Kıbrıs konusunda farklı görüşler vardır...
Kimine göre 59 yıldır devam eden bu sorun, bir 59 yıl daha geçse yine çözülmez...
Kimine göre ise çözüm her zamankinden daha da zorunlu hale geldi...
Neden?..
Çünkü; bölgemizde coğrafya değişiyor da ondan...
Özellikle Kıbrıs’ın ‘iki konudan dolayı’ önemi artıyor...
Birincisi, güneydeki doğal gaz yatakları...
Dünyanın önde gelen kuruluşlarının yapmış olduğu sondaj çalışmalarına göre; Kıbrıs’tan çıkacak doğal gaz, Avrupa ülkelerini Rusya’ya bağımlılıktan kurtarmış olacak...
Olası bir çözüm durumunda gazın, Türkiye üzerinden sevkiyatının ‘en akıllı seçenek’ olduğu belirtiliyor...
Dolayısıyla, Kıbrıs sorununun çözümü, Türkiye’nin sadece AB yolundaki ilerlemesine değil, aynı zamanda doğal gazın ‘transit merkezi’ olması açısından da son derece önemlidir...
Rumlar buna ‘asla’ izin vermezler mi?..
En azından eski Rum müzakereci Andreas Mavroyannis’in, Cumhurbaşkanlığına adaylığını koyan bir kişi olarak Doğu Akdeniz gazının Türkiye’ye yönlendirilmesine ilişkin önerisi önemli bir gelişmedir…
Bunun ciddiyetle tartışılmasında fayda vardır…
Kuzeyde ‘su’ güneyde elektrik
Bir başka önemli konuya geçelim…
Güney Kıbrıs şu anda rahat olsa da kurak geçen yıllarda su sıkıntısı yaşıyor...
Denizden su arıtmaya büyük paralar ödeniyor...
Ve çiftçilere ‘yeni ekim yapmayın’ deniyor...
Kuzey Kıbrıs’ta ise Anamur’dan gelen su vardır…
Ve bu durum kuraklığa karşı hayati bir öneme sahiptir...
Anamur suyunun belirli bir süre sonra tarımsal alanlara aktarılması halinde, üretimde kalitenin artacağını herkes biliyor…
Kuzeyin su avantajına karşılık güneyin elektrik avantajı vardır…
Tatlısu bölgesinde elektrik üretimi artarken, önümüzdeki aylarda bunu doğal gazla üretimi takviye edecek…
Ardından İsrail günde 3 bin 500 megawat enerjiyi Güney Kıbrıs ve Yunanistan’a aktaracak…
İşte bu noktada kuzeyle, güney arasında daha ciddi bir işbirliğinin sağlanabileceğini yönündeki öneriler ciddiyetle değerlendirilmelidir……
Çözümün, her zamankinden çok daha ciddi bir şekilde gündemde geleceği gerçeğinden hareket ederek, Kuzey Kıbrıs’ta daha ciddi değerlendirmelere ve ileriye yönelik projelere ihtiyaç vardır…
Örneğin ‘mülkiyet sorunu’ ne şekilde çözülecek?..
Rum mülklerinde ikamet edenlerin veya iş yapanların durumu ne olacak?..
Avrupa Birliği’nin kurallarına nasıl uyum sağlanacak?..
Tümünü ele almalı ve geleceğe yönelik projelere öncelik verilmelidir…
Fakirleşip yoksullaşan KKTCde yıllardır hep cak ve cek’ leri hayal edip gidiyoruz , Doğu Akdeniz’in en büyük enerji rezervlerine sahip olan İsrail ,Mısır ve AB ile Kıbrıs’ın devre dışı bırakıldığı üçlü bir enerji anlaşması imzalamıştır, alınan karar İsrail Gazının Mısır’a ve Mısır Gazi ile sıvılaştırılmış Gazın ABye ihracatı olmuştur , Kıbrıslı Rumlar ve uzaktan bakan bizler ise ne zaman çıkacağı ekonomik değeri bile belli olmayan Güney Kıbrıs Gazının Türkiye üzenden mi veya nerden çıkıp gideceğini konuşup duralım yakın bir gelecekte Avrupa’ya Gaz nakli Mısır üzerinden gideceği kesinleşmiştir, Uzun vadedeki Gaz nakli için ise İsrail, Türkiye ve Kıbrıs’ın da dahil olabileceği bir gelecek konuşuluyor !
Fakirleşip yoksullaşan KKTCde Liderlerimiz Doğu Akdeniz zenginliklerini konuşadursun maalesef seyirci kalmaya şimdilik devam edeceğiz,
Kıbrıs’taki çözüm ve birleşmeye gelince , Kıbrıs’ta Egemen ayrı bir Devlete Siyasetimize ise Dünyada kimsenin onay vermeyeceği kesindir , BM AB ve Uluslararası Camianın Kıbrıs’ta Tek egemenlik ile iki Devletli bir Federasyondan başka bir çözümü kabullenmesi gerçek dışıdır, Görünen odur ki yeni bir siyaset değişikliği yapamaz isek tanınması imkansız sonsuza dek KKTCde Fakirleşip yoksullaşmaya maalesef devam edeceğiz!
Anavatan Türkiye’den gelen Su ile önce kuruyup yok olan Narinciye bahçelerimizi ve susuzluktan kavrulan köylerimizi kurtaralım da Güney Kıbrıs veya İsrail’e göndereceğimiz Suyu sonsuza dek KKTCde sonra konuşuruz !!