Duy sesimi polis amca…

  Girne-Lefkoşa anayolunda giderken neler gördüğümü anlatacağım sana…
  Tam da Boğaz kavşağında; direksiyon başında cep telefonu ile selfie yapan bir adam…
  Aracı bir sağa, bir sola kayıyor…
  Neyse ışık ve korna uyarısı sonrasında onu geçerek ilerliyorum…
  Bu kez genç bir bayan görüyorum…
  Cep telefonunu eline almış, bir güzel anlatıyor…
   Kendinden geçtiğini anlamak zor olmadı…
   Kadın dakikalarca yolun tam ortasından gittiğinin farkına varmadı…
   “Bu son olur inşallah” derken, Lefkoşa’ya varıncaya kadar daha neler gördüm neler…
   Aklıma sen geldin polis amca…
   Neredesin, neden yollarda değilsin; kaza olduğu zaman mı yanımıza geleceksin?..
   Duy sesimi polis amca…
   Canavar yollarda kol geziyor… 
   Senin yakınlarını da tehdit ediyor…

Sıra sende sayın bakanım

   Sende duy sayın bakanım…
   Direksiyon başında selfie yapanlar veya bir şişe rakıdan sonra yola koyulanlar, bir anda yolun karşı şeridine geçiyorlar…
   Bu korkulu rüyadan bizi kim kurtaracak?..
   Anastasiadis mi, Putin mi?..
   Yoksa koruyucu bariyerler mi?..
   Yıllardır her gelen, gidenden ‘proje’ ve ‘bütçe’ masalı dinliyoruz…
   Yetmedi mi artık sayın bakanım…
   Bir yerden başlamak lazım…
   Lefkoşa-Mağusa, Güzelyurt, Girne-İskele çift şerit yolların orta refüjlerinde koruyucu bariyerlerin yerleştirilmesine bugünden başla, milletin hayır duasıyla başarı şansını yakala…

Var mı, yok mu?

   Bugün için son mesajım İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’a…
   Orda bir köy var, Lefkoşa’nın yanı başında…
   Adı Boğazköy…
   Muhtarı ve 5 bin nüfusu var…
   Ama haritada yeri yok…
   Okulu, camisi, mezarlığı da yok…
   Gece kulüpleri çalıştayı, Barbaros Şansal’ın affı artık geride kaldı…
   Bir zamanlar Boğaz’ın meşhur ayranı vardı…
   Orası da betonlaşmadan nasibini aldı…
   Nerede bu harita uzmanları ve de çevre kahramanları?..
   İnsanlarda dayanacak hal kalmadı…