Bir önceki güne göre dün hayli sakindik toplum olarak. Yirmi dört saat önce o marketleri boşaltan insanlar gitmiş yerine sağduyulu insanlar gelmişti adeta.
Ve herkes şimdi birbirine sormaya başladı, “Bu işin sonu ne olacak?” diye.  Nihayet herkes sağduyulu düşünmeye ve davranmaya başladı. Dün “Uçakları durdurun, kapıları kapatın, ülkedeki tüm yabancıları ülkeden gönderin” diyen anlayış “Ya çok panik yapmışız” diyebildi.
Peki, bir günde estirilen o fırtınada kaybettiklerimizi nasıl geri kazanacağız? İptal edilen rezervasyonları, yükseköğrenimde yaşanan kayıpları nasıl telafi edeceğiz? 
İşte şimdi bunlar ile ilgili olarak kafa patlatmak ve bir an önce normalleştirme çalışmalarına geri dönmemiz gerekiyor. Eğer bu olmazsa bu sefer gerçekten işimiz daha zor olabilir. 
Hiç vakit kaybetmeden normalleşme adımlarının atılması gerekiyor. Bu yapılırken de yeni vakaların olmaması adına da tedbirlerin aynı şekilde devam etmesi gerekmektedir. 

Esnaf perişan
Bir günlük çılgınlık sonrası dedik ya memleket normale döndü diye ama bu sefer de özellikle cafe ve yiyecek içecek satan işletmeciler dertliydi.
Bizim de zaman zaman tavla oynamak için gittiğimiz başkent Lefkoşa’daki bir mekan dün adeta sinek avlıyordu. Bizden başka müşteri içerde olmayınca mekan sahibi yanımıza gelip bizimle bizzat ilgilendi.
“Abi daha kirayı yeni denkleştirdim ve verdim mal sahibine. Şimdi ayın 15’inde Sosyal Sigortalar ve İhtiyat Sandığı ödemelerimiz var. Ayın 20’sinde KDV’leri ödememiz gerekiyor. KDV’den 10 gün sonra ise maaşlar, kira ve diğer masraflar var. Dükkanın hali eğer böyle bir hafta daha devam ederse hiçbir ödememizi yapamayacak hale geleceğiz” dedi.
Hükümetin bu konuda adım atması gerekiyor. Maliye ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanları bu konuda bir çalışmayı hızlı bir şekilde tamamlamalıdır. 
Bu dediğim birkaç gün içinde yapılmalı ve başta turizm sektörü olmak üzere bu krizden etkilenenler için bir kurtarma planı oluşturulmalıdır. Eğer bu yapılmazsa ülkemizde ilerleyen günlerde çok daha ciddi çok daha vahim sonuçları olan yeni krizler ile karşı karşıya kalabiliriz. 

İyi tarafları da varmış?
Corona virüsünün iyi tarafları da varmış meğerse. Dün istediğim gibi dolaşabildim Lefkoşa’da. Ne trafikte ne de arabayı park etmekte sorun yaşamadım Lefkoşa’da. 
Gittiğim mekanlarda bol bol kolonya ikram ettiler gün boyunca. Sürekli ellerimizi dezenfektanlarla silmek zorunda da kaldım gittiğim her mekanın girişi ve çıkışında. 
Belki de ellerim hiç olmadığı kadar temizdi dün itibari ile. Yarın akşamüstü çocuklarla hava güzel olursa dağ yürüyüşü yapmaya kadar verdik.
Siyasiler bir köşede, trafik yok, bol bol dezenfekte oluyoruz, sosyal medyada bir sürü geyikler dönüyor bu virüs salgını ile ilgili. Espriler havada uçuşuyor. 
Marketlerde ki stoklarını boşaltan firmalar özellikle yerli üreticinin yüzü gülüyor. Bir ayda yapmadığı satışı bir günde yapanlar da dahil. Kısacası kötü olduğu kadar iyi tarafları da varmış bu virüs işinin.

MESAJLAR
Ersin TATAR:  Dün Girne’de özellikle bu krizden ciddi şekilde etkilenmesi beklenen sektör temsilcilerini tek tek ziyaret etmişsiniz. Umarız bir an önce her şey yeniden eski haline döner. 

Dr. Faiz SUCUOĞLU: Turizm sektörü, cafe ve bar işletmecileri fena halde etkilenecek gibi gözüküyor bu krizden. En azından bu ay belki bu insanlara bir af veya bir başka formül üretebilirsiniz. 

Mustafa AKINCI: Şu kadın cinayeti sonrası söylediğiniz bu bizim kültürümüz değil sözü bazı kesimlerce çok ırkçı bulunduğunu biliyor musunuz? Size oy vermeyi düşünen bazı kesimler bu söylemden sonra bir kez daha düşünmeye karar vermişler. 

Ayşegül BAYBARS: Özel Güvenlik Yasası iki yıl hiç uygulanmadı ama şimdi yeniden değişikliğe gidiyor. Dün bu konuda kulağımıza bir şeyler çalındı. Adrese teslim bir değişiklik değil mi bu son yapılmak istenen. 

Mustafa GENÇ: Corona virüsü olayından sonra tüm çalışanlarınıza maske ve dezenfektanlar vermişsiniz. Sadece çalışanlara değil yakın dostlarınıza da keşke birer set gönderseydiniz. 

Fırat ATASER: Milli Park’ın yanında yapımı tamamlanan restoran çok yakında hizmete girecekmiş. Açılış için artık gün saymaya da başladığınıza göre demek ki kurdele kesimi yakın. 

Mehmet HARMANCI: Dün birkaç kişi sordu bize biz de size soralım. Şu sokaklarda ilaçlama yapan arkadaşlar ne sıkıyorlar yollara. Bu sıktıkları ilacın içeriği konusunda bir bilgi verir misiniz? 

Hasan UZUN: Corona virüsüne karşın araçları da dezenfekte etmek için yurt dışından bir alet getirmişsiniz ve başta ticari araçlar olmak üzere turizmde kullanılan araçları dezenfekte etmeye başlamışsınız. 

Reşat AKAR: Kim derdi ki siz de bu virüsten etkileneceksiniz ve meclisin bile tatil olduğu KKTC’de ‘Halk Meclisi’ni erteleyeceksiniz. Neyse çok yakında yeniden halkın karşısında olacağınızı tahmin ediyoruz. 

 Güven BENGİHAN: Sendika olarak tüm çalışanlarınıza ve özellikle cezaevi gibi yerlerde çalışanlara yönelik tedbirler kapsamında dezenfektan dağıtmışsınız. Sendika olarak çalışanın sağlık olarak da güvenliği size emanet anlaşılan. 

Metin ATAN: Bir gazeteci dostunuz sizi tehdit etmiş diye duyduk. Bu kişi maalesef böyle bir huya sahip. En iyisi bir deha mekana sokmayın yeter. Böyle insanların hayatımızda yeri yok. 

Serhat AKPINAR: Dün sabah Başbakan Ersin Tatar ile verimli bir toplantı gerçekleştirmişsiniz. Bu virüs belasından yükseköğretimin de etkilenmemesi için Başbakana görüşlerinizi aktarmışsınız. 

Mehmet BURHAN: Dün ovadan eve bir kucak dolusu ayrelli ile dönmüşsünüz. Dün tüm gün sizden gelen telefonu bekledik ama gelmedi bir türlü. Acaba bugün mü sürpriz yapıp arayacaksınız? 

Turgay DENİZ: Bazı sektörler daha ilk günden bu krizden çok ciddi etkileneceğe benziyor. Ticaret Odası olarak bir eylem planı hazırlamayı düşünüyor musunuz? 

Ali KORALP: Dün sizi Rum tarafına geçerken görmüşler. Aman o tarafta salgın varmış. Ne olur 14 gün boyunca görüşmeyelim olur mu? 14 gün sonra buluşuruz.