banner564

Eğer dinlersen, konuşur

 Hayat, sana sürekli olarak konuşur durur. Sana daha önceden tekrar ve tekrar yaptığın hataları tekrardan yapmaman için de konuşur. Ancak sen detayları görmez ve burnunun dikine gitmeye devam edersen hayat kendi sesini sana duyurmak için daha sert konuşur. 
  İnsan genellikle başına gelen olaylardan bir defa da ders çıkarmayı başarmaz. Bazen de hiçbir zaman sorumluluğunu ele almadığı için hiçbir zaman o dersi öğrenemez. Sonra da sürekli olarak ne kadar da şansız ve hayatın sürekli ona kötü davrandığıyla ilgili şikayet eder durur. Sonra bu şikayet etme haline bağımlı olur. Sonra bu bağımlılıktan zevk alır durur. Negatif konuşmanın, umutsuz, şansız ve hayatın kurbanı gibi hissetmenin bağımlısı olur çıkar. Bazı daha farkında olanlar bu durumda bir gariplik olduğunu fark eder ve bu fark edilişle birlikte hamle yapmaya geçer. Sorumluluğunu ve hayatının yaratıcısı olduğunu kabullenme yoluna girer. Kurbancılık oyunundan başarıyla çıkmaya başlar. Bazıları ise farkına varsa bile bu oyundan vazgeçme yoluna girmezler. Neden mi? Kolay olanı seçmek daha rahat hissettirir. Çünkü eğer hayatının yaratıcısının kendi olduğunu kabul ederse bundan sonra hayatının değişmesi gerekeceğini bilir ve bu onu korkutur, o yüzden bile bile bu üzücü oyunda kalır. Bazı diğerleri ise olayın hiçbir zaman farkına bile varmazlar. Bu bağımlılığın verdiği karanlık hazın içerisinde kaybolup giderler. Hayatlarında değişik trajediler yaratmaya ve hayatın onlara kötü davrandıkları ve kendileri de bunun kurbanı olduğu fikrini beslemeye devam edip dururlar.
  Oysaki bizler her şeyle bütün olanlarız. Dolayısı ile etrafımızda gördüğümüz her şeyle bütünüz. Hayat ile biriz ve hayat dediğimiz şey her zaman bize yol gösterir. Eğer dinlemeyi bilirsek, hayat bize kaybolmamamız için ışık tutar, yol gösterir. Sadece hayatı dinlemeyi ve işaretleri okumayı iyi bilmemiz ve bu pratikte ustalaşmamız gerekir. Tabi ki bununla birlikte hayat bize her daim yolu gösterse de burası özgür irade dünyası olduğu için yine o yolu yürümeyi kendimiz seçmek zorundayız. Hayatı dinelememeyi seçtiğimizde aslında hayat bize sesini duyurmak için daha sıkı bir çalışma haline girer. Ancak bizler ise bu sesin yükselmesini genellikle yanlış yorumlayıp ‘aman tanrım neden bunlar hep benim başıma geliyor’ diye kurban bilinciyle cevap veririz. 
  Bu hayatta her şeyin çözümü vardır ve bizler kendi içimizdeki gücü keşfedip, hayatımızda istediğimiz her muhteşemliği yaratacak güce sahibiz. Ancak bunun olabilmesi için kurban bilincinden çıkıp hayatın detaylarını daha derinden takip etmeyi ve hayatla birlikte hareket etmeyi öğrenmeliyiz. Aksi takdirde sürekli olarak kendimizi bir şeylerin kurbanı olarak hissetmeye devam edip dururuz.  

YORUM EKLE

banner471

banner473