Kahramanmaraş merkezli depremin şiddeti 7.7 olarak açıklandı…
AFAD, yapılan incelemenin sonunda dün bir açıklama yaparak bunun 500 Atom bombasıyla eşdeğer olduğunu bildirdi…
Buna kimsenin itirazı yok…
Fakat; 7.7 şiddetindeki bir deprem sonrasında bazı binaların kum torbası gibi dağılması kabul edilebilir bir durum değildir…
Korkuya kapılan müteahhitlerin, depremin ardından yüklü paralarla yurt dışına kaçma gayretleri, yapılan alçaklığın en somut delilidir…
Sağlam iş yapan bir insan, deprem sonrasında ülkeyi terk etmez…
Kendine güveniyorsa sonuçları halkıyla paylaşır ve “ihmalimiz varsa yargılanmaya hazırız” der…
Ama bunlar tam tersini yapıyor…
Dayanıksız binaları savunacak bir yanları olmadığı için kaçmaya çalışıyorlar…
Kaçanlardan bir tanesi dün Lefkoşa’da tespit edilerek, iki polis eşliğinde Türkiye’ye iade edildi…
Polisimizin başarısını ve İçişleri Bakanı’nın anında iade kararını imzalaması sevindiricidir…
Ayrıca Başbakan Üstel’in, Adıyaman’daki ‘Katil Otel’ İsias’la ilgili hukuki işlem başlatılacağı yönündeki girişimi de memnuniyet vericidir…
Geç kalınmamalı
İsiad otel hakkında soruşturma açılması yönündeki karar olumludur…
Ancak; bu konuda ‘enkaz kaldırmayı’ beklemeden harekete geçilmelidir…
KKTC’den gönderilecek bir ekibin, Türkiye’deki ekiplerle birlikte veya ayrı bir çalışma içinde gerekli incelemeyi yapmasını, enkaz alanından toplanacak malzemeleri değerlendirmesini ve ortaya çıkacak neticeyi kamuoyu ile paylaşmasını istiyoruz…
Mimar ve Mühendis Odaları’nın yanı sıra inşaat alanında uzman kişilerin yer alacağı bir ekip hiç vakit kaybetmeden enkaz alanına ulaşıp çalışmaları başlatmalıdır…
Benzeri görülmemiş bir acı yaşayan Kıbrıs Türk halkının, yetkililerden beklentisi budur…
Hem KKTC, hem de Türkiye yetkililerinin, ‘eski bir milletvekilinin kardeşi olduğu’ söylenen otel sahibini bulup ortaya çıkarmalarını ve sorgulanmasını da istiyoruz…
Mühürlenen apartmanı otele çeviren ve bu feci sonucu hazırlayanlar kısa sürede yargıya havale edilmeli ve gerekli cezayı almalıdır…
Kuşkusuz; böylesi bir durum giden canlarımızı geri getirmeyecek…
Ancak; yapanın yanına kar kalmadığını herkes anlamış olacak…
Gelecek için bir umut verecek…
Her şeyden önemlisi “bu ülkede sahtekarlıklar, dolandırıcılıklar bitmez” diyenlere değişim niyetini gösterecek…
Sayın Akar , Standart dışı çürük Binaların yapımında suç onay veren ve denetlemeyen Belediyelerdir , parmağımızın arkasına suçlu arayarak saklanmayalım! Bir Müteahhit , Mimar ve Mühendisin İnşaat kurallarına uyum sağlama sorumlusu yine onay veren Belediyelerdir , İngilterede bir Binanın yapımının her aşamasında Belediyenin fiilen onayı gerekmektedir aksi halde Binanın yapımına değil yıkımına izin verilir , Genellikle gelişmemiş Ülkelerde bina yapımları en ucuz olan betonlama ile yapılıyor bu gerçekler ile Belediyelere daha güçlü bir denetim mesuliyeti düşmektedir! Türkiye’deki deprem sonrası kum yığınına dönen binaların ve maalesef hayatını kaybeden insanların sorumlusu deprem değil o Binaların yapımına onay verenlerdir !