İnsan önce ülkesinin durumuna bir göz atar…
   Domatesin, maydanozun fiyatından söz etmiyorum…
   Tabi ki yiyecek fiyatları özellikle dar ve sabit gelirliler için çok önemlidir…
   Ama ülke ve insan için hayati önem arz eden konuları öne çıkarmak daha doğru olur…
   Nedir bu?..
   Öncelikle çevre…
   Avrupa Birliği’nin mali yardımlarıyla başkent Lefkoşa’da bir çöplük yapıldı…
   Adı Güngör…
   Çöplük için 10 yıl ömür biçilmişti…
   Ancak 6 yılda kapasitesini aşar duruma geldi ve yanmaya başladı…
   Çünkü çöplerde ayrıştırma yapılmıyor…
   Kamyonu dolduran getirip döküyor…
   Yemek atıkları, kağıtlar, cam ve plastik şişeler aynı yerde…
   Sadece otları ve ağaç dallarını kabul etmiyorlar…
   Durum böyle olunca belediyeler kendi çöplüklerini oluşturmaya başladı…
   Boş bir arazi bulunca sadece ağaç dallarını ve otları değil; diğer çöpleri de buraya döküyorlar…
   Usulüne uygun depolama yapılmadığı için bir süre sonra yangınlar başlıyor…
   Geçtiğimiz aylarda Lefke çöplüğü yanmıştı…
   Şimdi Çatalköy’ün çöplüğü yanıyor…

Santralin yanında cephanelik mi olur?

   Teknecik elektrik santralinin bitişiğine kurulan bu çöplüğün yarattığı tehlikenin büyüklüğünü düşünen ve tartışan oluyor mu?..
   Elbette olmuyor…
   Olsaydı, bugün o çöplük yanmazdı…
   Stratejik öneme sahip elektrik santralinin yanında çöplük oluşturulmasına izin verilmezdi…
   Belediyelerle birlikte ortak bir çözüm üretilir, basit bir sorun kısa sürede çözülebilirdi…
   Bunu dahi yapamadılar…
   İşte bu yüzden yüz milyonlarca dolarlık turizm yatırımlarının bulunduğu bir bölge günlerdir kara dumanlar altında kaldı…
   Bir yandan Teknecik’ten çıkan zehirli gazlar, diğer yandan çöplük yangını…
   Ülkenin en güzel yerlerinden biri olan ve ‘Kaplumbağa cenneti’ diye anılan Alagadi sahilini, bölge köylerini, turistik tesisleri, her şeyi zehirliyorlar…
   Ondan sonra da bu batmış halimize bakmaksızın dünyanın karşısına ‘eşit egemen devlet’ terziyle çıkıyorlar…
   Bırakın devlet yönetimini…
   Bir karpuzu ikiye bölecek yetenek dahi yoktur bu ülkenin yönetiminde…
   Cennet adamızı cehenneme çevirdiler…
   Herkesi hasta ettiler…
   Çocuklarımızın geleceğini tehlikeye attılar…
  “Yazıklar olsun” bile diyemiyoruz…
   Anlayın artık…