Yaklaşık bir yıldır hiç alışık olmadığımız ortamlarla yaşamak zorunda kaldık!
Hayatımıza giren maske gibi aksesuarı sürekli kullanmak, zaman, zaman eldiven takmak, ellerimizi dezenfektanlarla yıkamak ve en yakınlarımız da dahil olmak üzere insanlarla belli aralıklarla ilişkilerimizi sürdürmek zorunda bırakıldık.
İnsanı insan yapan sosyal yaşamı raflara kaldırdık! 
PCR testleri, ardından binlerce aşılanma hadisesi sıradan uygulamalar haline getirildi!
Hele ölümlü vakaların sıklaşmasıyla birlikte bunları uygulamak bir zorunluluk haline geldi.
Önerilen önlemlere uymak, sadece kendi sağlıkları için olmadığı bilincindeki insanlar için kolay oldu. 
İnsanların kendinden de öncelikli gördüğü ailesi var, sevdikleri var, üzerine titredikleri var!
Bir de bütün bunları dikkate almayan, başına buyruk davranışlarıyla pandemiye hizmet ettiğini düşünemeyenler var.
Bunlar için yasal düzenlemelerin en ağır şekilde ele alınması bir zorunluluk haline geldi. Zira kısa süreli olmayacağı belli olan Coronavirüs salgınının çok uzun zamanlarda etkili olabileceği belirtiliyor.
Bütün bunlar dikkate alındığında Sağlık Üst Kurulu yanında bir de Ekonomi Üst Kurulun oluşturulması artık gündeme getirilmelidir.
Geçtiğimiz yıl boşu, boşuna ve de gereksiz kapatılmaların açtığı yaralar kapanmadan, uygulanmakta olan sokağa çıkma yasağı en çok özel sektörde çalışanları, küçük ve orta ölçekli iş yerlerini vurdu. 
Bir tarafta devletin olanaklarıyla, sağladığı maaşla sokağa çıkmama uygulamasından esinlenenler var, diğer tarafta varını yoğunu yitirenler hatta açlıkla yüz yüze gelenler var.
İşte ülkedeki ekonomik dengeleri gözeterek kararlar üretmesi, gelişmeleri günü, gününe takip etmesi, devlet gücünün vatandaşı iki sınıfa ayırmadan paylaşımcı olarak kendini göstermesi, ekonominin boşuna israf edilmemesi adına Ekonomi Üst Kurulunun süratle devreye girmesi gerektiği inancındayım. 
Ne acıdır ki bizde, Pandeminin kendini göstermesinin ardından özel sektörün maruz kaldığı sıkıntıların atlatılmasında hükümet edenlerin bugüne kadar başvurduğu en belirgin önlem çeşitli başlıklar altında ortaya konan borçlanma uygulaması bir de damga pulu muafiyetleri olmuştur!
Zor durumdaki sektörü batağın daha da derinlerine taşıyacağı kesin “borcu borçla ödeme” yöntemi gibi yöntemlerle bir süre sonra kepenkleri açık küçük ve orta ölçekli iş yerlerinin kalmayacağı kesindir.
Kim ne derse desin, ülkede ekonominin dibe vurduğunu görebilmek için devlette çalışanların maaş ödemelerinin sekteye uğramasını ölçü olarak benimseyen “ekonomist”lerden ibaret olmayan, gerçek anlamda yaşanan krizin boyutunu görebilen, sektörlerin sıkıntılarını bilen uzman kimselerden oluşan bir Ekonomi Üst Kurulunun varlığı bu ülke için artık şart olmuştur.