Seçim olgusu pek çok şeyi etkiliyor. Ancak etkilemediği bazı şeyler de var. Üstelik bu olgular 5 yıl önce olsaydı bugün Sayın Tatar’ı destekleyen siyasi güçler yeri göğü inletirdi. Bu ise Kıbrıs adasının güneyin-de gerçekleşen Fransız, İtalyan, Yunanistan ve Güney Kıbrıs deniz kuvvetlerinin gerçekleştirdiği ortak tatbikattır. Bu tatbikatın zamanlaması da önemlidir. Çünkü Mısır Dışişleri ve Petrol Bakanları Kıbrıs’a geldi. Güneydeki mevkidaşları ve Sayın Hristodulidis ile görüştüler. Bu görüşmelerde Fransız Total ile İtalyan ENI şirketleri de hazır bulundu. Bu görüşmede bir sonuç çıktı. Kıbrıs açıklarında denizde sondaj yapan bu iki şirketin bulduğu gaz rezervleri, Mısır’a gidecek ve oradaki tesislerde sıvı gaza dönüşüp, 2027 yılı itibarı ile Avrupa’ya satılacak. İşte Fransız, İtalyan, Yunanistan ve Kıbrıs Deniz Kuvvetleri bu antlaşma üzerine ortak tatbikat yaptı. Yani biz bu işin arkasındayız mesajı verdi.
Bunun bir ucunda da İsrail var. Çünkü onlarda yakın zamanda Mısır ile anlaşıp, aynı tesislerde kendi hidrokarbon gazlarını sıvılaştırıp, Avrupa’ya satılması antlaşması yaptılar. İsrail’in de Güney Kıbrıs’a hava savunma sistemleri kurması da aynı döneme denk geliyor. Bütün bunlar Doğu Akdeniz’de enerji kaynakları ve yolları üzerindeki güç yarışının sonuçlarıdır.
Kıbrıs’ın kuzeyindeki Sayın Tatar ve UBP, DP, YDP hükümeti ise bu gelişmeler karşısında gık çıkartmıyor. Neden? Çünkü iki devlet diyerek adanın bütününde var olan egemenlik haklarımızın yalnızca yarısına razı olacaklarını ilan ettiler. Bu nedenle artık güneyimizde meydana gelen gelişmeleri görmezden gel-meyi marifet saymaktadırlar. Halbuki bu politika Kıbrıs Türk Toplumunu ve Türkiye’yi Doğu Akde-niz’den soyutlamak isteyenlere işte böyle geniş bir alan getirmektedir. Bu kabul edilemez. Tam da bu günlerde Türkiye CB Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın uzun bir aradan sonra Türkiye’nin uluslararası hu-kuk temelinde Kıbrıs’ın garantörü olduğunu ifade etmesi önemlidir. Bu tavır bu gelişmelere siyasi, dip-lomatik ve hukuki olarak bir tavır alma işaretidir. Bu ise ancak ve ancak adanın toprak bütünlüğü ve Kıbrıs Türk halkının siyasi eşitliğinde, BM Parametrelerindeki görüşmelerin başlamasının istekli tarafı olmakla gelişir. Bu nedenle CB seçimlerin de bu olumsuz gelişmelere fırsat veren Tatar ve UBP-DP-YDP ortaklığına karşı tavır almak ve bunu değiştirmek gerekir. Değişim şarttır.