Düşününün bir kere? Mesai arkadaşınızla aynı işi yapıyorsunuz, aynı saatlerde çalışıyorsunuz fakat iş maaşa gelince arkadaşınızın maaş sistemi sizden farklı?
01 Ocak 2011’den sonra işe girenler, 47/2010 sayılı Kamu Çalışanlarının Aylık (Maaş-Ücret) ve Diğer Ödeneklerinin Düzenlenme Yasasının (GÖÇ Yasası) yürürlüğe girmesi ile yasaya bağlı olarak işe girmişlerdir.
Şu an kamuda, aynı kadroda görev ifa eden kamu çalışanlarının Lise Hizmet Sınıfı başlangıç maaşlarında %24.08, Üniversite Hizmet Sınıfı başlangıç maaşlarında %26.01 düşüş olmuş ve aynı görevi ifa eden çalışanlar arasında büyük bir eşitsizlik doğmuştur. Yasasının yürürlüğe girmesi ile birlikte sadece başlangıç maaşlarında değil bir çok özlük hak noktasında da 2011 yılı sonrası kamuda işe başlayan kamu çalışanlarının hakları budanmış ve bir çok anomali yaratılmıştır.
Yaşadığımız coğrafyada maalesef çalışma hayatının çok parçalı bir yapısı vardır. Özel sektör ile kamu sektörünün çalışma koşulları arasında büyük bir uçurum olmakla birlikte, kamu çalışanları arasında da çok parçalı bir yapı vardır. Kamunun bu çok parçalı yapısı zaman zaman sendikalar tarafından dile getirilmekle birlikte, özellikle de 2011 sonrası işe girenlerin özlük hakları açısından ciddi bir düzeltme yoluna gidilmemiştir.
Bu anomaliyi bir örnekle açıklarsak; 2010 yılında Öğretmen Akademisinden mezun olan genç öğretmenlerden, kadın olan öğretmenler hemen işe başladıklarından dolayı eski yasadan işe başlamışlardır. Fakat bir yıl vatani görevini yerine getiren erkek öğretmenler, bir yıl sonrasında 2011’de işe başladıklarında göç yasasından işe başlamışlardı. Bildiğim kadarı ile bu konuda açılmış olan dava halen devam etmektedir.
Bugünlerde üçlü kararname ile atanan üst düzey yöneticiler de gündemde. Yeni hükümet, üçlü kararname atamaları ile ilgili bir yasa hazırlığı içerisindedir. Halbuki, üçlü kararname ortadan kaldırılsa ve bu göreve gelecek olanlar liyakat usulü kamu ataması olarak göreve gelseler en güzel ve en kestirmeden bir düzenleme yapılmış olacağına inanmaktayım. Çalışma hayatında çok parçalı yapı artık üst düzey yönetimleri de etkileyecek gibi görülmektedir. Müşavirler konusu kamuoyunun merakla beklediği bir konu olup gelişmeleri hep birlikte izleyeceğiz.
Çalışma hayatı, çalışanların huzur ve mutluluğu ülke için hayati öneme sahiptir. Bunu düşünemeyenler, kamu yönetimini ancak bataklığa çevirir. Bundan da yaşadığımız coğrafyanın hiç bir yararı olmaz. Çalışma hayatında tek istihdam türü olmalı, çalışanların özlük hakları da tek hukuki düzenlemeyle sağlanmalıdır. Aksi hali, hukuki karmaşa ve insana haklarına saygısızlıktır. Çalışanalar arasında ayrımcılık yapmamalıdır ki, onlarda işlerine sahip çıksınlar.
Herkese güzel bir hafta dileklerimle iyi pazarlar.
