Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşananlar uzun yılların ihmali ve yanlışlarının bir sonucudur…
Ama artık bu çarpık düzen herkesi rahatsız etmeye başladı…
Elektrik Kurumu iflasta…
Telekomünikasyon dairesi de öyle…
Hastaneler yetersiz…
Yollar çökmüş…
Gençler uyuşturucu batağına saplanmış…
Trafik felaket…
Kıbrıs’ın kuzeyi böyle de güneyi çok mu iyi?..
Elbette onlarda da sorun var…
Özellikle uyuşturucu belası bizden beter…
Ancak, ekonomik örgütleri bizden çok daha iyi ve sağlam durumda…
Yollar, çevre, iletişim, ulaşım, sağlık açısından onlarla yarışamayız…
Mesela; güneydeki CYTA adlı telekomünikasyon kurumunu devlet yönetiyor ama bu kuruluş hem teknolojik açıdan çok güçlü durumda, hem de her yıl kar ediyor…
KKTC’de Telekomünikasyon Dairesi sürekli zarar ediyor…
Yeni konutlara sabit telefon bağlayamıyor…
Arızalara zamanında yetişemiyor…
Burada önemli olan KKTC’yi yöneten ‘tüm partilerin’ özelleştirmeye karşı çıkarken, Telekomünikasyon Dairesi’ni teknolojik açıdan güçlendirmeyip, mali açıdan iflasa sürüklemeleridir…
Yeni konutlara telefon tahsis edemeyen bu kurumun borç batağına gömülmesi hiç kimseyi şaşırtmamalı…
Yaşananların tek sorumlusu ülkeyi yöneten siyasilerdir…
Halk bunalıma sürüklendi
Son günlerde siyasiler ‘yönetimin’ adını tartışıp duruyor…
Kimisi ‘KKTC’nin devamından yana…
Kimisi Kıbrıs Türk Devleti’ni destekliyor…
KKTC eğer bir devlet ise; ayakta kalabilmesi için halkın desteğine kayıtsız, şartsız ihtiyaç vardır...
Kıbrıs Türk halkı; KKTC devletinin ilanını ezici bir çoğunlukla destekledi...
Gelişip, güçlenmesi için elinden geleni yaptı...
Bunun karşılığında huzurlu ve güvenli bir gelecekten başka isteği olmadı...
Ne var ki; KKTC’yi yönetenler, Kıbrıs Türk halkının beklentilerini yerine getiremedi...
Ülkeyi ileri taşımak, halka huzurlu ve güvenli bir yaşam ortamı sağlamak yerine, eskiden var olan değerler de yok edildi...
Memleketin doğası bozuldu...
Ormanlık araziler, dere yatakları çöplerle kaplandı...
Denizler kirlendi, insanlar zehirlendi...
Kanser hastalıklarında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri oldu...
Gençlerine ‘vatani hizmet’ sonrasında iş olanağı sağlayamadı...
Binlerce insan, sınır kapıları açıldıktan sonra, KKTC yetkililerinin ‘düşmanlık mesajlarıyla’ andığı Rum tarafına muhtaç edildi...
Hayatlarının son zamanlarını Kuzey Kıbrıs’ta geçirmek için İngiltere’deki mülklerini satarak, burada yatırım yapan İngilizlerin kazıklanmalarına göz yumuldu...
Suçlarda patlama
Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yanı sıra hırsızlık, soygun ve cinayet olaylarında patlama yaşandı...
Trafik, içinden çıkılmaz bir hal aldı...
Belediyelerin yarısından fazlası batağa saplandı...
Devlet, belediyeler konusunda kalıcı kararlar üretemedi...
İlgili birimler, gerekli denetimleri zamanında yapmadı...
Aşırı istihdamların önüne geçilmedi...
Harcamalar sorgulanmadı...
Sonuçta hem hizmetler geriledi, hem de büyük bir kısmı borç batağına sürüklendi…
Yazık ve günah değil midir?..
Gelinen noktada, KKTC devletini yaşatma ve yüceltmeden söz edebilecek insan sayısını sorgulamaya gerek kaldı mı?..
Sizce kaldı mı?..
ZamanInda biz soyledik federe devlet deyistirme fanelya gibi bozulacak dedik hop rumcu derdiler hop komonis derdiniz yani bizim dedimize geldinz hade bakalIm merek ederim siz miliyeciler bunu nasIl hazmedece sinz