banner564

Değişmeyen gündem

  KKTC’nin ilan edildiği 1983 yılına ait gazetelerin arşivlerine göz gezdirince, son 35 yıldan bu yana aynı sorunların gündemimizde yer aldığını görmek insana büyük bir üzüntü veriyor...
  Çok sayıda hükümet değişikliği yaşadık...
  Çok sayıda siyasetçi Başbakan, bakan, milletvekili oldu...
  Ancak ülke gündemi değişmedi...
  Hayvan kaçakçılığı, koalisyon krizleri, peşkeşler, uyuşturucu, yatırımcıya eziyet, pahalılık, geçim sıkıntısı, tayin ve terfilerde yaşanan torpiller...
  İnanın, 35 yıl önce bunların hepsi KKTC’nin gündeminde vardı...
  Bugün hala gündemde yer almaya devam ediyor...
  Özellikle et kaçakçılığı üzerinde durmakta fayda vardır...
  İnsanlar neden güneye geçip, oradan et alıyorlar?..
  Bunun tespitini doğru yapmalıyız...
  Güneyde bir kilo kuzu eti 25 TL’ye, kuzeyde 50’ye satılıyorsa insan ucuz olanı almaz mı?..
  Kuzeyde bir kilo dana eti 45 civarında iken, Metehan Sınır Kapımızın tam 50 metre ilerisindeki markette 28 liraya satılırsa, özellikle çok et tüketenler ucuz olanı tercih etmez mi?..
  Peki bizde et neden pahalı?..
  Hayvan üreticileri 35 yıldan beri kasapları suçluyor...
  “Bizden okka ile satın alıp, kilo ile satıyorlar” diyerek, pahalılığın sorumlusu olarak kasapları gösteriyorlar...
  Kasaplar ise bu iddiayı reddediyor...
  Peki, üretici ile kasapları bir araya getirip de bu ‘dünya sorununu (!)’ çözmek çok mu zor?..
  Hükümet edenler ‘yapılamayacak işler konusunda’ halka bir yığın sözler vereceklerine, yapılabilecek basit işlerle neden uğraşmıyorlar?..
  Etin fiyatını pahalı tuttuğumuz sürece, asgari ücret tartışmasından kurtulamayacağımızı ne zaman anlayacağız?..
  Maaş ve ücretleri artırarak, üretim maliyetlerini sürekli yükselttikçe, dünyanın en pahalı ülkesi haline geldiğimizi ne zaman göreceğiz?..
  Ülkemizde elektrik, su, nakliye ücretleri çok yüksek...
  Peki neden?..
  Yüksek maliyetli üretim yapılmasından dolayı değil mi?..
  En pahalı elektriği biz üretiyoruz...
  En fazla istihdamı bizler yapıyoruz...
  Her seçim döneminde kamu kuruluşlarına ve belediyelere istihdam yapılıyor...
  Sonrasında maaşları ödemekte zorlanan bu kurumlar halka kazık atmaya başlıyor...
  Elektriğe, suya zam üstüne zam yapıyorlar...
  Bugün Türkiye’den 2 lira 30 kuruşa satın alınan suyu bazı belediyelerin 7 liraya satmasının ana nedeni aşırı istihdamlar ve maaş ödemeleri değil midir?..
  Siyasiler ve sendikalar bu gerçekleri görmezden gelerek, 35 yıldan beri popülizmle bu ülkeyi yaşanmaz hale getirdiler...
  Çalışanlar, yatırımcılar, hayvancılar, taşımacılar, emekliler, engelliler, toplumun hemen tüm kesimleri ülkemizin bu kadar pahalı hale gelmesinden dolayı mutsuzdur...
  Et fiyatları ve ücretlerde sürekli artışların olmasından dolayı bugün bir pide kebap 25-30 kira olmuşsa, bunun sorumlusu kimlerdir?..
  “Güney Kıbrıs’ta etin kilosu 25 lira ise kuzeyde neden iki katına çıkıyor?” sorusuna artık birilerinin yanıt vermesi ve bu sakat durumu düzeltmesi gerekiyor...
  Aksi halde 35 yıl sonra yine et kaçakçılığını konuşmaya devam ederiz...
YORUM EKLE

banner608

banner473