Rum lideri Anastasiadis; Avrupa ve Arap dünyasının liderleriyle Mısır’da görüştükten sonra büyük bir mutluluk içinde adaya dönerek KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı ile bir araya geldi…

   Gündemsiz görüşmenin sonucunda Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ‘kendine göre’ bazı olumlu gelişmelerden söz etti…
   Birincisi; elektrik şebekelerinin ortak kullanımı…
   KKTC ihtiyaç duyduğunda güneyden; Rumlar da ihtiyaç duyduğunda kuzeyden elektrik almaya devam edecek…
   Böylesi bir uygulama zaten vardı…
  Ama dünkü görüşmeden sonra ‘önemli bir değişimin’ gündeme geldiğini söyledi Sayın Akıncı…
   “Bundan böyle her defasında anlaşma yapmaya gerek kalmayacak” dedi…
   Çok güzel bir gelişme!..
   Anastasiadis’i güneyde sıkıntıya sokacak hiçbir şey yok…
   İkincisi de ‘cep telefonlarının ada genelinde kullanımı için teknik komitenin çalışma yapması’ kararı…
   Her iki karar da bizleri 4 yıl öncesine götürüyor…
   Benzeri kararlar Nisan 2015’te liderlerin ilk buluşmasında alınmıştı…
   Fakat; özellikle cep telefonları konusunda ‘Rumların tutumu yüzünden’ hiçbir gelişme yaşanmadı…
   Araç sigortaları da aynı şekilde sonuçsuz kaldı…
   Anastasiadis bu 4 yıllık süre içinde bir yandan tek yanlı doğal gaz çalışmaları, diğer yandan Avrupa ve Arap dünyasıyla ‘Stratejik Ortaklıklar’ kurarken, Kıbrıs sorununa kalıcı bir çözüm yerine, bizleri ufacık şeylerle oyalama taktiğini sürdürüyor…
   İşin en ilginç yanı da, bizden alacağı eserlere karşılık Rum radyosundaki sanatçılarımıza ait ses kayıtlarını iade etme yaklaşımıdır…
   İşsiz bırakarak, aç ve sefil bir şekilde ölüme mahkum ettikleri Behiç Gökay’dan ‘Aheste Çek Kürekleri Mehtap Uyanmasın’ şarkısını dinledikçe gelecek için moral bulacağız!!!

Ayrellide zehir mi vardı?

   Dünkü görüşmede Cumhurbaşkanı Akıncı’nın, Rum lideri ile yumurtalı ayrelli yemesini bekleyenler de hayal kırıklığına uğradı…
   Bir yandan ‘Güven Artırıcı Önlemleri’ görüştüklerini söylüyorlar, diğer yandan Kıbrıslı Türk’ün aracındaki 443 adet ayrelliye el koyuyorlar…
   Üstüne bir de 600 Euro ceza kesiyorlar…
   Ayrelli, doğanın bizlere verdiği en müthiş besinlerdendir…
   Güzel yağışlardan sonra bolluğu yaşandığı için bir Kıbrıslı Türkün, Rum tarafına satış yapmasından daha doğal bir şey olabilir mi?..
   Süt ve süt ürünleriyle, et ve et ürünlerinin Yeşil Hat kapsamında olmadığını biliyoruz…
   Ama ayrelli ineğin memesinden çıkmıyor, ovada dikenlerin arasından toplanıyor…
   Ve liderler uzun bir aradan sonra Güven Artırmayı görüşürken, Kıbrıslı Türkün topladığı ürünlere el konuluyor…
   Böylesi bir anlayış karşısında ilerleme veya kalıcı bir çözüm asla mümkün değildir…
   KKTC’nin olanaklarıyla yaşam sürdüren herkesin kendi devletine sarılması ve ekonomik yönden güçlenmeye yönelmesinden başka çare yoktur…
   Bir de Türkiye’ye daha çok sarılmalı, daha çok yardım talep edilmelidir…