banner564

Düzelme şansı var mı?..

   Uzun zamandan sonra; çok değer verdiğim, dünya görüşüne, yeteneklerine ve başarılarına büyük saygı duyduğum işadamı dostum ile uzunca bir telefon görüşmesi yaptım…
   Ülkesini kalkındırma ve halkımıza insanca yaşam hakkı sağlama hedefiyle adaya büyük paralar akıtan, fakat bunun karşılığında hak ettiği değeri görmeyen bir insan…
   Bir yandan vefasızlıktan, iş bilmezlere meram anlatamamaktan ve ülkenin her geçen gün her alanda kötüye gitmesinden yakınan, diğer yandan hala “Ülkem için ne yapabilirim” düşüncesinde olan gerçek bir vatansever…
   Uğradığı haksızlıklardan söz ettiği sırada “İsteseydik bugün çok daha güzel ve güvenli bir ülkede yaşamaz mıydık?” diyerek yaptıklarının ne kadar doğru olduğunu sorgularken, belki de beklemediği bir cevap alacaktı:
   “Yaptıklarınızı geri alamazsınız ama bundan sonrası için daha güzel, daha güvenli bir yaşam yeri düşünmeye devam edin…”
   Çünkü; bunu artık çok insan düşünüyor…
   Çaresi olan hemen harekete geçiyor…
   Kaynak yetersizliği veya iş sıkıntısı olanlar ise erteliyor…
   Peki en değerli insanlarımız dahi neden bu hale geldi?..
   Umutsuzluğun derinliğinde hangi sebepler vardır?..
   İşte burası çok önemli…
   Yıllardır yazdığımız, söylediğimiz gibi bu ülkede iç güvenlik artık ciddi tehdit altındadır…
   Uyuşturucu patlaması, trafik kazaları, cinayetler, darp olayları, kabadayılık hareketleri patlamış durumdadır…
   Yediklerimiz ve içtiklerimiz sağlıklı değildir…
   Hastanelerimiz ve sağlık uzmanlarımız yetersizdir…
   Bazen en basit olaylarda bile teşhis koyma sorunu vardır…
   Küçücük bir yerde ‘demokrasi oyunu’ ile gereğinden çok fazla siyasi parti kurulması ve bu partilerin iktidara geldikleri zaman ‘beceriye göre değil’, rozete göre üst kademeye yönetici ataması nedeniyle yaşanan insanlık dışı, iğrenç uygulamalar artık dayanılmaz boyutlardadır…
   Aşırı derecede göç alan bu küçücük ülkede kültür yozlaşması vardır…
   Çirkin, iftiracı, aşağılayıcı, itibarsızlaştıran, iğrenç dil kültürü  ‘Türk sözlüğü’ haline getirildi…
   Güvenilir dost, akraba, arkadaş, komşu kalmadı… 
   Herkesin kendini ‘en büyük, en kaliteli, en başarılı’ gördüğü veya siyasilerden aldığı güçle ‘en torpilli’ insan yerine koyduğu bu küçücük ülkede bu saatten sonra kim, ne yapabilir?..
   Kim, nasıl düzeltecek bu ülkeyi?..
   Bu mümkün müdür?..
   Üç kelimeyi bir araya getirmekte zorlanan, tehdit ve şantajla, ya da iftiraya dayalı bir kültürle sendikacılık yapanlar; parti meclisi üyeleri, müdürleri, müsteşarları, siyasileri vardır bu ülkeciğin…
   Siz bu ülkeciğin gün gele düzeleceğini, daha iyi bir konuma geleceğini mi düşünüyorsunuz?..
   Gün gele bir kurtarıcının geleceğini ve elindeki sihirli değnekle her şeyi düzeltebileceğini mi sanıyorsunuz?..
   Hayal görmeyelim…
   Böylesi bir şeyin olamayacağını; birileri gelse bile ona fırsat vermeyeceklerini; temiz düzenden rahatsızlık duyanların iftira kampanyaları karşısında demirin bile eğileceğini bilmeliyiz...
   “KKTC’yi kalkındıracağız, şöyle yapacağız, böyle yapacağız” diyerek kendi kendimizi aldatmaktan, hele gençlerimizi asla gerçekleşmeyecek hayallerle oyalamaktan vazgeçmeliyiz…
   KKTC  ‘batırılmış’ bir ülkedir…
   Değil 750 milyon TL; 7 milyar gelse de düzelemez…
   Sistemsiz, kuralsız; insan haklarının önemsenmediği, kardeşin kardeşe düşürüldüğü bir yeri sadece para ile düzeltemezsiniz…
   Acı da olsa gerçek durum böyledir…

YORUM EKLE

banner471

banner473