banner564

Çözüme hazırlık ve KKTC

   Kıbrıslı Türklerin gündeminde bayram tatili, 24 Haziran yerel seçimleri ve Türkiye’deki tarihi seçimler var…

   Bir da dövizdeki yükseliş ve buna bağlı ekonomik sorunlar…
   Rumların gündeminde ise, 24 Haziran’dan sonra başlayacak olan ‘çözüm süreci’ vardır…
   Bu kez çok daha sert rüzgârların esmesi bekleniyor…
   Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Guterres de bu konuda yoğun hazırlık yapıyor…
   Guterres’in, Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyi üyelerine dağıttığı raporun içeriğinde ilginç bölümler var…
   Bunların çok sağlıklı bir şekilde değerlendirilmesi ve Türk tarafının da kendi pozisyonunu belirlemesi gerekiyor…
   Yarım asırlık bir sorunun, güvenliğimizi tehlikeye sokmayacak şekilde çözümlenmesini elbette istiyoruz…
   Ancak; referandum öncesinde ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ üzerinde ciddiyetle durulmalı ve hiç olmazsa bir kısmı devreye sokulmalıdır…
   Kıbrıslı Türk ve Rum müzakereciler daha işin başında  ‘Güven Yaratıcı Önlemler’ üzerinde durmuştu...
   Öncelik elektrik şebekelerinin birleştirilmesi ve GSM şirketleri arasında işbirliği yapılmasıydı...
   GSM konusu güneydeki ‘bir yasa’ gerekçe gösterilerek hayata geçirilmedi...
   Elektrik şebekelerinin birleştirilmesi konusunda ise Rum tarafı karşımıza öyle bir gerekçe çıkardı ki, bunun yalan olduğunu söyleyemedik...
   Rum tarafı kuzeydeki şebekenin ‘kriterlere uymadığını’ açıkladı...
   Halen yüklü miktarlarda borcu bulunan KIB-TEK yönetimindeki şebekenin ‘kriterlere uymaması’, KKTC’de en önemli kurumun dahi, Avrupa standartlarının ne kadar gerisinde olduğunu ortaya koyuyor...
  Rüzgâr estiğinde, yağmur yağdığında devre dışı kalan bir sistem bizleri nereye kadar taşıyabilecek?
   Bunu ciddiyetle ele almalı, gerekirse Türkiye’den acil yardım istemeliyiz…

Her taraf dökülüyor

   AB’ye uyumsuzluk açısından bir örnek de mezbahalardır...
   Güneyde, AB üyeliği öncesinde 180 civarında mezbaha vardı...
  AB sadece 2 tanesini iyileştirip, bıraktı; diğerlerini kapattı...
  Kuzeyde halen 70 civarında mezbaha vardır...
  Veteriner kontrolünde hizmet verenler, ya 3, ya 4’tür...
  Diğerleri Allah’a emanet...
  Çözüm aşamasında, belki biri kalır, diğerleri kapatılır...
  Kötü mü olur?..
  Kesinlikle olmaz...
  Tam tersi halk daha güvenli bir şekilde et tüketir...
  Ne var ki; bazı tarihi kurumlarımız da, çözüm aşamasında tehlike altındadır...
  Annan Planı’nın referanduma sunulduğu günler, Birleşmiş Milletler tarafından KKTC yönetimine ciddi uyarılar yapılmıştı...
  Özellikle de süt ve süt ürünleri konusunda...
  Acı tedbirler gündeme gelecek...
  Bunun ardından yaşanacak ciddi sıkıntılar konusunda yetkililerin herhangi bir önlem almamaları üzücü değil mi?..
  Elbette üzücü...
  Referandumdan bu yana 12 yıl geçti ve ilgili kurum ve kuruluşların AB standartlarına getirilmesi için hiçbir şey yapılmadı...
  Öyleyse bol acılı sürece herkes hazırlıklı olmalı...
  Aşağı Pirgo Muhtarı Kostas, “Kıbrıslı Türk vatandaşlarımız her zaman isteyemezler, vermeleri de gerekir” demişti...
  Çözümü ve Avrupa’yı istiyorsan, karşılığında istenenleri de vereceksin... 

YORUM EKLE

banner608

banner473