banner564

Devletin adı ne kadar önemli?

 KKTC’nin ilan edildiği 1983 yılında Türkiye’de askeri idare vardı…
 Merhum Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş, çok kurt bir politikacıydı…
 İktidarda askerlerin bulunmasından yararlanarak; çok yoğun gayretlerden sonra, adadaki sol partileri de ‘bir şekilde ikna ederek’ KKTC’yi ilan etti…
 Askeri idarenin ardından iktidara gelen merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal bu hareketi benimsemedi…
 Hatta uzunca bir süre Denktaş’la ilişkileri soğuk tuttu…
 Türkiye o tarihten itibaren KKTC’nin tanınması yönünde ciddi girişimlerde bulunmadı…
 Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı sonrasında zaten bulunamazdı…
 Aradan 40 yıl geçtiği halde KKTC’nin ‘dost ülkeler’ tarafından dahi tanınmaması önemli bir ikazdır…
 Küçük bir adada ‘iki ayrı bağımsız devlet’ formülüne izin verilmeyeceğini anlayıp, farklı bir arayış içine girilmeliydi…
 Annan Planı’nın Rumlar tarafından reddedilmesi sonrasında önümüze büyük bir fırsat çıkmıştı…
 ‘Kıbrıs Türk devleti’ ismine o tarihte dönüş yapılmış olunsaydı, Avrupa Birliği adanın her iki kesimine de adaletli bir yardım programı başlatabilirdi…
 Bu konuda çok uyarılar yapıldığı halde, KKTC ve Türkiye’deki iktidarlar herhangi bir adım atmadı…
 Sonuçta; KKTC ‘ayrılıkçı bir rejim’ olarak adlandırıldı ve dünyadan kopuk kaldı…

Şimdi ne olacak?..

   Türkiye; son 40 yıllık süreci değerlendirerek, Kıbrıslı Türkleri hiç olmazsa Türk devletleriyle yakınlaştırmak ve bu sayede kültürel, sportif, ekonomik ilişkileri geliştirmek için ‘Kıbrıs Türk Devleti’ ismini bir süre önce gündeme taşıdı…
   Kıbrıs işlerinden sorumlu eski Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay bu konuda ilk mesajı veren kişi oldu…
   Üç gün önce MHP lideri devlet Bahçeli de aynı doğrultuda mesaj verdi…
   Ve son olarak Türkiye’nin yeni Dışişleri Bakanı Hakan Fidan…
   Fidan; Ankara’ya davet ettiği KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu ile görüştükten sonra yaptığı açıklamada “Kıbrıs Türk Devleti’nin” tanınması için çalışmaya devam edeceklerini söyledi…
   Kuşkusuz; bu tanıma ‘ayrı devlet’ ilanından farklı bir yaklaşımdır…
   İkili ilişkiye girme, toplantılara katılma anlamında yorumlanabilir…
   Zaten, Annan Planı’nda ‘her iki toplumun’ devlet organizasyonları dışında başka ülkeler ve örgütlerle kültürel ve sportif ilişkiler kurabilmesini öngörüyordu…
   Yine Annan Planı’na göre federal çatıyı ‘iki kurucu devlet’ oluşturacaktı…
   Bizler buna ‘Kıbrıs Türk Devleti’ diyeceğiz, Rumlar bunu ‘eyalet’ olarak yorumlayacak…
   Burada önemli olan, Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’nin çıkarlarına uygun bir adımın atılmasıdır…
   Böylesi bir adımın atılması sonrasında bir yandan Kıbrıslı Türklerin, hiç olmazsa Türk devletleriyle ilişkileri geliştirilebilir…
   Ayrıca; kapsamlı çözüm için yeni bir sürece girilir…
   Ama bu süreçte doğal gaz konusunda ‘kazan kazan’ mantığıyla bazı adımlar atılabilir…
   En azından Kıbrıs’ın doğal gazı, Avrupa ülkelerine Türkiye üzerinden ulaştırılır…
   Öyle görülüyor ki; çok hızlı bir şekilde yeni Anayasa tartışmaları gündemin ilk sırasına yerleşmiş olacak…
   Şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun… 

YORUM EKLE
YORUMLAR
Turkish Power
Turkish Power - 7 ay Önce

Kesinlikle haklisiniz ab ye girmek icin TCde kibris bir pazarlik maddesi olarak kullanildi taninmasi icin caba gosterilmedi ayrica musul kerkuk ve suriye Turkmenlerine sahip cikilmadi yumurta bilmemnereye dayaninca harekete gecildi

Öz
Öz - 7 ay Önce

KTFD vardı. Denktaş’ın biten görev süresini tekrar uzatması için KKTC ilan edildi. Geçerliliği var mı? Yok. Şimdi de birileri akıl veriyor. KTD diye. Geçerliliği olacak mı? Olmayacak. Devlet olmanın en önemli koşulu, vatandaşlarının taşımakla iftihar edeceği, göğsünü kabarta kabarta göstereceği, kimlik kartı veya pasaport ile ölçülür. Mesela İngiliz vatandaşları, taşıdığı pasaport ile iftihar eder. Bu Alman, İsviçre, İsveç ve diğer AB ülkeleri için de geçerlidir. Kıbrıslılar da KC pasaportu taşımak isterler. Peki KTD pasaportunu öncelikli olarak kimler taşımak istiyor?

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 7 ay Önce

For ever TRNC

banner471

banner473