Havaların sıcaklığı, döviz kadar yakıcı değildir sanırım şu günlerde. Dövize endeksli bir yaşam tarzımız var ve döviz aldı başını gidiyor. KKTC’nin kendi para birimi bulunmadığından, TC’nin para birimini kullanmaktadır. Türk lirasının tamamen TC Merkez Bankası’nın kontrolünde ve KKTC para politikasında belirleyici bir rol üstlenemiyor. Dolayısıyla KKTC, etkin bir bütçe politikası oluşturamadığı gibi, enflasyona karşın etkili bir mücadele, istikrarlı ülke yatırımları ve hepsinden önemlisi dengeli bir ülke ekonomisi oluşturamamaktadır.
Coğrafyamızda yükseköğrenim öncü sektörlerden biri olarak belirlenmiştir. Özellikle, öğrenime ara verilen yaz tatillerinde, iç piyasalarda gerçekleşen durgunluk, bu sektörün ekonomiye olan katkısının önemini vurgulamaktadır.
2015-2016 eğitim öğretim yılı yaklaşmaktadır. Türkiye’den 10 bin kadar öğrenci coğrafyamızdaki üniversiteleri kazanmıştır. Fakat dövize endeksli yaşam tarzımızı ve yükselen döviz karşısında, kaç öğrenci ülkemizdeki üniversiteleri tercih edip, kayıt yaptıracağını merakla bekliyorum.
Öğrencilerin yükseköğrenim tercihlerini belirleyen faktörlerin içinde eğitim dili, program kalitesi, eğitim ücretleri ve yaşam şartları, çekici faktörlerdir. Türkiye’den gelen öğrenci sayısının artırılması için saydığımız faktörler önemlidir. Fakat en belirleyici faktör eğitim ücretleri ve yaşam şartları gelmektedir. Türkiye’den gelen öğrenciler, eğitim için tercih edecekleri ülkede eğitim ücretlerinin ve yaşam maliyetlerinin makul seviyelerde olmasının beklemektedirler.
Ülkemizde yükseköğrenime gelen öğrencilerin üniversite harçları “Euro”, ev kiraları “Sterlin”, yurtiçi ulaşım imkânları çok kısıtlı ve sosyal aktiviteler yok denecek kadar az. Bu şartlarda öğrenci memnuniyetinin sağlanması, sektörün uluslararası rekabet gücünün artırılması zor görülmektedir.
TC’li öğrencilerin KKTC üniversitelerini tercih etmelerinin bir diğer nedeni de, üniversite sınavlarında aldıkları puanlarla, buradaki üniversitelerde tercih ettikleri bölümlere daha kolay girebilmeleridir. Fakat son yıllarda TC’deki üniversite sayısının artması, öğrencilerin aldığı üniversite puanları ile Türkiye’de yeni açılan üniversitelere yerleşebilmeleri, öğrencilerin tercihlerinde değişim olduğunu göstermektedir. Bu değişimde en önemli etken ise öğrenciye ve ailesine mal olacak yükseköğretimin maliyetidir. Yükseköğretimin maliyeti, karar verme aşamasında büyük oranda önemli etkenlerden biridir.
Yükseköğrenim sektörü ülkeye sağladığı ekonomik katkı ve diğer sektörlerle olan bağı nedeniyle, ülke ekonomisinde stratejik bir öneme sahip olduğunu düşünenlerdenim. Döviz kurunun istikrarsız olduğu şu günlerde, TC’den gelecek öğrenciler ve aileleri iki kez düşüneceklerdir. Biran önce coğrafyamızdaki üniversitelerin döviz karşısındaki tutumları ortak bir uzlaşıya bağlanmalıdır, Türkiye’den gelmesini beklediğimiz öğrencilerin kesin kayıt konusunda kararlarını vermeden önce. Aksi halde Türkiye’den kesin kayıt yaptıracak öğrencilerin sayısında azalma olacağını düşünüyorum. Herkse iyi pazarlar.
