Ülkemizde çok garip olaylar yaşanıyor…
  Bunları gördükçe üzülüyoruz…
  Haftalardır devam eden ‘giriş ve çıkışlarla’ ilgili tartışmaların artık bir son bulmasını ve herkesin ne yaptığını bilecek duruma gelmesini bekliyoruz…
  Ama olmuyor…
  Hükümet; muhalefetten veya örgütlerden gelen tepkilerin yanı sıra sosyal medyada yer alan paylaşımların etkisiyle sürekli karar değiştiriyor…
  Durum böyle olunca ülkeye turist getirmek isteyen acenteler ve otelciler ciddi sıkıntılar yaşıyor…
  Bir başka önemli sorun ise, ‘B’ ve ‘C’ Grubundaki ülkelerden gelecek olanlara çifte PCR şartı getirilmesine karşın, Sağlık Bakanlığı’nın sürekli malzeme sıkıntısı yaşamasıdır…
  Meclis’in dünkü birleşiminde sorularla sıkıştırılan Sağlık Bakanı’nın itirafları çok önemlidir…
  Elde malzeme ve yeterli personel olmayınca, ülkeye daha çok ziyaretçinin gelmesi ve ekonominin toparlanmaya başlaması mümkün değildir…
  Günde sadece 2 uçakla turizmin canlanacağını ve buna bağlı olarak diğer sektörlerin iş yapabileceğini düşünenler yanılıyordur…
  Günde 350 yolcunun tamamı turist olsa bile sektör ayağa kalkamaz ve ülke ekonomisi düzlüğe çıkamaz…

Tek çare kapasite artırımı

  Öyleyse yapılması gereken test kapasitesini artırmaktır…
  Bunun için akla gelen ilk yöntem Türkiye Sağlık Bakanlığı’nın yardım önerisidir…
  Günde 3 bin kişiye PCR testi yapabilecek kadar malzeme ve personel yardımı önerildiğine göre; bu imkandan süratle yararlanmak durumundayız…
  Diyalog TV’yi kapatmak için bazı MHP ve AKP milletvekillerini devreye sokma becerisi gösteren bizdeki siyasiler; ekonomik protokolün sağlıkla ilgili bölümünü bir an önce uygulayabilmek için de ‘etkili kişilerden’ yardım istemeli, onları devreye sokmalıdır…
  Bunu başaramıyorsa, o zaman malzeme eksikliğini gidermek için, KKTC içinde ‘dayanışma kampanyaları’ başlatılmalıdır…
  Öncelikle; yıllardan beri KKTC halkından çok büyük gelir elde eden 2 GSM operatörü ve bankalardan başlayabiliriz…
  Bunun devamında KKTC’den sürekli ihale alanlara da yönelmekte fayda vardır…
  Sadece bir kuruma yüz milyonlarca liralık mal satanlardan başlayalım…
  Onlar da bu ülkeden kazandıklarının ‘ufacık bir bölümünü’ sağlık ve ekonomik savaş için harcayabilmelidir…
  Niyet varsa çözüm de vardır…