.  Ancak ev ürünleri ile uygulanacak olan peelinglerde yeterli yanıt alınamayabilir. Üstelik ev ürünlerinin konsantrasyonu en fazla yüzde 2 civarında olduğu için peelingi her hafta sürekli tekrarlamanız gerekir. Bunun aksine ışıltılı ve parlak görünüm için cilt uzmanları tarafından yapılacak peeling daha sağlıklı yanıt verir. Örneğin glikolik asitle 2-3 hafta arayla yapılacak olan peelingler sonrasında kısa sürede iyi yanıtlar alınır. Peeling seansları yaklaşık 15 dakikada tamamlanır. Belirgin bir kızarıklık ve yanma olmadığından işlem sonrasında günlük hayata devam edilebilir. Peeling işlemini kış sezonu boyunca ayda bir yaptırırsanız, kozmetik kullanımınız en aza iner. Cildiniz çok daha sağlıklı ve pürüzsüz görünüme kavuşur.

Doğru ürünleri kullanınız

Kış aylarında yağ bazlı, daha koyu kıvamlı konsantre ürünler kullanılır. Temizleme ürünlerinde de cildi soymadan kurutmadan temizleyen, fazla köpürmeyen ürünlerden seçilir. Kış aylarında kullanılan ürünlerde soyucu etken maddeler az oranda olduğu için - mevsim değişikliklerinde ürünlerin içeriklerine dikkat etmelisiniz. Peeling gibi işlemlerle bir yandan cildinizi yenilerken, bir yandan da UV ışınlarının tahribatından korumanız gerekir. Güneşten koruyucuların yağ bazlı olmamasına dikkat ediniz ve doktorunuzun belirlediği faktör numarasına sahip olanları satın alınız. Terlemeyle birlikte gözenekler tıkanabileceği için yine bu konuda cildinizin tipine göre bir uzmanın önerdiği dermokozmetik temizleyici ve nemlendirici ürünler kullanınız.

Ben ve lekelerinizi kontrol ettiriniz 

Özellikle yüzünüz ve elleriniz en çok güneş gören yerleriniz olmaları nedeniyle UV ışınlarının tahrip edici etkisine maruz kalır. Kanser riski olması nedeniyle vücudunuzda 20’den fazla ben varsa, açık göz ve saç rengine sahipseniz, cildinizi mutlaka dermoskop aletiyle muayene ettiriniz. Özellikle ailenizde cilt kanseri hikâyesi söz konusu ise veya daha önceden beninizi aldırmışsanız, yaza girmeden önce rutin ben kontrollerinizi ihmal etmeyiniz.

Açık havada tempolu yürüyünüz

Özellikle açık havada yapacağınız yürüyüşler ve egzersizler kan dolaşımını hareketlendirip cildinizi daha ışıltılı hale getirir. Aynı zamanda egzersizle salgılanan endorfin gibi hormonlar da bu etkiyi destekler. Uzmanlar sağlıklı bir cilt için haftada en az 3 gün 45’er dakika yürümenizi öneriyorlar.