Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kalabalık bir heyetle birlikte Kuzey Kıbrıs’a gerçekleştirdiği ziyaretin ilk gününde Kıbrıs Türk halkına önemli bir müjde vermesi bekleniyordu...
   Ziyaret öncesinde ortaya atılan senaryoların başında ise Azerbaycan’ın, KKTC’yi tanıması geliyordu…
   Dış politika açısından bakıldığında, Dağlık Karabağ sorununu Türkiye’nin yardımıyla ortadan kaldıran Azerbaycan’ın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile diplomatik ilişkileri başlatması önemli bir adım olurdu…
   Ayrıca; çözümsüzlük yanlısı Kıbrıslı Rumları, bundan sonraki süreçte çözüme teşvik ederdi…
   Ancak Erdoğan’ın dünkü konuşmasında ‘tanıma’ konusuna değinilmedi…
   Erdoğan; muhalefetteki Cumhuriyetçi Türk Partisi ile Toplumcu Demokrasi Partisi’ne mensup milletvekillerinin boykot ettiği dünkü birleşim sırasında KKTC’ye Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ve görkemli bir Meclis binası yapacaklarının müjdesini verdi…
   Üstelik bu külliyenin 500 dönümlük bir alana inşa edileceğini söyledi…
   Ağır ekonomik kriz altında bulunan; ayrıca yol, çevre, sağlık ve eğitim açısından ciddi sıkıntılar yaşayan Kıbrıslı Türkler; Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Külliye’ ve ‘Parlamento binası’ müjdesini pek olumlu karşılamadı…   

Acil ihtiyaçlar vardır

   Sayın Erdoğan’a sunulan ‘Kıbrıs raporlarının’ eksik ve yetersiz olması halinde bundan büyük bir üzüntü duyarız…
   KKTC devlet hastanesinin bir yıl önce yangından zarar gören kalp cerrahi bölümü hala yapılmış değildir…
   O yüzden ameliyatlar yapılamıyor…
   Hastanelerin cihaz ve eleman eksikliği vardır…
   PCR testlerini bile doğru dürüst yapamıyoruz…
   Kanser hastaları çoğu kez ilaç bulamıyor…
   Güzelyurt Hastanesi’nin inşaatı yarım kaldı…
   Orası şu sıralar uyuşturucu merkezi olarak kullanılıyor…
   Lefke’nin mahkeme binası ‘tamir edilemediği için’ kapatıldı…
   Bazı köy yollarının tamiratı yapılıyor olsa da ana yollarımız büyük tehlike arz ediyor…
   Çift şerit bazı yolların yapımı parasızlık yüzünden yarım bırakıldı…
   Teknecik Elektrik Santraline hala bir filtre takılamadı…
   Hem insanlar zehirleniyor, hem doğa büyük zarar görüyor…
   Toplamda 17 göletimiz vardır…
   Bunların 12 tanesi su tutmuyor…
   Parasızlık yüzünden bakımı yapılamıyor…
   Eğitimde tam güne geçilemiyor…
   Hemen her hükümetin programında yer aldığı halde bu konuda adım atılamıyor…
   Nedeni sorulduğu zaman ‘altyapı eksikliğinden’ söz ediliyor…
   Altyapı derken, öğle arasında yemek yenecek mutfak eksikliği karşımıza çıkarılıyor…
   Mutfak yapmak bu kadar zor mu?..
   “Para olmadığı için yapamıyoruz” diyorlar…

Girne Antik Limana gidiniz Sayın Erdoğan

   Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın; bugünkü programda ufak bir değişiklik yaparak Girne Antik Limanı’na gitmesini öneriyoruz…
   Tarih isyan ediyor…
   Küçük bir bölgenin bakımını yapamadığımız için her taraf dökülüyor…
   Bırakın yabancıları, bizler isyan ediyoruz bu duruma…
   Böyle mi bulmuştuk?..
   Kimler bu duruma getirmiş?..
   Neden bakım ve onarımı yapılamamış?..
   Bir plana, projeye ve yönetim mekanizmasına ihtiyaç vardır…
   Acilen devreye sokulmalı…
   Sadece Girne Antik Limanı değil, tüm eski eserler elden geçirilmelidir…
   Rum-Yunan tarafı tüm uluslararası toplantılarda bizleri ‘istilacı’ olarak suçluyor…
   Bunu hak etmiyoruz…
   Ama onların elinde fotoğraflar, videolar var…
   “Bakınız bizden aldıkları yerleri ne hale getirmişler” diyerek, her konuda önümüzü kesiyorlar…

Meclis binası mı?..

   Sayın Erdoğan’ın ‘Külliye’ ve Parlamento binası önermesi bir iyi niyet jestidir…
   Ancak acil ihtiyacımız bunlar değildir…
   Hele parlamento binası…
   Ayda, yılda kaç birleşim yapıldığını bilmiyor sayın Cumhurbaşkanı…
   Haftanın iki gününde zor toplanan ve boş salona konuşmalar yaparak vakit geçiren bir siyaset anlayışımız vardır…
   Eskimiş, çürümüş yasaları yenilemek diye bir anlayışları da yok…
   Onlara geniş toplantı ve çalışma odaları sağlasak ne olacak?..
   Konuşulması, tartışılması ve ileri adım atılmasını gerektiren çok konumuz vardır…
   Bunların Sayın Erdoğan’a doğru dürüst aktarılmadığını düşünüyoruz…
   Sayın Erdoğan’ın çok sayıda bakan ve bürokratla birlikte ülkemizi ziyaret etmesinden dolayı büyük bir memnuniyet duyuyoruz… 
   Öncelikler konusundaki önerilerimizin, halkımızın ezici çoğunluğunun düşüncelerine tercüman olduğunu belirterek; KKTC ziyaretinin hayırlara vesile olmasını diliyoruz…
   İki bayramı birden kutladığımız bu günde, Kıbrıs Türk halkına özgürlük getiren, can ve mal güvenliğini sağlayan Barış Harekâtı’nın Başbakanı merhum Bülent Ecevit’e, hayatta olmayan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin değerli komutanlarına, mücadele önderimiz Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’a rahmet diliyoruz…
   Tüm şehitlerimizi saygıyla anıyor, gazilerimize sağlık ve mutluluk dileklerimizi iletiyoruz…
   Türkiye’siz KKTC olamaz…
   Bu bilinçle her zaman yanımızda olan Anavatan Türkiye’ye, fedakar Anadolu halkına şükranlarımızı sunuyoruz…