banner564

Devletin itibarı: Gösterge binalar değil, yurttaşların refahıdır!

Türkiye’deki iktidar, KKTC’yi güçlendirmeye ve itibarını yükseltmeye çalışıyormuş… Yapılan bunca gösterişli işin amacı da buymuş…
Devletler, yurttaşların tek başlarına veya sivil toplum örgütleri ve şirketler oluşturarak yapamayacakları hizmetleri yapmak için vardırlar. Savunma, yollar, temel bir hizmet haline gelmiş olan sağlık ve eğitim gibi hizmetleri vermek veya verilmesini sağlamak devletin görevlerinden sayılır. Tartışma konusu olsa bile bu gibi hizmetlerin bazıları devletlerin işi olmaktan çıkmış, bu alanlardaki kimi hizmetler de “özel sektör” dediğimiz sermaye kuruluşlarına terk edilmiştir. Bu süreçte devletin rolü, düzenleme ve denetleme seviyesine yükseltilmiştir. Devlet böyle bir şeydir!
Bunları gereğince yerine getirip getirmediğine bakmak ve söz konusu devletin ne kadar “itibarlı” olduğunu saptamanın başlıca yolu olsa gerektir. Dünya siyasetinde söz sahibi olmayan, kavgaya girmeyen ve büyük ordular beslemeyen çok sayıda itibarlı devletin varlığı, bu yaklaşımı doğrulayacaktır.
Sonuçta “itibar” denilen şey, yurttaşların güvenliğine ve esenliğine dayanmaktadır. Kriter oradadır: Yurttaşların kendilerini güvende hissediyorsa, esenlik içinde yaşıyorsa devletin de itibar sahibidir!
KKTC’de durum farklıdır tabii… Nutuk atmak öncelikli görev haline geldi; itibar kriteri de laf söyleme sanatına indirgendi. Liderlerimiz ne kadar tumturaklı laflar edebiliyorsa devletimiz de o kadar itibarlı oluyor!
Biz itibar peşinde koşarken ürkütücü gelişmeler yaşamaktayız…
•    Kıbrıs Rum tarafının mülkiyet sorununu konu alan saldırıları devam ediyor. Bırakın iş insanlarımızı, barınabilmek için Rumların terk ettiği bir evi kullanan; Güney’de bıraktığı malına karşılık aldığı tarlaları ekip-biçmekte olan yurttaşlarımız bile tehdit altındadır. Rum tarafının kurduğu ağa hepimiz yakalanabiliriz. Yakalayıp yakalamamak onların insafına kalmış görünüyor. KKTC devleti bu konuda çaresiz olmalıdır ki liderlerimizin sesi bile çıkmıyor!
•    Rum tarafı, Türk devletleri ile bağlarımızı zayıflatmak için uluslararası ilişkilerini kullanıyor. Önemli bir başarıya imza atarak üç Orta Asya devletine Güney’de büyükelçilik açtırmayı başardı. Tepki göstermek bile anlamsız!
•    Rum tarafı, Avrupa Birliği üzerinden Türkiye ile pazarlık edebiliyor. Liman açılması meselesi sadece bir örnektir; istekleri, Türkiye-AB ilişkilerinin geliştirilmesinin önkoşulu haline gelmiş görünüyor.
KKTC devletinin yurttaşlarına sunduğu hizmetler de yerlerde sürünüyor: Çocuklar konteyner sınıflarda eğitiliyor; sağlık sigortası primi ödeyen hastalar özel hastanelerde ücret ödeyerek tedavi olmaya çalışıyor... Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, her KKTC ziyaretinde yollarımızı nasıl yapacaklarını anlatıyor…
KKTC devleti, Kıbrıs adası üzerindeki varlığımızı dünyaya çeşitli yönleri ile anlatmakta ve bu varlığı hukuki temeller üzerinde yükseltmekte başarısız olduğu gibi yurttaşlarımızın temel gereksinmelerini karşılamakta da başarısızdır. 
Bu kadar başarısızlığı başarıyla biriktirmiş olan KKTC devletinin itibarını tumturaklı laflarla kurtarmak mümkün görülmemektedir!

YORUM EKLE

banner471

banner474