Diyalog gazetesinde 5 yıldır aralıksız köşe yazıyorum.  Bir günden bir güne gazetedeki bu köşeyi kendi çıkar ve menfaatlerim için kullanmadım. Zaten böyle bir şeye kalkmış olsam bu gazetenin en başında oturan başta Reşat Akar olmak üzere tüm yazı işleri buna müsaade etmez. 
Dün bazı sitelerde gazetenin “onay vermediği” yazı olarak verilen ve benim kendi sosyal medya hesabından paylaştığım yazı benim ve gönül verdiğim insanlarla ilgilidir. Dolasıyla kişisel bir durumu buradan paylaşmam, ekmek yediğim bu kuruma ihanetlerin en büyüğü olurdu.
Diyalog gazetesi ve televizyonu kurulduğu ilk günden bu yana hep ilkeleri doğrultusunda hareket etmiş, bugüne kadar hiçbir partinin veya kurum ve kuruluşun şakşakçısı olmamış, herkese eşit mesafede yer almıştır.
Zaten çok kısa bir süre geçmesine rağmen Diyalog TV ve Diyalog gazetesinin bir numara olmasının ardına ilkeleri ve güçlü yapısı vardır.
5 yıldır bu gazetenin köşe yazarı olarak elbette bazı yazılarımız “uygun” bulunmamış olabilir. Ama bu “sansür” değildir, bu gazetemizin temel direklerini oluşturan ilkelerine aykırı bir düşünce ve ifade var ise gerekli editöryal işlemlerden geçirilmesidir.
Dolasıyla dünkü paylaşım benim şahsi düşüncem ve hissiyatımdır ve o yüzden de bu köşede yer almamıştır. Bu vesile dün yapılan bazı yayınları bu vesile buradan cevaplamak zorunda kaldığım için hem siz değerli okuyucularımızdan hem de Diyalog Yönetim Kurulundan özür dilerim.

Bazı sektörler açılacak
Coronavirüs salgınında bir buçuk ayı geride bıraktık. Hem ekonomik olarak hem de psikolojik olarak epey zorlu günleri geride bırakmaya hazırlanıyoruz. Çok şükür ki bulaşmada elde edilen veriler bize birkaç güne bazı sektörlerin yeniden faaliyete geçebilmesi adına umutlandırıyor. 
Keza dün Başbakanlıkta ilgili komiteler ve Sağlık Bakanı ile birlikte buluştu ve virüsün yayılma seyrine göre gelecek hafta bazı sektörlerin ufak ufak açılabilmesi konusunda görüş- alış verişinde bulunuldu.
Makinist garajları, gözlükçüler, mobilyacılar gibi bazı küçük ve orta ölçekteki işletmelerin yeniden açılması ve ekonomiye yeniden kan pompalanmasının önünün açılması planlanıyor.
Şuan bir çok kişinin arabası ya tamirhanede rehin kaldı ya da tamir olmadığı için yolda kullanılamaz halde. İşte ufaktan ufaktan bir başlangıç ile bazı atölyelerin gelecek haftadan itibaren kontrollü bir şekilde açılması planlanıyor. 
Ama en başta dediğimiz gibi tüm bunların olabilmesi için virüsün bulaşma seyrinde her hangi bir anomali olmaması halinde.

"İngiltere tükendi!"
Bu başlık bana ait değil, bizzat İngiltere’nin başkenti Londra’da Enfield Belediyesi’nin başkanlığını yürüten Kıbrıslı Türk olan Nesil Çalışkan’ a ait. Çalışkan,  isyan ederek, “İngiltere, tükendi!”  açıklamasında bulundu.
Salgının ilk çıktığı günden bu yana 50’den fazla Kıbrıslı Türk’ün yaşamını kaybettiği İngiltere’den ardı ardına üzücü haberler gelmeye devam ediyor. 
Dün son olarak Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu’nda yıllarca işçi örgütlenmesi ve mücadelesi içerisinde yer alan İsmail Özbarış, Londra’da yaşamını yitirdiği haberi ile sarsıldı.
Enfield Belediye Başkanı Kıbrıslı Türk Nesil Çalışkan, yaşananları anlattı. Çalışkan, İngiltere'yi gerekli önlemleri almadığı için eleştirdi. Ülke genelinde hükümetin sokağa çıkma önlemlerini alma konusunda geç kaldığını belirterek, salgının bu kadar yayılmasının önlenemediğini söyledi.

MESAJLAR

Ersin TATAR: Dün Türkiye Cumhurbaşkanı ile telefonda görüşmüşsünüz. Ee beklenen maddi yardımlar konusunda Sayın Cumhurbaşkanı bir müjdeli haber verdi mi? 

Mustafa AKINCI: Şu yazdığınız mektuplar adreslerine ulaşmış mı? Yoksa Coronavirüs Salgını yüzünden mektuplar adreslerine teslim edilmemiş olabilir mi? Bu konuda kamuoyuna bir açıklama yaparsanız seviniriz. 

Hasan KAHVECİOGLU:  Yıllarca aynı gazetede, aynı televizyonda hatta sizin genel yayın yönetmeni olduğunuz dönem radyoda da personeliz olarak çalıştık, adım Alihan kıymetli hocam, Ali değil. 

Hasan UZUN: Üretim konusunda başlattığınız seferberlikte dün yeni bir noktaya ulaşmışsınız ve bir dönümden fazla bir araziye ilk sebzeleri ekmişsiniz. Artık startı verdiğinize göre gerisi de gelecektir. 

Hasan SUNGUR: Kıbrıs Türk Emlakçılar Birliği olarak başlatmış olduğunuz yardım kampanyasında yardımlar ülkenin dört bir yanına yağmur gibi yağıyormuş maşallah. Her gün onlarca kişiye yardımlar ulaşmaya başlamış. 

Turgay KONTİ: Kıymetli abim, sesini yıllar sonra duymak gerçekten büyük bir sürpriz oldu. Bahsettiğin yeni mekanı inşallah bu virüs salgını geçtikten sonra ziyaret edeceğim. Yıllanmış viskiler senden purolar benden. 

Anıl KAYA: Ev işleri  bahçe işleri derken şimdide kitap yazmaya karar vermişsiniz. Valla bence de KKTC  siyasetinde gördüklerinizi yazsanız iyi bir kitap olabilir bence. 

İsmail ARTER: Flamingoların gelmesi ile birlikte Gülseren Göleti civarında muhteşem bir seyir ortaya çıkmış. Birde o bölgeye bu kuşları daha rahat izleyebilecek yerler yapılsa çok daha güzel olacak. 

Ahmet ARSLAN: Vatandaşın sıkıntılarına gün boyunca telefondan anında çözüm getiriyorsunuz. Daire kapalı olmasına karşın arayan herkesin işini telefondan çözüyorsunuz. 

Tolga ATAKAN: Ben 20 gün önce seyrüsefer ödemelerimi internet üzerinden yaptım. Acaba bana da yüzde 10’lük bir indirim uygulanacak mı? Yoksa bu uygulama bu haftadan itibaren mi? 

Çağrı ANIL: Yeni imajınız ile cami hocalarına benzemişsiniz. Maşallah o kadar sakal ne arada büyüdü biz bile anlayamadık. Bu arada sakal duası da yaptırdınız mı? 

Serdar DENKTAŞ: Televizyonlara çıkmama kararını bugün değiştiriyormuşsunuz ve uzun bir aradan sonra ilk kez bu akşam canlı yayına çıkıyormuşsunuz. Bize de bekleriz efendim. 

Erman YAYLALI: İhtiyat Sandığı ‘WhatsApp Danışma Hattı’ hizmette girmesinden sonra birçok kişiden olumlu mesajlar gelmeye başladı. Bu konuda belki de daireler içinde öncüde oldunuz. 

Mahmut ERDEN: Memlekete bir süt tozu fabrikasının kurulması adına girişim başlatılması fikrini inanın bizde çok beğendik. Belki birileri çıkarda bu işe ön ayak olur. Ne dersiniz? 

Kenan ÖRGEN: Geçtiğimiz hafta sizin restoranda giren hırsızlar yakalanmış.  Hırsızlık yapan iki zanlı,  mahkemede; "Aç kaldık, aç kalınca bu suçları işlemek zorunda kaldık. Çok pişmanız” demişler.