banner564

Clientelism

Seçim gündemi git gide suyu ısınan kazandan, kaynayan kazana dönüştü. Seçime az bir zaman kala da bu kazananın fokurdayacağını düşünüyorum.
07 Ocak 2018 seçimleri en çok bel altı vurulacak olan seçim dönemi olacağı kesin gibi gözüküyor. Dahası onca tantanaya rağmen meclis yapısı fazla değişmeyecek. 07 Ocak 2018 seçim sonuçlarında en çok değişecek olanın hükümetin yapısı olacağı düşüncesindeyim. İkili koalisyon hükümet modeli, üçlü koalisyona dönüşebilir gibi görünüyor şimdilik.
Clientelism kavramı niye bir şeylerin değişmeyeceğini net bir şekilde ifade etmektedir aslında. Maalesef Türkçede tam karşılığı olmamakla birlikte, clientelism, kayırmacılık olarak ifade edilmektedir. Siyaset biliminde ise clientelism patronaj ilişkileri olarak tanımlanmaktadır. Siyasete Patronaj ilişkisi, politikacıların uzun vadeli politikalar uygulamak yerine, kendisine oy verenleri müşteri gibi görüp müşteri-temelli ilişkiler kurması, (satın) aldığı oy karşılığında, kişiye ya da zümrenin yararına bir politika ya da hizmette bulunması anlamına gelmektedir.
Patronaj ilişkileri daha çok üçüncü dünya ülkeleri; ağırlıklı olarak Latin Amerika, orta-doğu ve Sovyet sonrası ülkeler için kullanılmaktadır ve bu yüzden daha çok hastalıklı bir siyasi kültür olarak gösterilmektedir... 
Basit bir gözlemle dahi patronaj ilişkileri yaşadığımız bu coğrafyada kolayca fark edile bilinmektedir. Birçok birey yakınlık görüşü üzerinden bir ilişki bağı kurup, işlerini kurduğu bağ üzerinden yürütmeye çalışmaktadır. Örgütsel ve yönetsel düzeylerde ise kamu görevlerine yapılan atamalarda ve terfilerde akrabalık veya tanıdık-dost ilişkilerine ya da siyasi veya temelli ortaya çıkan gruplara öncelik verilmesi; kamu kaynaklarının siyasi iktidara yandaş, seçmen kesimlerini kayıracak biçimde yönlendirilmeler yapılmaktadır.
KKTC’deki patronaj ilişkileri ile ilgili pek bir çalışma bulunmamakla birlikte, yakın geçmiş siyasi tarihimizi ve patronaj ilişkilerini anlatan güzel bir çalışma Sayın Salih Egemen’in, “Kıbrıslı Türkler Arasında Siyasi Liderlik” başlıklı doktora tezi çalışmasıdır. Sayın Egemen Kıbrıslı Türklerin iç siyasi yaşantısında iktidar, liderlik ilişkilerini analiz etmektedir. Kitaplaştırdığı doktora tezi okunduğunda, Sör Münür’den başlayarak günümüze uzanan süreçte, Kıbrıs Türk Toplumuna liderlik etmiş olan kişilerin liderlik sırlarını da öğrenmiş oluyorsunuz. Hep yakındığımız statükonun aslında patronaj ilişkileri olduğunun anlaşılması için okunması gereken bir çalışma.
Yaşadığımız coğrafyada siyasi eşitliğe dayalı, iki toplumlu bir çözümü arzuluyorsak, öncelikle kendi içimizde derlenip toparlanmalıyız. Böylesi bir toparlanma sürecinin başlangıç noktası ise topluma yön verecek uygun siyasetçilerin toplum tarafından belirlenmesinden geçmektedir. Önümüzde böylesi bir fırsat varken, 07 Ocak 2018 erken genel seçimlerinde adayların toplum adına ne yapacaklarına değil ne yaptıklarına bakmalıyız. Aksi takdirde, KKTC’nin demokrasisi müşteri temelli bir rejim olarak yaşantısına yön vermeye devam edecektir.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle, iyi pazarlar.
YORUM EKLE

banner471

banner473