Tarih 29 Temmuz 2008…
   Dönemin Maliye Bakanı Ahmet Uzun KKTC’nin elektrik sorunuyla ilgili açıklamasında aynen şunları söylemişti:
   “Elektriğe yaptığımız yatırımlarla 15 yıl elektrik enerjisi üretimi açısından hiçbir sorun yaşanmayacak. İletim hatlarının yenilenmesi için büyük uğraş verdik ve yüzde 75'ini tamamladık. 
   Artık şunu bileceğiz ki bizde elektrik enerjisi üretimi açısından hiçbir aksaklık yoktur. Rum'dan elektrik satın alma gibi bir talebimiz artık yoktur. Zaman zaman onlara elektrik satabiliriz eğer talep ederlerse, o noktaya gelmiş bulunuyoruz."
   Uzun’un açıklamasından bu yana 15 yıl geçti…
   Demek ki o günden bugüne elektrik için yeni yatırımlar yapılmamış veya yapılan yatırımlar yeterli olmamış…
   İşin ilginç yanı 15 yıl önceki bakan Rum tarafına elektrik satabilecek bir noktaya geldiğimizi söylerken, bugün Rum’dan elektrik alıyoruz…
   Günlük ortalama 40 megavatlık elektrik açığımızı Rum tarafı karşılıyor…
   Ve Kıb-Tek, güneyden satın aldığı elektrik için iki kat daha fazla para ödüyor…
   Türk lirası cinsinden 8.50 ödüyor, 3.32’den satıyor…
   Böylesi bir uygulama yüzünden sadece beş günlük sürede 23 milyon lira zarara sokuluyor… 
   Bu uygulamanın devam etmemesi halinde KKTC’nin ne tür sıkıntılarla yüzleşeceğini düşünebiliyor musunuz?..

Mumları hazırlayın

   Elektrik Kurumunu önümüzdeki günlerde daha çok konuşacağız…
   Yakıt alacak parası olmayan ve borçlanma sınırının en üst noktasına gelen bu kurumun aylık zararı 100 milyon liranın üzerindedir…
   Yeterli yakıt stoku yoktur…
   Sürekli yakıt krizi yaşayan bir kurumun KKTC halkına veya ekonomisine yeterli hizmeti sunması beklenemez…
   İşin ilginç yanı; yarı fiyatına elektrik teklif eden dünya çapında isim yapmış kurumlara olumsuz yaklaşılması ve görüşülmemesidir…
   Böylesi bir tavır içine girenlerin, kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmaması daha da endişe vericidir…

Ana sorun çökmüş siyasettir

   Elektrik Kurumu’nun bu noktaya gelmesinde, diğer tüm sorunlarda olduğu gibi tek sorumlu ‘çare üretemeyen’ çökmüş siyaset kurumudur…
   “Biz yönetebiliriz” diyerek KTHY’nin yönetimini teslim aldıktan bir süre sonra kapısına kilit vurduğumuz gibi sırada Elektrik Kurumu ve Telekomünikasyon Dairesi vardır…
   Elektrik Kurumunu kapatabilirler mi?..
   Ne sağ, ne de sol partiler böylesi bir karar alamaz…
   Özelleştirme adımı da atamaz…
   Yıllardan beri tüm partilerin söylediği tek şey ‘özerkleşme’ olmasıdır…
   Yarı devlet, yarı özel modeliymiş…
   Ama o da olmadı…
   Gelinen noktada Güney Kıbrıs’a elektrik satmak bir tarafa; iki misli fiyata elektrik almaya mahkum edilmiş durumdayız…
   İyi haftalar…