Kuzey Kıbrıs’ta bugün ‘çok sayıda’ örgütün katılımıyla bir eylem gerçekleşecek…
   Eylemin amacı ‘zamları ve pahalılığı’ protesto etmek olacak…
   Sadece sendikaların değil, önemli sivil toplum örgütlerinin desteklediği bu eylemin demokratik kurallar içinde gerçekleşmesi ve hükümet üzerinde ‘uyarıcı’ olması son derece önemlidir…
   O nedenle bazı siyasi parti veya örgütlerin ‘amaç dışına’ çıkmaması ve Türkiye’ye saldırıya dönüşmemesi gerekiyor…
   Buna yönelen olması halinde anında etkisizleştirilmesi, eylemin inandırıcı ve etkili olması açısından şarttır…
   Yaşadığımız sıkıntıların zaman içinde aşılması için uyarıcı hareketlerden kimse korkmamalıdır…
   Ne var ki; mevcut sistemle sıkıntıları hafifletmek hiç de kolay olmayacak…
   Genel seçimler öncesinde yapılan uyarılar, bugünlerin geleceğini gösteriyordu…
   O yüzden de Meclis’te temsil edilen siyasi partilere ‘sistem değişikliği’ konusunda defalarca uyarılar yapıldı…
   Ama bunlar dikkate alınmadı…

Değişim kaçınılmazdır

   Sistem değişikliğinden söz edildiği zaman bunu tek yanlı düşünmek doğru değildir…
   Mutlaka ‘Başkanlık sistemi’ değildir yapılması gereken…
   Parlamenter sistemin mevcut seçim yasasıyla sorunlara çare üretemediğini kabullenerek, farklı bir uygulamaya gidilmediği sürece bu küçük ülkenin rahatlaması ve kendi ayakları üzerinde duracak bir noktaya gelmesi mümkün değildir…
   Tek bölge seçimi, milletvekillerinin bakan olmasının önlenmesi, meclisteki üye sayısının azaltılması, bakanlar kurulunun teknokratlardan oluşması ve hemen tüm yasaların yeniden düzenlenmesi yönünde adımlar cesaretle atılmalıydı…
   Fakat; meclisteki üyeler buna yanaşmadı…
   Sonucun iyi olmayacağı bilindiği halde eski sistemle seçime gidildi…
   İşte bugün yaşadığımız hızlı çöküşün ana nedeni budur…
   Seçim sonrasında bir hükümetin kurulması iki ayımızı alıyorsa…
   Atanan bakanlar bir hafta içinde değişiyorsa…
   Tasarruf önlemleri yukarıdan başlamıyorsa…
   İstediğimiz kadar eylem yapalım bu ülkenin ayağa kalkması mümkün değildir…

Hataları kabullenmek

   Tanınmamış bir ülke olduğumuzu ve bu gerçeğe karşın ülkemize gelen üç, beş tane yatırımcıya sürekli saldırmak suretiyle siyaset yapanlar da bugünkü felaketin başlıca sorumlusudurlar…
   Yaşanan sıkıntılarda, Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden kaynaklanan sorunlar olabilir…
   Ama meseleyi tümüyle buna bağlayamazsınız…
   Kıbrıs sorununun bugün çözülmesi halinde, mevcut kamu görevlilerini nerelerde ve ne şekilde istihdam edeceğinizi düşündünüz mü?..
   Mevcut ekonomik kurumlarınızın neredeyse tamamının ‘kalitesizlik ve yetersizlik’ yüzünden kapanma noktasına geleceğini bilmiyor musunuz?..
   Biliyorsanız, sahte bir sloganın arkasına saklanarak siyaset yapmaktan geri durmalıydınız…
   Durmadığınız için işte bu halkı dilenecek noktaya getirdiniz…
   Pahalılığa ve durmak bilmeyen zamlara karşı uyarıcı eylem yapmaya ‘evet’…
   Batmış ekonomiyi bugünkü sistemle çözme yalanına ‘hayır’…