banner564

Devletin adından çok halkın ne düşündüğünü tartışmalıyız

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşananlar uzun yılların ihmali ve yanlışlarının bir sonucudur…
Ama artık bu çarpık düzen herkesi rahatsız etmeye başladı…
Elektrik Kurumu iflasta…
Telekomünikasyon dairesi de öyle…
Hastaneler yetersiz…
Yollar çökmüş…
Gençler uyuşturucu batağına saplanmış…
Trafik felaket…
Kıbrıs’ın kuzeyi böyle de güneyi çok mu iyi?..
Elbette onlarda da sorun var…
Özellikle uyuşturucu belası bizden beter…
Ancak, ekonomik örgütleri bizden çok daha iyi ve sağlam durumda…
Yollar, çevre, iletişim, ulaşım, sağlık açısından onlarla yarışamayız…
Mesela; güneydeki CYTA adlı telekomünikasyon kurumunu devlet yönetiyor ama bu kuruluş hem teknolojik açıdan çok güçlü durumda, hem de her yıl kar ediyor…
KKTC’de Telekomünikasyon Dairesi sürekli zarar ediyor…
Yeni konutlara sabit telefon bağlayamıyor…
Arızalara zamanında yetişemiyor…
Burada önemli olan KKTC’yi yöneten ‘tüm partilerin’ özelleştirmeye karşı çıkarken, Telekomünikasyon Dairesi’ni teknolojik açıdan güçlendirmeyip, mali açıdan iflasa sürüklemeleridir…
Yeni konutlara telefon tahsis edemeyen bu kurumun borç batağına gömülmesi hiç kimseyi şaşırtmamalı…
Yaşananların tek sorumlusu ülkeyi yöneten siyasilerdir…

Halk bunalıma sürüklendi
 
Son günlerde siyasiler ‘yönetimin’ adını tartışıp duruyor…
Kimisi ‘KKTC’nin devamından yana…
Kimisi Kıbrıs Türk Devleti’ni destekliyor…
KKTC eğer bir devlet ise; ayakta kalabilmesi için halkın desteğine kayıtsız, şartsız ihtiyaç vardır...
Kıbrıs Türk halkı; KKTC devletinin ilanını ezici bir çoğunlukla destekledi...
Gelişip, güçlenmesi için elinden geleni yaptı...
Bunun karşılığında huzurlu ve güvenli bir gelecekten başka isteği olmadı...
Ne var ki; KKTC’yi yönetenler, Kıbrıs Türk halkının beklentilerini yerine getiremedi...
Ülkeyi ileri taşımak, halka huzurlu ve güvenli bir yaşam ortamı sağlamak yerine, eskiden var olan değerler de yok edildi...
Memleketin doğası bozuldu...
Ormanlık araziler, dere yatakları çöplerle kaplandı...
Denizler kirlendi, insanlar zehirlendi...
Kanser hastalıklarında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri oldu...
Gençlerine ‘vatani hizmet’ sonrasında iş olanağı sağlayamadı...
Binlerce insan, sınır kapıları açıldıktan sonra, KKTC yetkililerinin ‘düşmanlık mesajlarıyla’ andığı Rum tarafına muhtaç edildi...   
Hayatlarının son zamanlarını Kuzey Kıbrıs’ta geçirmek için İngiltere’deki mülklerini satarak, burada yatırım yapan İngilizlerin kazıklanmalarına göz yumuldu...

Suçlarda patlama

Uyuşturucu kaçakçılığı ve kullanımının yanı sıra hırsızlık, soygun ve cinayet olaylarında patlama yaşandı...
Trafik, içinden çıkılmaz bir hal aldı...
Belediyelerin yarısından fazlası batağa saplandı...
Devlet, belediyeler konusunda kalıcı kararlar üretemedi...
İlgili birimler, gerekli denetimleri zamanında yapmadı...
Aşırı istihdamların önüne geçilmedi...
Harcamalar sorgulanmadı...
Sonuçta hem hizmetler geriledi, hem de büyük bir kısmı borç batağına sürüklendi…
Yazık ve günah değil midir?..
Gelinen noktada, KKTC devletini yaşatma ve yüceltmeden söz edebilecek insan sayısını sorgulamaya gerek kaldı mı?..
Sizce kaldı mı?.. 

YORUM EKLE
YORUMLAR
izzet kahraman
izzet kahraman - 1 yıl Önce

ZamanInda biz soyledik federe devlet deyistirme fanelya gibi bozulacak dedik hop rumcu derdiler hop komonis derdiniz yani bizim dedimize geldinz hade bakalIm merek ederim siz miliyeciler bunu nasIl hazmedece sinz

Hasan Nuri
Hasan Nuri - 1 yıl Önce

Sayın Akar , Kötü Siyaset ve Yönetim iş bilmez beceriksizliğimizden KTHY gibi KKTC’yi de batırıp tarihe gömdük , Cumhuriyet olmayan yeni Devletimizi de (KTD) Ben yaparım olur yönetimi ile batırmayacağımzı kim garanti edebilir ki !
Ne Ekersen Onu Biçersin diye bir Atasözümüz vardır!

Magusalı
Magusalı - 1 yıl Önce

Adıyaman mahrumiyet bölgesidir. Gidip gördüm. Yoksul bir kent. Yolları berbat. Eğitim bakanlığı niçin çocukları buraya gönderdi anlamak mümkün değil.

Öz
Öz - 1 yıl Önce

Türkiye 1999 depremi, 2001 depreminden sonra bir deprem daha. Yine binlerce kişi enkaz altında. Bu karda kışta, yine ailelerin ocaklarına ateş düştü. Yine 8 katlı, 14 katlı binalar çöktü.Apartmanlar akordiyona döndü. Bu kaçıncı? Deprem vergileri toplanmıştı bir zamanlar, nerde bilen var mı? Böyle felaketler hep az gelişmiş ülkelerin kaderi. Nedenleri belli. Rant. Rant için, imar verilmeyen yere, imar veriliyor. Kat çıkma verilmeyen yere katlar çıkılıyor. Depremle ilgili denetimlere bakılmıyor.inşaat malzemesi eksik kullanılıyor. Ama bakarsan her şey yasal.
Kıbrısa gelince, ihtiyaç olmayacak kadar, kanalizasyonu olmayan rezidanslar,derelere evler apartmanlar, standarta uymayan yollar, uygun olmayan yerlerde göletler, külliye gibi kanunsuz yapılar ve benzerleri. Israrla yaşanılan yerlere suç işleniyor ve rant için yetkililer ses çıkarmıyorlar. Yok siyasi rejim şöyle olmalı, seçilenler, partiler, STO leri böyle olmalı, sendikalar olmamalı, ya da azaltılmalı, özelleştirme, özerkleştirme, eğitim şöyle olmalı, sağlıkta tam gün olmalı falan da filan.Ne yapılırsa yapılsın, düşünce değişmedikçe hiç bir şey düzelmez. Bunun için AB diyoruz. AB kurallar manzumesidir. Sağlıkta, eğitimde, çevre düzenlemesinde, yönetimde kalitedir ve standartlarla düzenlenmiştir.Yani kalite standartlarına göre yaşantımıza çeki düzen vermemiz AB sayesinde mümkündür. AB yoksa kalite standarlarına uymak yerine,kalite standartlarını kendimize uyarlarız. AB ülkesiyiz ama muktesebatı askıda, AB vatandaşıyız ama AB vatandaşları gibi yaşamıyor, AB kaynaklarından yeterince yararlanamıyoruz.AB vatandaşıyız ama AB para birimini kullanamıyoruz. AB demokrasisini yaşamıyoruz. Çare olarak, Çözüm ve AB den başka yol yoktur.

Magusalı
Magusalı - 1 yıl Önce

Devlerin ismi Anayyasada. Anayasa değişikliği gerekiyor. İsim değişikliği oyalanırken anayasanın bazı maddelerinin de değiştirilmesi şimdiden ima edilmiş bir bakan tarafından.

banner608

banner474