Eğer enflasyonu ciddi bir sorun olarak görmez ve mücadeleyi ciddiyetle ele almazsanız, sizi enflasyon peşine takar ve yerden yere vurarak sürükler, durur. Bundan toplum, ülke her yönden zarar görür, zayıflar. Bugün bunu yaşıyoruz. Enflasyona karşı mücadeleyi gündeminin kenarına dahi almayan Tatar- UBP ağırlıklı koalisyon ortaklığı, memleketin felaket diyarı olmasına yol açtı.
 Sayın Maliye Bakanı, Ocak ayında yüzde 48 HP ve 2024 Nisan ayında da yüzde 20 HP ödeneğini vereceğini kesin açıklamayarak;  enflasyon canavarının önüne daha da azması için besin attı. Bu bir öngörü değil, kesin tespit idi. Çünkü yüzde 48,5 HP’yi Aralık ayı sonu itibarı ile vermesi için, Kasım ve Aralık aylarının toplamında yüzde 15 HP olması gerekir. Bu yetmedi. 2024 Nisanında da “ hesaplamamıza göre yüzde 20 HP ödeyeceğiz  “ dediği için,  Kasım dan Nisan ayına kadar kesin yüzde 35 HP duyurusu yapmış oldu. . Bu talihsiz açıklama ile birlikte, birde Dolar 29.0015 TL, Euro 31.60 TL ve Sterlin 36.29 TL ye gelince, piyasalarda deyimine uygun olarak;  dağ taş, zam zam çağırdı. Ekmekten başlayarak her şey, zam üstüne zam gördü. Yani hükümet, döviz krizi nedeni ile enflasyon canavarının artan beslenme imkanına, söz konusu açıklama ile ekstra vitaminli gıda attı. Bakanın bu açıklamasını piyasa aktörleri dövizdeki hareketlenme ile birlikte aldı ve koy babam koy gelişti. 
Dün, her gün ekmek aldığım fırına gittim. İki ekmek aldım ve 24 TL verdim. Bana 4 TL’yi geri verdi. Ona 12 TL olmadı mı? Dedim. Bana abi biz dayanabildiğimiz kadar dayanacağız, çünkü bizim semt dar gelirli ve yoksul insanların çok olduğu semttir, dedi. Duygulandım ve takdir ettim. Sonra sorguladım. Peki bu zam kararları neye göre ve nasıl alınır? Kamunun beslenme zincirinin önemli bir halkası olan un ve unlu gıdalar nasıl olurda halka esasları duyurulmadan zamlanır. Serbest Piyasa bu mu? Hayır. Bu modelin de önemli kuralları vardır. Bunlardan biri de açıklık, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ve o hesapların da hukuki, idari ve siyasi olarak denetlenmesidir. Ama model bizde, Serbest Piyasa adı altında, en serbest ala keyfalık olarak uygulanıyor. Tutan tutabildiği kadarına, koyan ise koyabildiğinin son noktasına kadar koyma serbestliği içinde. Bu modeli, böyle” yerli ve milli” yaptık.  Açıklık, Şeffaflık hesap verilebilirlik ise yok. Vur vurabildiğin kadar. Altta kalanın canı çıksın. 
Sonrada biz; “ Demokratik, sosyal bir hukuk devletiyiz. Milliyetçi, Dindar, Laik, Atatürkçü, Ruma, Yunana boyun eğmeyen bir toplumuz diye de at tut. Ama enflasyon canavarının karşısında el pençe divan dur. Kendi halkının emeğini, alın terini, birikimini, umudunu, hayalini, geleceğini, ahlakını da onun önüne besleneceği gıda olarak at. 
Enflasyona karşı mücadeleyi öne almayan; ne milliyetçi, ne dindar, nede Atatürkçü ya da sosyal, demokratik hukuk devletinden yanadır. Olsa olsa enflasyon canavarının doğurduğu fırsatçıların, vurguncuların, fitnecilerin ya destekçisi ya da gözcüsüdür. Hadi Hükümet, somun ekmeğin tanesinin 12 TL ve köy ekmeğinin ve çöreğinin de 50 TL’ye nasıl ve neden çıktığını tüm verileri ile açıkla. Esas budur. Hadi maliyet unsurlarını tek tek açıkla ki tartışabilelim.